10. Bölüm

9 2 0
                                    

Zeynep Mira Kurt

"Tamam Berke!"
Öpüyorum o zaman."
"Alıştın sende ha!" Birden telefonu üstüme kapattı.
Geçen 5 günlük süreçte sevgili olmuştuk. Daha doğrusu bir şans istemişti. Ama dün hazırladığı sürprizden sonra onu öptüğümde Efsun fotoğrafımızı çekmişti ve Berke bunu paylaşmıştı. Üstelik bana "Paylaşmayacağım" demişti. Ayrıca Efsun o gece, annemler ben ve Berke'nin arasını onun yaptığını öğrendikleri için ağlamış. Abimle hâlâ konuşmuyorlar. Eda da Berke'nin kuzeniymiş bu arada. Bugün Berke ile çarşıya çıkacağız. Beni bir yere götürecekmiş. Telefonuma mesaj gelince hemen telefonumu açtım.
Berke'm: Aşkım kapının önündeyim hazırlan çabuk çık.
Mira'm: Geliyorum.

Hemen siyah çizgili sarı bluzumu giydim, siyah pantolonumu da giyip bluzumu pantolonumun içine sıkıştırdım. Saçımı da at kuyruğu yaptım, bel çantamı takıp kapının içinde beyaz ince tabanlı spor ayakkabılarımı giydim.
Dışarı çıktığımda Berke'nin beni beklediğini fark ettim.
"Selam güzel hanım."
"Merhaba yakışıklı bay."
Kapımı açıp içeri girmemi işaret etti. İçeri girdim. İçim tatlı bir heyecanla dolmuştu. O da şoför koltuğuna oturdu. Arka kapı açılınca hemen arkamı döndüm. Bir kız oturdu arka koltuğa.
"Senin ne işin var burada?" Dedi Berke.
"Hiç, öylesine. Canım istedi, geldim." Diye umursamazca cevaplayan kıza sinirle baktım.
"Kim bu Berke?" Diye bağırdım.
"Sorun yok aşkım, önemli biri değil."
"Ben Öykü, sende Zeynep Mira olmalısın, doğru mu?" Diye kendini tanıtan kıza -namı değer Berkoş'unun aşkısı- sinirli bakışlarımı sundum.
Gözlerim benden habersizce dolmuştu. Hemen arabadan inip yüzümdeki yaşları sile sile evin yolunu tuttum. Koymuştu bu.
Berke arkamdan gelirken hızlandım. Apartmanın içine girip kapıyı kapattım. Kapının kapanma sesi apartman içerisinde yankılanmıştı. Ağlıyordum... Telefonum çalınca ekrana baktım.
Efoşş arıyor...
"Efendim?" Dedim titreyen sesimle.
"Ağlıyor musun sen bakayım?" Diye sordu bilmiş bir tavırla.
"Of Efsun ne var dedim." Diye yalandan azarladım.
"Tamam tamam. Belli ki sinirlerin bozuk. Ama neşeni getirecek bir şey söyleyeceğim."
"Evet?" Diye sordum.
"Abinle barıştık!"
"Ne güzel."
"İyi değilsin sen. Bana bak hadi çık gidiyoruz. Alışveriş!" Der demez telefonu üstüme kapadı. Bende üstümdekilerle gidip sürekli olanları hatırlayarak moralimin bozulmasını istemedim.
Neon renkte bluzumu ve altına bilekleri lastikli siyah eşofmanımı giyerek bluzumu eşofmanın içine sığdırdım, eşofmanın iplerini birleştirerek fiyonk yaptım. Hemen siyah spor ayakkabılarımı giydim ve sırt çantamın tek kolunu takarak kapıya doğru ilerledim.
"Pişt, nereye yelloz?" Dedi abim arkamdan. Bende ona dönerek yanıtladım. "Sana hesap vermek zorunda değilim abi, Efsun'la çıkıyoruz."
"Hop, orada bir dur bakalım. Nereye?"
"Off, seninle uğraşamaycağım abi kusura bakma. Ben çıkıyorum." Diye umursamaz bir tavır sundum ve kapının kolunu tuttum açmak için. Ki abimin sesini duyana kadar.
"Berke'yle buluşmayacağının garantisi var mı?"
"Biz ayrıldık." Abim hayretle gözlerime baktı.
"Neden?"
"Sana hesap vermek zorunda değilim!"
Kapıyı açtığımda Efsun karşımda bitti.
"Saa!"
"As." Dedim kısaca.
Beraber dışarı çıktık. Otobüs durağına ilerlerken, "Neyin var?" diye sordu. Yüzüne dönüp, "Ayrıldık... Ya olaylar çok hızlı gelişiyor." Dedim.
"Ya şunu doğru düzgün anlatır mısın?"
"Off!" Diye mızmızlandım. Yüzüme boş bir ifadeyle baktığını görünce anlatmaya karar verdim. "Bak, bugün Berke bana çarşıya çıkalım dedi. Kabul ettim, hazırlanıp çıktım. Çarşıya gidecektik. Arabaya bindikten sonra arkamıza bir kız oturdu. Yani, Öykü. İnstagram yorumlarında gördüm. Sevgiliymişler. Yani, eskiden. Hatta bak." Deyip telefonumu açtım. Berke'nin attığı gönderinin yorumlarını gösterdim. "Oha!" Dedi.
Birden merakla profiline girdim. 4 fotoğrafı 876 takipçisi 17 takibi vardı.
Hemen fotoğraflarına baktım, Berke ile çekilen iki fotoğrafı vardı. Durağa gelince uygulamadan çıkmadan telefonu kapadım.
Otobüse binince tekrar telefonu açtım. Fotoğrafların birine tıklayıp yorumlara girdim.

Gümüş Kolye | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin