Yaklaşık yarım saattir ayağımla oynadığım minik taşı rahat bıraktım ve kafamı yerden kaldırıp Ayaz'a döndüm.
Gruptaki diğer çoçuklarla konuşuyordu. Adları Efe, Emre ve Fatih'ti ama hangi ismin hangisine ait olduğu hakkında bir fikrim yoktu.
Ona baktığımı fark eden Ayaz bana döndü. Biraz önce gülmekten kırışmış göz kenarları normal halini aldı ve kaşlarını çattı.
Sertti, fazlasıyla.
"Artık gidelim Ayaz." İfadesini hiç bozmadan beni inceledi ve hafifçe kafasını salladı. Daha sonra erkeklere has vedalaşmayı yaptılar.
Yolda yürürken ikimizde konuşmuyorduk. 'Neden?' diye sormak istiyordum. 'Neden ben?' Ama ağzımı bile açamıyordum bir şey buna engel oluyordu.
Her şeyin üst üste gelmesine alışıktım ve bu bende bağışıklık yapmıştı ama bu fazla ağırdı.
Beni resmen kullanıyordu ve ben sesimi çıkaramıyordum. Pilli bir oyuncağın pili bittiği halindeki gibi hissediyordum. Değersiz, işe yaramaz.
Pili varken o oyuncak başkası istediği zaman çalışsada istediği doğrultuda çalışıyordu ama pili bittiğinde artık kendi istediği yönde de değildi. O benliğini kaybetmişti. Pilli oyuncaktı adı ama bitmiş bir pilli oyuncak.
"Neden yaptığımı sorman gerekmiyor muydu?" Ayaz sigarasından bir nefes daha çekti ve dudaklarını büzerek kalan küçük boşluktan dumanı üfledi.
İyi birisi olsaydı ve doğru zamanda gelseydi onu sevebilirdim. Benzersiz bir yüzü vardı. Herkesten farklı keskin yüz hatlarına sahipti.
O Ayaz dedi iç sesim. Gözünü kırpmadan bir kıza tecavüz etme girişiminde bulunan bundan zerre pişmanlık duymayıp aksine başka bir kızı bunla tehdit eden. Ayaz...
Karanlık sokakta bir kez daha Ayaz'ın o tok sesi yankılandı. "Konuşmayacak mısın?"
Adımlarımı durdurdum. Durduğumu fark edip o da durdu. Yüz hatlarını inceliyordum bu gün defalarca yaptığım gibi. Bıkmadan tekrar tekrar.
"Bu oyunu bozamazsın Belinay bozarsan-"
"Bozarsam? Bozarsam ne! Söylesene naparsın tecavüz mü edersin?" Üstümdeki kazağın yakalarını iki yandan tutarak yırttım.
"Yapsana! Unutma Ayaz Duman. Benim kaybedecek hiçbir şeyim yok."
Aramızdaki iki adımlık mesafeyi kapattı ve yırtılan kazağımın altında kalan okul tişörtümün yakalarını iki yandan tutup tıpkı kazağım gibi yırttı. Bunu yaparken gözlerini bir an gözlerimden ayırmadı.
Elleri belime dolanırken dudakları göğüslerimin açıkta kalan yerlerine minik öpücükler bırakıyordu. Sol yanağımdan süzülen damla önce onun yanağına sonrada göğsümün üstüne düştü.
Göğsümün üstüne düşen damlaya da bir öpücük bırakıp geri çekildi.
"Sana dokunmayacağım küçük fare ama bu oyun ortaya çıkarsa" dedi ve dudaklarını ıslattı. "Ege'yi mahvederim."
"Bunu yapamazsın" diye fısıldarken üzerindeki siyah ceketi çıkardı ve üzerimde giydirip fermuarı sonuna kadar çekti. "Emin ol yaparım."
***
Yorganı bir kez daha kafama çektim. "Gelmeyeceğim Nur. Israr etmeyin iyi hissetmiyorum."
Yaklaşık on beş dakikadır onlara dışarı gelmek istemediğimi söylüyordum ama ısrarla gelmemi söylüyorlardı. İyi değilim diyorsam değilim işte neden zorluyorsunuz ki?
Nur bir kez daha yorganımı çektiğinde yatakta doğruldum. Gülçin bacak bacak üstüne atıp oturduğu sandalyede bana doğru döndü ve kan kırmızı rujunun olduğu dudaklarını birbirine bastırdı.
"Ya sen geleceksin ya da biz gitmeyeceğiz, sen karar ver." Sıkıntıyla bir of çekip ayağa kalktım. Dolabımdan diş fırçamı, macunumu ve havlumu alıp banyoya doğru ilerledim.
Önce dişlerimi fırçalayıp ağzımı çalkaladım. Havlumu kenardaki askılığa asıp duşakabini açtım ve içeri girdim. Suyun sıcaklığını ayarlayıp son bir kez elimle kontrol edip altına girdim.
Sıcaklıkla soğukluk arasında kalan su bedenimden aşağıya doğru süzülürken göğsümle boynum arasında kalan yerleri sürtmeye başladım. Dün öyle bir şey yapmaya nasıl cesaret edebilmiştim?
Bir anlık gelen patlamayla hayatımı mahvetmiş olabilirdim ama daha da saçma bulduğum Ayaz neden durmuştu. Daha önce bunu bir kıza gözünü kırpmadan yapmıştı, gördüm.
Peki Ege'ye ne olacaktı? Ege'ye bir şey olmaması için onun sevgilisi gibi mi davranacaktım? Şuan için en mantıklısı bu gibi gelse bile ne kadar devam ettirebilirdim? Beni öpmeye çalışırsa izin veremezdim ki. Ayrıca Ayaz'ın grubundaki o kıza ne olacaktı?
Ayaz'ı gerçekten seviyordu. Ayrıca Ayaz neden böyle bir oyun oynuyordu?
Suyu kapattım havluyu vücuduma doladım ve odaya gittim. Dolabımı açıp siyah pantolon, siyah gömlek ve siyah iç çamaşırları çıkardım ve tekrar banyoya döndüm. Üstümü giyinip saçımı kurutup düzleştirdim.
"Ben hazırım çıkalım hadi." Nur tam ayaklanmışken Gülçin beğenmez bir tavırla bana baktı.
"Hazır mısın?"
"Evet." Derin bir nefes alarak oturduğu yerden doğruldu. "Gel buraya."
Yanına gittiğimde beni sandalyeye oturttu. Kızıl, uzun ve gür saçlarımın arkasında kalan iyi düzleştirilmemiş yerleri düzleştirdi. Fondotenle sivilcelerimi kapattı ve bir eyeliner çekip onun dudağındaki kırmızının bir ton koyu ve mat olanını bana sürdü.
"İşte şimdi hazırsın fıstığım." Aynaya baktım. Hayatımda toplasan bu kadar makyaj yapmamıştım.
"Vay canına Belinay. Harika görünüyorsun."
Gözlerimi devirdim. "Abartmayın çirkin ördek yavrusu kuğuya dönüşmez."
Dolabımdan siyah zımbalı botlarımı çıkarıp zemin kata indim kızlarda peşimden geliyordu.
Bir alışveriş merkezine gidecektik. Sanırım bir okul tişörtü almam gerekecekti.
***
"Bu kaçıncı elbise Gülçin?" diye şikayetini hiç çekinmeden dile getirdi ona bilmem kaçıncı elbiseyi zorla deneten Gülçine'e Nur.
"Aman be. Sizinlede alışverişe çıkılmıyor ki. Almıyorsanız bile en azından bakının olmaz ki ama." Kıvırcık saçlarını geriye doğru itti ve ayağının dibindeki beş ayrı poşeti alıp ayağa kalktı.
"Gidelim de bir şeyler içelim içim daraldı yahu." Sessizce kıkırdadım ve ayağa kalkıp üzerini değiştirmiş olan Nur'un koluna girdim.
Havalar soğuk olduğu için kahve içmeye karar vermiştik. Önümdeki kahveden bir yudum daha alıp dilimle dudağımı temizledim.
"Ee sevgiliniz yok mu?" diye soran Nur'a baktım. Ne diyecektim şimdi?
"Var." dedi Gülçin daha sonra gözleri parladı. "Çok yakışıklı ve mükemmel. Bazenleri beni yurda kadar bırakıyor bazende beni görmek için yurda geliyor. O tamamiyle harika." Hayranlıkla gülümseyen Gülçin'e baktım onu seviyor olmalıydı.
"Adı ne?" diye sordum kahvemden bir yudum alırken.
"Ayaz." Dudaklarını ıslatıp devam etti. "Ayaz Duman."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BUZ.
أدب نسائيMavi iri bir çift göz, biçimli bir burun, dolgun dudaklar, harika bir vücut. Mükemmel değil mi? Sahip olamadıklarım. Hayır mükemmel değilim. Kahverengi minik ve çekik gözlerim, biçimsiz ve suratıma göre büyük burnum ve ince dudaklarım. İşte sahip o...