-9-

30 3 2
                                    

Benim kurgum bundan sonra başlıyor. Başından beri düşündüğüm bir seydi bu.

***

Kızlarla olan gecemizin sonunda bu oyunu bozma kararı almıştık. Bu defa hiçbir şey beni geri döndüremez.

Derste kalemi bir kere daha havaya fırlattım ama fazla fırlatmışım ki tutamadan Ege'nin kafasına çarptı.

Ağzımdan 'Hii' sesi kaçarken Ege gülümseyerek arkasını döndü ve kalemi uzattı.

Ben daha ağzımı açmadan "Önemli değil" dedi ve bir daha gülümsedi.

Tam önüne dönecekken koluna dokundum. "Tenefüste biraz konuşalım mı?"

Şaşırsada kafasını olumlu anlamda salladı. Saftı fazla saf.

Coğrafyacının uyarısıyla önüne döndü. Adamın simetri hastalığı sayesinde dersin ilk on dakikasında sıraları düzenleyip geri kalan beş dakikasında panoları düzenleyip yirmi beş dakikada ders işliyoruz ama size temin ederim ki hayatımda hiçbir zaman Coğrafya dersinde sıkıldığım kadar sıkılmıyorum annemin misafirliklerinde bile.

Tenefüs ziliyle ayağa kalkıp pantolonumu çektim ve Ege'nin ayağa kalkmasını bekledim.

Dışarıya doğru yürürken kafamı çevirip Ege'yi incelemeye başladım. Ona karşı boş değildim fakat heyecanlanmıyordum, kalbim atmıyordu, ellerim titremiyordu ama seviyordum. Belkide her an yanımda diyedir.

Ege yanağını tutup "Sivilce mi çıkmış?" dedi telaşla. Gülüp koluna girdim. Ben bile bu kadar telaş yapmıyorum. Gerçi yüzümde zaten sivilce olduğundan bende bağışıklık yapmışta olabilir.

Sakin bir yere geçtiğimizde konuşmaya başlamak için boğazımı temizledim. Kesinlikle yüzüne bakamazdım.

Kafamı yan taraflardaki binalara çevirip konuşmaya başladım.

"Ege.. Senden bir şey beklemiyorum, hani beni sevmeni falan ama yinede söylemek istiyorum içimde kalmasından bıktım." Gözümü yere sabitleyip mırıldandım. "Ben senden hoşlanıyorum." Ve bum.. Oyun bozulur.

Tepkisine bakmak için kafamı kaldırdığımda beyaz olan yüzü kireç gibi olmuştu. "Neyse" deyip yanından geçerken kolumu tuttu.

Elleriyle bakışlarımı onda sabitlememi sağladı.

"Belinay.. Yapabilsem sana yemin ederim ilk seni severdim." Neyi yapabilseydi? Kafamı karıştırmıştı.

"Ne demek istiyorsun?"

"Sen çok harika bir kızsın ama yapamam. Ben senden hoşlanamam." Sesi sonlara doğru fısıltı gibi çıkmıştı.

"Neden?" diye fısıldadım.

Alnını alnıma yasladı. "Bunu söylemek çok zor... Ben... Ben hoşlanamam, sevemem. Ben kızlara bir şeyler hissedemem."

Benim tüylerim duyduklarımla diken dikenken tepki veremiyordum. "Özür dilerim." diye fısıldayıp gözünden bir damla yaş akarken alnımı öptü ve geri çekildi.

O da bu durumu sevmiyordu acı çektiği belliydi. Peki benim ki nasıl bir cenabetlikti?

O kadar insanın içinde nasıl olmuştu bu? Nasıl Ege'yi bulmuştum?

Gözümden düşen damlayı hemen elimle sildim ve Ege'nin gidişini izledim.

O kadar kusursuzdu ki geniş omuzları, düzgün bacakları, mükemmel yüzü. Kusuru bu muydu yani? Gay olması mı?

Kocaman bir kahkaha attım.

"Kendi kendine gülene deli derler sevgilim dikkat et istersen." Ayaz'ın o iğrendiğim yüzünü görünce suratımı buruşturup onu elimle ittirdim. Nasıl olsa artık ona itaat etmiyordum.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Mar 20, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

BUZ.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin