Ruhu parçalanmış küçük kız, nasıl da masumsun sen öyle? Gözyaşların yüreğine akarken nasıl da sessizsin öyle? Karanlığa tutunmuş küçük elin, beyazlara bulanmaz mıydı?
-Gözde Akyol.
❇❇❇❇❇❇ ❇❇❇❇❇❇ ❇❇❇❇❇❇
"Esmerim beni özledin mi?" Damarlarıma asit dökülüyormuş gibi bir his tam kalbimin merkezine hücum etti. Ne yapacağımı bilemez bir halde, sağ ayağım merdivenin ilk basamağında öylece kalakalmıştım. Tenimdeki morluklar, kaburgalarımdaki tarifi imkansız acı kendini tekrar hatırlattı bana. Nefesim kesiliyormuş gibi hissediyordum. Tüm sesler boğuk geliyordu, kulaklarımda yalnızca o'nun sesi vardı. Başka sesleri duymak ne mümkün! Merdiven basamaklarında Rodos göründüğünde ne o'na gidebilecek kuvveti bulabilmiştim kendimde, ne de kaçabilecek. O'ydu. Gecehan'ın beni dövmelerine rağmen ses çıkarmadığı, ya da çıkaramadığı herifti bu. Sesi hafızama öyle bir kazınmıştı ki, unutmam imkansızdı. Beni dövmeleri emrini veren herifti bu. "Rodos?" Fısıldamamı duymuştu. Ellerini ceplerinden çıkarmış, arkasındakileri umursamadan yanıma gelmişti. Ellerimi tutmasına izin verdim, zira kendimde ayakta durabilecek daha fazla güç olduğunu sanmıyordum. "Neler oluyor?" Bir elini belime sarmıştı. Ardından çevresine bakındı. O'na tutunarak arkamı döndüm ve o herifle yüz yüze geldim. Suratında yine o sevimsiz gülümseme vardı. Gözleri benden sonra Rodos'a kaydı ardından Rodos'un belime sarılmış eline. Rodos ile aralarında bir bakışma geçti. Ardından adam okulun çıkış kapısından sakin adımlarla çıktı.
Burayı nasıl bulmuştu? Burayı bulması çok zor değildi ama...
Gecehan sen bana ne yapıyorsun?
"Çiçeğim, sen iyi misin? Eve gitmek ister misin?" Çiçeğim ne ya... Allah'ım şuan ölsem süper olurdu. Amin.
"Hayır, iyiyim. Sadece..." Ne diyecektim? "Az önce kesiştiğin adam beni adamlarına dövdürdü ve Gecehan beni kurtarmadı." "Sadece... ne?" Geri çekilip yüzüne baktım. "O adam. Az önceki adam yani. " Ne tepki vereceğini bilemiyordum. Söylese miydim ki? "Gecehan'ın yanındayken bir kez daha kaçırıldım. Beni kaçıran az önceki adamdı." Devamını bekliyordu. Elimle alnımı kaşırken devam ettim. "O adam... bana biraz şiddet uygulamış olabilir." Yüzüne bakmaya cesaret edebildiğimde benden gözlerini kaçırsa da sahte bir öfke soluduğunu hissedebilmiştim. Neden bu öfkesinin sahte olduğunu düşünüyordum, hiçbir fikrim yoktu şuanda. "Ne demek sana şiddet uyguladı? Gecehan ne yapıyordu o sırada?" Bu soruyu bende defalarca sormuştum kendime. Nasıl? Beni dövmelerine nasıl müsaade etmişti?
"Kafama bir namlu doğrultulmuş olmasaydı eminim beni kurtarmak için çabalamak isterdi." Dedim sakin bir sesle.
Sakin sesim altındaki kırgınlığı duyabiliyor muydu acaba? Ya da gözlerimin kızardığını görebiliyor muydu? Nefesimde soluduğum Aşk'ı hissedememiş miydi Gecehan? O yüzden mi gitmişti?
Rodos beni omuzlarımdan tutup kaldırdığında, ani kalktığım için gözlerim kararmıştı. "İyi misin?" Kolumu sıkıca kavrayan Rodos, merdivenin yukarısında kendisini süzen arkadaşlarını bir baş işaretiyle gönderirken sormuştu bu soruyu. "İyiyim. Sadece aniden kalkınca başım döndü biraz." Kolumu geri çekip saçlarımı açtım. Elimle saçlarımı karıştırırken korkumun yüz üstüne çıkmasınıda engellemeye çalışıyordum aynı zamanda. "Sınıfına git. Ben yanına geleceğim." Konuşurken okulun giriş kapısına bakıyordu. Kafamla onayladım onu. Cevap verecek güç kalmamıştı artık. Ruhum çekiliyormuş gibi hissediyordum. Bedenimde güç kalmamış, hafızamda daha fazla anıyı kaldıramayacak gibiydi. Cidden, ruhum yorulmuştu yahu.
❇❇❇❇❇❇ ❇❇❇❇❇❇ ❇❇❇❇❇❇
Sınıfa geldiğimde direkt sıraya oturmuş, kafamı da çantamın üzerine gömmüştüm. Tavus kuşu misali; ben onları göremiyorsam onlarda beni göremezler. Ama öyle değilmiş işte. Bunu da kolumu dürten kişiye bakınca anlamıştım. Kız sanırım bizim sınıftaydı ve yanlış hatırlamıyorsam eğer adı Elif olmalıydı. Gözlerim uyku için yalvarıyordu ama ben kapamamak için ısrarlı davranıyordum. "Merhaba." dedi bana gözlerini kısmış bir vaziyette. Gözlerimi ovuştururken "Merhaba." dedim bende. Batu ve Neşe'nin boş olan sırasına oturup bana bakmaya başladı. Göz kırptım, "Sen hayırdır?" dermişcesine. "Rodos akraban mı?" Soruyu belki art niyeti olmadan sordu diyebilirsiniz, ama cidden! Bana gözlerini kısmıştı ve her an üzerime atlayıp pataklayacakmış gibi bir ifade bürümüştü yüzünü. "Hayır." dedim kısaca, aynı zamanda kızın bu soruyu neden sorduğunu düşünüyordum. "Nereden tanışıyorsunuz?"
"Rodos, Gecehan'ın ezeli düşmanı gibi bir şeydi tatlım, Rodos sırf Gecehan'ı kızdırmak için benimle konuşuyor gibi ama eminde olamıyorum." Acaba cidden böyle söylesem ne yapardı? Bunun yanında esnememi elimle bastırmaya çalışırken cevap verdim. "Neden soruyorsun?" Kız işaret parmağını şakaklarına bastırdı ve tıslamaya benzer bir sesle cevap verdi. "Sevgili olmadığınızı umuyorum." Gözlerimi devirme isteğimi bastırdım. "Sevgili değiliz." Rodos ve ben? Ben ve Rodos? Ve ben Rodos? Tamam daha fazla saçmalamıyorum ama cidden; Rodos ve ben? Hahahah. Gözlerimin önünde sallanan eller gerçek dünyaya dönmemi sağladı. "Bir şey sordum, yeni." Benim alnımın ortasında "BEN BURADAYIM! LÜTFEN BENİMLE KONUŞUN!" gibi bir şey yazmıyorsa bende Esmer, aman yani Sehrin değilim. Allah'ım, Sehrin ne bu arada? Annem ve babam beni sevmiyor teorisi gerçeğe dönüştü resmen. "Ne sordun?" diye cevapladım kızın soru sorduğunu hatırlayınca. Kız "off" deyip ayağa kalktı. "Seninle neden uğraşıyorsam? Rodos sana mı bakacak?" Kıkırdayıp geri çekildi. Ben şok olmuş bir vaziyette kaldıysam da, omuzlarımı silkip kafamı tekrar çantama gömdüm. Acayip uykum vardı.
Kafamı çantama gömeli henüz birkaç saniye olduğunu düşünüyordum ki; biri yine kolumu dürtmeye başlamıştı. Kafamı kaldırdığımda gelenin Mavi olduğunu gördüm. "Ayakta beklemeyi sevmem." O'na tuhaf tuhaf bakmaya devam edince gözlerini devirdi. "Ayakta bekletilmekten daha çok sevmediğim şey ise yüzüme aval aval bakan kızlardır." Ayağa kalkıp o'na yer verdim. Yerine geçerken bana yandan bir bakış atmıştı. Bu bakışın anlamını çözemedim. Zaten bu uykuyla o'nu görüyor olmam bile bir mucizeydi. Mavi hiç vakit kaybetmeden tabletini açtı ve benden ilgisini tamamen çekti. Kafamı tekrar çantama gömecekken sınıfa girenlerin şen şakrak gülüşleri uykumu açmaya yetti. Elimi yanağıma yaslayıp girenleri seyretmeye başladım. Batu ve Neşe bana hiç bakmadan sıralarına oturunca bir sorun olduğunu anlamış oldum. Konuya nasıl gireceğimi bilemediğimden Neşe'yi dürtüp bana dönmesini sağladım. "İlk ders ne?" dedim tam bana yakışacak bir aptallıkla. Bana sanki o'nunla konuşmam garipmiş gibi bir ifadeyle bakmaya devam etti ve zorla yanıt verdi. "Matematik." Kafamı olumlu anlamda salladım. Neşe önüne dönmeden önce bir konu bulmalı ve sorunun ne olduğunu öğrenmeliydim. "Bir sorun mu var?" diye atladım hemen. Çok arkadaşım yoktu, sahteleri dışında. Nasıl konuşmam gerektiğinden emin değildim. "Sorun yok mu?" dedi benim kafamın daha çok karışmasını sağlayarak. "Ben..." dedim ne diyeceğimi bilemeyerek. Benim sorusuna cevap vermemi engelleyen şey Mavi'nin bana başka bir soru yöneltmesiydi. "Rodos ve senin birlikte olman başlı başına bir sorun. Rodos alt tabaka insanlarla konuşmana izin vermeyecektir. Neşe kendisinin alt sınıftan olduğunu düşündüğü için o'nunla konuşmayacağını düşündü. Söylesene düzeni neden bozuyorsun?" Bu garip soru karşısında suratım düştü. Rodos ve ben birlikte değildik üstelik. "Rodos ve ben birlikte değiliz. Rodos bir tür... şaka yapmaya çalışıyor. Babalarımız ortak." diye saçma sapan, benim bile inanmayacağım bir yalan attım ortaya. Bu cevabımdan memnun olmuş gibi görünmüyorlardı. İyi de neden? "Rodos tüm sınıfın ortasında seni öptü. Buna inanmamızı mı bekliyorsun?" Bunu söyleyen Neşe'nin yanında şaşkın bakışlarla beni süzen Batu'ydu. Haklıydı aslında. Bu olayı ben değilde başka biri yaşamış olsaydı bende öyle düşünürdüm. Ama konu çok başkaydı işte. "Rodos benden hoşlanmıyor. Beni zor duruma sokmak için böyle bir şey yaptı. Nihayetinde istediği de oldu." Gerçek olduğunu düşündüğüm dostlarımı sırf Rodos beni öptü diye kaybetmek istemiyordum. Neşe üzüldüğümü anlamış ve bana teselli vermek istermiş gibi koluma dokundu. "Hayır, olmadı. Eğer senin içinde sorun yoksa arkadaşlığımız devam edebilir." Gülümsemem tüm yüzüme yayılmıştı ama içten bir gülümseme değildi bu. Daha çok burukluk taşıyan bir gülümsemeydi.
Tanıtım videosunu dikkatli izleyin... Ayrıntılar önemli. : )
![](https://img.wattpad.com/cover/29766185-288-k337872.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ESMER (#Wattys2016)
Short StoryYeri gelir senide yakarım, yeri gelir kendimide. "Sana uzattığım eli tut,güzelim.Ayaklarını bastığın her toprak zerresini cennete çevireceğim." Bölümler yakında kaldırılacaktır.