1. BÖLÜM

7.2K 344 69
                                    

Yine o lanet günlerden birisi başlıyor işte. Normalde böyle karamsar değilimdir ama son zamanlarda hayat gerçekten benimle dalga geçiyor gibi hissediyorum. Tamam, önceden de beni pek sevmezdi biliyorum ama şimdi lanet edecek dereceye geldim.

Yıllardır hep çalıştım.. Hem para kazanmak için hem de derslerimi.. Şu an 25 yaşındayım ama hala üniversiteden mezun olmadım. Çalışmak zorunda olduğum için ya devamsızlıktan kalıyorum ya da donduruyorum. Şimdi yapmaya gittiğim gibi okulumu yine yeniden donduracağım.

"Minseok hyung" diye bana seslendi sevgili arkadaşım Tao. Benden küçük ama aynı sınıftayız. Malum neden okulumun uzadığından bahsettim.

"Selam Tao. Naber?"

"Süper , sen ne yapıyorsun? Uzun süredir görüşemedik."

"Okulu donduracağım bu dönem."

"Ne oldu? Bu sene mezun olacaktın?"

"Ailevi meseleler."

"Anlatmak istersen dinlerim."

"Annemin hasta olduğunu biliyorsun ve artık hastaneye yatıp uzun süreli tedavi olması gerekiyor hatta ameliyat. Biliyorsun ki bunlar için de para gerekiyor, çalışmalıyım okul ile vakit kaybedemem."

"Ne kadar paraya ihtiyacın var?"

"Çoook. Neden verecek misin?" diye dalga geçtim, onun da parası olmayan sıradan öğrencilerden olduğunu biliyordum.

"Olsa verirdim biliyorsun. Okula ara verip çalışarak yapabilecek misin onu merak ettim. Hep çok çalıştın daha önce de böyle okula ara verdin ama pek bir şey kazanamadın."

"Biliyorum. Bu öncekiler gibi değil çok fazla paraya ihtiyacım var ömür boyu çalışsam kazanmam zor biliyorsun ucuz işler bulabiliyorum sadece."

"Aslında ücreti yüklü bir iş duydum ama..." diye çekingence konuştu. Tabi ben parayı duyunca hemen atladım.

"Neymiş? Ne işi hemen gidelim ne iş olsa yaparım."

"Acele etme bence önce ne olduğunu dinle." İşin ne olduğunu anlatması için baktım yüzüne boş boş. Nedense söylemekte zorlanıyordu. Nasıl bir işti ki bu söylemekte bile kararsız bırakıyordu konuşmayı çok seven arkadaşımı. Şimdi daha çok merak etmeye başlamıştım.

"Hizmetçilik." dedi fısıltı gibi gelen bir sesle çekingence. Tamam, hizmetçilik biraz tuhaf bir işti ama ondan daha kötülerini yapmıştım. Hem bir erkeği hizmetçi olarak isterler miydi?

"Ne kadar para veriyorlar?"

"10000$" parayı duyunca gözlerim yuvalarından fırlayacaktı.

"Yıllık ücret mi?"

"Hayır, saçmalama aylık tabiki, yüklü ücret dedim di mi!" Tamam biraz fakir olduğum için hatta çok fakir olduğum için bana fazla görünmüş olabilir. Hemen atladım yine.

"Oğlum hemen gidelim, ben erkeğim beni isterler mi acaba? Ev işlerinde fena değilim annem hasta olduğu için hep ben yaptım. Gerekirse kız kılığına bile girerim bu işi istiyorum."

"Sakin ol zaten erkek olman gerekiyor kadın hizmetçi istemiyorlar."

"Tamam tamam hadi gidelim başkası kapmadan."

"Sakin ol ufak bir konu daha var."

"Yolda anlatırsın, kalk hadi." Kolumdan tutup beni çekti ve kampusun bahçesindeki çimlere oturttu.

"Dinle önce." dedi ciddiyetle gözlerime bakarak bu durumda dinlemekten başka çarem yoktu.

"Ücretin böyle yüksek olmasının bir nedeni var." Biliyordum hiçbir şey böyle mükemmel olamazdı zaten. Hayatın benden nefret ettiğini size söylemiş miydim?

EV SAHİPLERİ VE HİZMETÇİLERİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin