Aptal insanlar,
Aptal muhabbetler
Ve aptal bir yaşantı.
Her yeni gün yeni bir aptal insan demek.
Yaşam ve ölüm arasındaki çizgide ne yaşayabiliyorum ne de ölebiliyorum.
Yaptığım- neden yaptığını bilmediğim bir şey için- pişmanlık duyuyorum. Kendi pişmanlığımda boğulurken çırpınışlarımın hepsi biraz olsun nefes almak için oluyor.. Sessiz çığlıklarım hiç kimseye ulaşmıyor. Ve her zaman şunu düşünüyorum herkes birileri tarafından dinlenilmek istiyor ama kimse birbirini dinlemiyor kişiler hep kendini düşünüyor. Aslında ihtiyacım olan hepimizin ihtiyacın olan tek şey kafamızı kendi kabuklarımızdan çıkarmak ve biraz olsun etrafımıza bakmak, neler olup bitiyor diye.
Kitaplar beni tatmin etmiyor artık sadece bir süre oyalıyor, yazmak belki biraz rahatlatıyor ancak o da yetmiyor ve hala konuşamıyorum çünkü aptal bir insanla konuşmak hiçbir zaman hiçbir işe yaramaz.
Aldığım her nefeste ölüme biraz daha yaklaşıyorum ve belki de Allah’a bilemiyorum.
Hiçbir zaman dini bir insan olmadım ve de dinsiz, şunu biliyorum ki hayatımın her anında yanımda olan bir şey vardı, beni yalnız bırakmayan çelişkilerdi
bir tek
ve yalnız
ve sadece çelişkiler.
Hep düşünüyorum kendi hayatımı, başkalarının hayatını, insanların davranışlarını ve o davranışların altında yatan sebepleri.
Şuan odada sadece banyodan yansıyan beyaz floresan lamba ve üzeri çıkartmalarla dolu Laptop’um dışında odayı aydınlatan hiçbir şey yok içimden mum yakmak geliyor ama çakmağım yok, yeniden düşünmeye dönüyorum.
Mutlu değilim ama mutsuz da değilim. Hala aşık olamıyorum ayrıca hala Mehmet Pişkin’i düşünüyorum. Annemi düşünüyorum ve de ablamı bazen babam aklıma geliyor –mesela bira içerken-.
Dengesizliğim çoğu zaman çelişkilerimle bir araya geliyor ve dibine kadar saçmalıyorum.
İnsanlarla sürekli içe içeyim ama tamamen dışarıdayım sanki başka bir boyut gibi ya da başka bir şey tanımlayamıyorum. Etrafımdaki insanları uzaktan izliyorum sanki bir şey arıyor gibiyim içimdeki arama dürtüsü bir türlü gitmiyor fakat hiçbir zaman aradığımı bulamıyorum gerçi ne aradığımı da bilmiyorum ama bulunca anlayacağımı düşünüyorum.
Kızlar ya da erkekler sadece kalabalık yapan nesnelerden ibaret benim gözümde. Bir ağaçtan ya da yanından geçtiğim herhangi bir binadan farkları yok.Akşam yemekhaneden aldığım kolam bitmek üzere ve susadım çişim de geldi. En iyisi uyuyum ben. Geç oldu yarın ders var…