Kapak yapabilen, kapak yapmak isteyen herhangi birisi bana mesaj atabilir mi?
--❤--
Bütün bu olanların üstüne nasıl davranmam gerektiğini bilmiyordum. Şuana kadar tek sorunum ailemin -babam hariç- bana olan ilgisizliğiyken şuan Ayaz'ı ve Ayaz'ın neden böyle yaptığını düşünüyordum.
Şu son bir haftadır nerdeyse hiçbir günüm boş geçmemişti. Her gün yeni bir şey öğrenmiştim ve burada biraz daha kalmaya devam edersem bu devam edecek gibi hissediyordum.
Üç, beş gün veya bir hafta ailemin yanına gidecektim ve kafamı toplayacaktım. Ne yapmam gerektiğine karar verecektim.
Ege'yi riske atarak Ayaz'ın oyunu bozacak mıydım yoksa bu oyunu devam ettirecek miydim?
Aniden gelen kararla çantamı açıp küçük bir uğraş sonucu telefonumu buldum ve rehberime girdim. Annemin numarasının üstüne gelip durdum. Okulunu aksatma gibi bahanelerle gelme diyebilirdi. Babamı aramalıydım. Babamın numarasını bulup kaydırdım.
"Kızım?"
Sesini duyunca onu ne kadar özlediğimi fark ettim. Kolay kolay ağlamazdım, yaşadıklarımın birikmesinden midir bilmiyorum ama alt dudağım titremeye başlamıştı.
Derin bir nefes alıp kelimeleri toparladım. "Nasılsın baba?"
"İyi olmaya çalışıyorum güzelim benim. Sen nasılsın?" Bu kadar ilgisiz bir ailenin içinde babamın bu kadar ilgili olduğu için değişik hissediyordum ve böyle bir babaya sahipken Ayaz aklıma gelince kendimden utanıyordum. Ben istemedim Ayaz'ı ama şuan onun oyununu da bozmuyordum.
"Seni çok özledim baba." dedim artık göz yaşlarımı tutamazken "Gelemez miyim oraya? Annemle konuşsan?" Dışarıdan gören birisi çok zavallı olduğumu düşünebilirdi ki haksız sayılmazdı ama şuan eve gitmek isteme sebebim Ayaz'dan çok babamı özlemem olarak değişmişti.
"Ağlama aşkım üzülüyorum bak. Ben yarın biletini alırım gelirsin ama istersen sende o arada rapor al kendine?"
Görmeyeceğini bilsemde kafamı salladım "Tamam aşkım."
"Seni sevdiğimi biliyorsun değil mi?"
Aptalca sırıtmama engel olamamıştım. "Biliyorum bende seni çok seviyorum." dedim 'o'ları uzatarak.
Telefonu kapattığımda huzurla dolmuştum yarın gidiyordum işte kurtuluyordum.
Bedenimin sarsılmasıyla huzurumda yok oldu.
Sessizce çığlık atarak kolumu kıracakmış gibi tutan hayvana baktım. Tam ağzımı açmıştım ki Ayaz'ı görmemle sustum ve o maskelerimden birini geçirdim yüzüme.
Çok sık yapmazdım bunu ama yaparsamda asla çıkartmazdım. Buzlarımı kırmak hic kolay değildi ve ben o buzları inşa etmeye başlamıştım.
Gözlerinden alev fışkırtmak tabiri tam olarak karşımdaki insana aitti. Tuttuğu kolumu biraz daha kendine çekerek bedenlerimizi birbirine yasladı.
"Sana oyunu bozmak yok demiştim." diye bağırdığında sesi boş sokakta yankılandı.
"Bozmadım." dedim gayet sakin, sinir bozucu ve ifadesiz bir sesle ve bu ses amacına ulaşmış onu kızdırmıştı.
"Ege miydi o?" cevap bekler gibi bana bakarken 'ya sabır' deyip derin bir nefes aldım ve kolumu sakince ondan kurtarmaya çalıştım tabiki de başarılı olamadım.
"Aşkım ha?" dedi gülerek, pek keyifli bir gülüş değildi. Boşta kalan elini saçından geçirdi. "Aşkına sokayım." diye mırıldanıp beni kendinden ittirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BUZ.
ChickLitMavi iri bir çift göz, biçimli bir burun, dolgun dudaklar, harika bir vücut. Mükemmel değil mi? Sahip olamadıklarım. Hayır mükemmel değilim. Kahverengi minik ve çekik gözlerim, biçimsiz ve suratıma göre büyük burnum ve ince dudaklarım. İşte sahip o...