Mahşer Gecesi

1.1K 139 236
                                    

Sabah olup evli oldukları ilk sabaha uyandıklarında bu sabahın önemini bilirmişçesine ikisi de aynı anda gözlerini açtılar.Gözlerini ovalayıp birbirlerinin yüzlerini daha net bir şekilde görmeye başladıklarında yüzlerinde bir gülümsemenin oluşması uzun sürmedi.Ali'nin elleri Nazlı'nın saçlarına doğru yönelirken Nazlı'nın eli de Alisinin göğsüne doğru yönelmişti.Sonunda ulaşmak istedikleri yerlere ulaşan bu eller amaçlarını gerçekleştirmeye başladılar.Ali, Nazlı'nın saçlarıyla oynarken Nazlı da eliyle Ali'nin göğsünde geziniyordu.İçlerindeki mutluluk ise konuşmalarına şimdilik engel olacak kadar büyüktü.O kadar mutluydular ki ne konuşmaları gerektiğini bile bilmiyorlardı.Gece yaşananlar ise akıllarından bir an bile olsa çıkmıyordu.Nazlı, mutlulukla sırıtırken yüzünü tavana dönerek içindeki kahkahaya daha fazla engel olamayarak bir kahkaha patlattı.Onun bu eşsiz ve mutluluk dolu kahkahasını her detayıyla izleyen Ali de yüzünü tavana dönüp bir kahkaha patlattı.Bedenlerindeki her bir hücreden mutluluk taşıyordu adeta şuan...Bir süre daha hiçbir şey konuşmadan bu şekilde gülerek devam ettiler bu sabaha.En sonunda Ali'nin gülümsemesi artık yavaşladığında yüzünü tekrar Nazlı'ya dönerek elini onun karnına götürdü.Nazlı'nın çıplak vücudu sayesinde kısa sürede elini karnına koyup okşamaya başladığında Nazlı da bir elini Ali'nin elinin üzerine koyarak yüzünü ondan tarafa döndü.Birleşen ellerinde parmaklarını birbirlerine geçirerek artık konuşmaya başladılar.

Ali:Umarım her sabahımız bu şekilde başlar.

Nazlı:Umarım ama galiba artık başlamasa da olur gibi.

Ali:Nasıl yani?

Nazlı:Benim her sabahımın bu şekilde güzel başlamasına ihtiyacım yok ki canım.Benim her sabah seninle uyanmaya ihtiyacım var, o kadar.Mutlu ya da mutsuz, korku dolu ya da mücadele ederek başlasın sabahlarımız önemli değil, yeter ki yanımda sen ol...Yeter ki yanında ben olayım...Yeter ki ellerimiz bu şekilde birbirine geçerek başlasın her sabahımız, bana yeter...

Ali:Biliyor musun? Aslında bana da yeter.

Diyerek Nazlı'nın dudaklarına uzandığında Nazlı da bu hamleye memnuniyetle karşılık verdi.Yavaş ve tutkulu geçen birkaç dakikanın ardından ayrıldıklarında artık kalkıp hastaneye gitmek zorunda olduklarını biliyorlardı.

Nazlı:Keşke biraz daha böyle kalma şansımız olsaydı ama hastaneye gitmeliyiz artık.

Ali:Olsun daha beraber geçireceğimiz çok zamanımız var, telafi ederiz.

Diyerek Nazlı'nın alnına uzun bir öpücük kondurup kalkarak giyinmeye başladı Ali.Nazlı da kalkıp giyinmeye başladığında ilk başta birbirlerini çıplak görmek etkilenmelerine neden olsa da giyinmeyi başarıp resepsiyonu arayarak odalarına kahvaltı söylediler.Kahvaltı gelip yemeye başladıklarında Ali, aklındaki düşünceyi söylemeden duramadı.

Ali:Bugün biraz yorucu olacak gibi senin için.

Nazlı:Emin ol senin içinde öyle olacak.Kızlar beni sorgularken Demir ve Güneş'te senin başının etini yiyecek.

Ali:Öyle mi diyorsun?

Nazlı:Arkadaşlarımı birazcık tanıyorsam öyle olacak eminim.

Ali:Desene ayvayı yedim.

Nazlı:Ehhhh, biraz öyle oldu.

Diye gülerken Ali, bu mutlu anı bozmak istemese de sorma gereği duydu.

Ali:O ne diyecek peki sence?

Nazlı, Ali'nin kimi kast ettiğini anında anlarken gülümsemesini bozmayarak konuştu.Sevdiği adamın bunu neden sorduğunu anlayabiliyordu.

Nazlı:Sanırım aramız biraz daha bozulacak ki daha ne kadar bozulabilir onu da bilmiyorum ama...

Ali:Keşke böyle olmasaydı.

Fedakar Bir ALNAZ hikayesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin