Yineleyiş

2.1K 177 77
                                    

İkisi de kalpleri aşkla cayır cayır yanarken öpüşmeye devam ettiler bir süre daha arzuları hiç azalmadan.Ali'nin aklındaki kötü duygulardan eser kalmamıştı şuan. Tek düşünebildiği şey Nazlısıydı.Nazlı da şuan oldukça isteklenmiş durumdaydı. Başta sadece Ali'yi rahatlatmak için öpmeye başlamıştı ama o da Ali'yi canlı canlı ölebilecekken görmenin ruhunda yarattığı korkunun etkisiyle şuan sadece onu öpmekten fazlasını yapmak istiyordu.Bir kere yapmışlardı neden bir daha yapmasalardı ki?Nazlı korkuyordu elbette ama Alisi aklına geldiğinde bu korkusu azalıyordu.Sonunda bu öpüşmenin kendini kesmemeye başladığını anladığında yavaşça başını geriye çekti ve konuştu içten bir ses tonuyla.

Nazlı:Prensesin biraz ileri gitmek istiyor. Sen de istiyor musun prensim?

Ali:Prensesim istiyorsa gidebiliriz demektir ama bunun için elimi çözmen gerek.

Dedi, gülerek Ali.

Nazlı:Alim bak lütfen bana söylemeden bir delilik yapıp başını belaya sokma.Önce benimle konuş olur mu?Başın derde girsin istemiyorum.

Ali:Sana söz veriyorum, seninle konuşmadan bir şey yapmayacağım. Ali sözü.

Nazlı:Sana güveniyorum.Peki, anahtarı nereye attın acaba?

Dedi, gülerek Nazlı.Ali de gülerek cevap verdi.

Ali:Şu halının üstünde bir yerde olması lazım sevgilim.

Nazlı da ayaklarını çekti Ali'nin belinden ve Ali'nin işaret ettiği yöne giderek anahtarı bulmaya çalıştı.Şuan o kadar heyecanlıydı ki anahtarı bir süre bulamadı.Ali, Nazlı'nın bu heyecanını anladığında güldü  ve biraz  da olsa onu sakinleştirmek istedi.

Ali:Sevgilim sakin olmaya çalış birazcık lütfen.

Nazlı:Bilmiyorum çok heyecanlandım.Daha öncede yaptık ama yine heyecanlandım.

Dedi, Nazlı ve bir süre daha aradıktan sonra anahtarı bulmayı başardı.Heyecanla gelip Ali'nin elindeki kelepçeyi açtı ve anahtarla beraber masanın üzerine bıraktı.Ali de önce bileğini ovdu ve biraz sonra da ayağa kalkıp beraber yatak odasına geçtiler.Ali o sırada Nazlı'nın her halinden çok heyecanlı olduğunu anlayabiliyordu.Odaya girdikten ve kapıyı da kapattıktan sonra Ali heyecanlı olduğunu her halinden anladığı Nazlı'ya usulca bir kedi misali sarıldı arkasından nazikçe.Kafasını sağ omzuna yaslamadan önce elleriyle saçlarını topladı diğer tarafta sonra da başını Nazlı'nın sağ omzuna koydu.Ellerini de karnında birleştirmişti çoktan.

Nazlı'da heyecanı yüzünden tepki verememişti bu hamlelere ilk başta ama sonra Ali'yi hissettiğinde yavaşça ellerini karnındaki Alinin ellerinin üstüne üstüne koydu.Anlamıştı Ali'nin ne yapmaya çalıştığını.Nazlı'da başını geriye yasladı Alisinin göğsüne. Ali, Nazlı'nın rahatlamaya başladığını anladığında konuştu alçak bir ses tonuyla.

Ali: Nazlım... Prensesim... Canımın içi... Sadece rahatla, sadece rahatla.Ben eğer istemiyorsan sana dokunmam bile. Unutma sakın hiç bir şeye mecbur değilsin.Sen ne istersen onu yaparız.Şuan çok gergin ve heyecanlısın. Bu çok normal bende öyleyim çünkü... Ama bu şekilde olmaz rahatlaman gerek.Unutma ne kadar zor bir an olursa olsun istemediğin ya da canının çok yandığı bir an olursa beni uyar.Sakın çekinme.Sakın utanma.Benim Alin benden çekinmene ya da utanmana gerek yok.

Ali şimdi de iki elini Nazlı'nın kalbinin üzerinde birleştirdi ve konuşmaya devam etti.

Ali:Bak işte böyle rahatlamaya başlamışsın.İşte böyle.Ne kadar heyecanlandığını tahmin edebiliyorum çünkü ben de aynı şeyleri hissediyorum. Galiba sadece sen fark etmiyorsun.

Fedakar Bir ALNAZ hikayesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin