Gecenin bir vakti kendisinin yarısı boyunda 3 cüce ile koca çayırın ortasında kurulmuş kampta içkisini yudumlayan Katsu, bir yandan Tsuki'ye yaslanıyor, bir yandan da arabalarındaki kütüklersen birine oturuyordu. Oturduğu kütükten kalkıp sarhoşluğun verdiği sinir ile 3 yıldır sürmekte olan yolculuğunda yaşadıklarını bağırarak anlatmaya başladı. Bünyesi sarhoşluğa karşı dayanıklı da olsa istediği zaman bu bağışıklığı kaldırmayı öğrenmişti.
[Katsu: 18 yıldır şu dünyada yaşıyorum ve her günüm dert dert dert! Çoktan varmış olmam gereken Yaşam Ağacı'yla aramda daha 1 sınır var! Şimdiye sınamaya girerim diye düşünmüştüm oysa ki! Daha kasabadan çıktığım gece yanlışlıkla üzerine kamp kurduğum zindandaki canavarlar tarafından saldırıya uğradım! İnsan kıtasından elf kıtasına havadan geçerken görüldüğüm için casus damgası yiyip 2 ay elf hapishanelerinde kaldım! Gerçi elf kadınlar da pek bir fenaydı, neyse! Ödül olarak özgürlüğümün sunulduğu gladyatör turnuvasını da kazandıktan sonra arenada tanıştığım garip elf kızının Yaşam Ağacı'na gitmemde rehberlik etme teklifini kabul ettim ve dev kıtasına vardım! Dev kıtasında ne yaşandı dersiniz!? Sınır geçişindeki köprü, biz geçtiğimiz sırada kıza suikast düzenlemek isteyen birileri tarafından havaya uçuruldu! Bir şekilde kızı hayatta tutmayı başarsam da ardı arkası kesilmeyen suikast girişimlerinin ardından daha dikkatli ilerlemeye başladık. Ne kadar dikkatli olsak da soktuğumun suikastçıları bazı dev kabilelerini örgütleyip "Bu kız cadı!" iftiralarıyla bize saldırdılar! Suikastçı liderini ararken tam 1 yıl geçti! Tüm dev kıtası bizi ararken lideri öldürüp o aptal devlerin kalın kafasına iyice sokana kadar gerçeği anlattım! Tam da dev kıtasından cüce kıtasına geçtiğimizde ise kızın bana söylediği ilk şey "Boynumdaki madalyonda bir cadı ruhu mühürlü." Nasıl olabilir dedim ya! Cansız bir nesneye tutunarak yaşayabilen bir cadı nasıl olabilir yani!? Ama daha cevapları kafamda toplayamadan suikastçıları kiralayan kişi yolumuza çıktı! O kişi ise kim sizce!? Cadı tarikatını tekrar toplayan Fiamma elbette! Önceden de olduğu gibi ölümle burun buruna gelerek savaşsam da YİNE kopyasını yollayarak korkaklık ettiği gerçeği acıttı! Üstüne, şuradaki cüce şehrinde biraz dinlenelim derken ne kadar fakir olduğumuzu fark ettik! Peri kıtasına varabilmek için gereken parayı 6 ayda zar zor madenlerde çalışarak çıkarabilmişken, çalıştığımız madenin kurulu olduğu şehrin de ne kadar fakir olduğunu gördüğümüzde yardım etmeden duramadık! Lordun aklını çelerek halka zulüm çektiren örgütle savaşımız 1 yıl sürdü! Savaşın sonunda dağ bayır aşıp vardığımız cüce şehrinden, peri kıtasına giden bir at arabası kiraladık ve sonuç bu! İşte buradayız! Arada sırada yaşanan olayları saymıyorum bile!]
Turuncu sakalını okşayıp kahkaha atan Harwo adındaki cüce, eliyle kendi dizine vurdu.
[Harwo: Hah- Hahahahaha! Cüce içkisi işe yaradı ha? Tüm stresini atmışsındır şimdi! En başından beri takındığın soğukkanlılığın uçup gitti!]
[Katsu: Hiç sorma Harwo! İnsanın arada böyle rahatlaması lazım ya!]
Arabanın yanında kurulu çadırın kapısı yavaşça aralandı ve sivri kulaklarıyla, kızıl saçlarının yere sarktığı kız, kafasını uzatıp Katsu'ya mavi gözleriyle soğuk bir bakış attı.
[Renna: Garip elf kızı mı?]
[Katsu: L-Lafın gelişi...!]
[Renna: Başına gelen tüm belaların sorumlusu benmişim gibi gösteriyorsun. En başında sınırlara normal yoldan giriş yapman gerekirdi.]
[Katsu: Biliyorum biliyorum yine tartışmayalım bu konuyu.]
[Harwo: Saat iyice geç oldu, gelin çocuklar biz çadırlara geçelim de karı koca arasına girmeyelim.]
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kristal Gül Serisi 2: Dünyanın En İyi Light Novelinde Normal Bir Gün (2. Kısım)
FantasyÖNCE 1. KISMI OKUYUN! Katsu'nun en başında verdiği sözü tutmak için çıktığı yolculuğun üzerinden 3 yıl geçmişti. Bu esnada inanılmaz derecede güçlenmiş biçimde, yanına aldığı Renna ile Yaşam Ağacı'nın yolunu tutan Katsu, hikayesinin sonunu getirmeye...