Tecavüzle ilgili bir sahne yazdıkan hemen sonra Özgecan olayını yaşamamız... Tarif edemiyorum içimdeki üzüntüyü. Alabilecekleri en ağır cezayı almaları dileğiyle...
❤
Hala şokunu atlatamıyordum. Nasıl böyle bir şeyin tehditini bana yapabilmişti. Aklım almıyordu. Onun iyi biri olmadığını biliyordum ama bu kadar düşebileceğini hiç tahmin etmemiştim.
Suyumdan bir yudum daha aldım. Bardağı tezgaha koyup ellerimi tezgaha yasladım. Nasıl yapabilmişti? Neyse dedi iç sesim en azından o kızı kurtardın.
Bu düşünceyle istemeden sırıttım. Bu gördüklerim kimseye anlatamayacağım kadar özeldi. Mutfaktan çıkıp odaya girdiğimde kızlar bir şey hakkında konuşuyorlardı.
"Belinay" diye seslendi kıvırcık olan. Adı Gülçin'di sanırım. "Efendim?"
"Haftasonu dışarı çıkalım diyoruz. Hem birbirimizi daha iyi tanırız. Ne dersin?" bu fikir hoşuma gitmişti. Gülümseyerek başımı aşağı yukarı salladım ve yatağıma uzandım.
Birden bire hayatımda o kadar değişiklik olmuştu ki. Hayatımda ilklerimi yaşamıştım. İlk defa ailemden ayrılıp, ilk defa aşık olmuştum. İlk defa başım bu denli beladaydı ve ilk defa hayatımda erkeklere alıcı gözüyle bakıyordum.
Cidden bu ben miyim diye düşünmeden edemedim. Abimle aram bozuktu. Ayaz yüzünden. Her şey onun yüzündendi zaten.
Gerçi abimle aram hiç iyi olmamıştı. En son ne zaman sarıldığımı, ne zaman onu öptüğümü hatırlamıyotum bile. Bana karşı hep soğuktu. Abimle ablamın arasında iki yaş olduğundan daha iyi anlaşırlardı zaten ablam ilk çocuk olduğundan annemle arkadaş gibilerdi annemde her zaman İpek'in yeri farklı demekten çekinmezdi zaten o ayrı konu.
Babam...O ise bana düşkündü her şeyden çok. Üzerime titrerdi. Onu bu dünyadaki her şeyden çok seviyordum. Ablam bir yanlış yapmıştı yapmaması gereken bir yanlış. Ama ben yapmayacaktım.
Aklıma babam gelince gülümseyerek telefonu elime aldım ve numarasını çevirip aradım.
"Alo baba?" sesimi duyunca "Oy oy benim kızımda beni aramış nasılda özledim" gibi tepkilerini bitirince "annem nasıl?" diye sordum.
"İyi o da nasıl olsun evle falan uğraşıyor."
"Anladım babam benim, şimdi kapatmam lazım sonra görüşürüz."
"Görüşürüz aşkım seni seviyorum kendine iyi bak hadi." Gülümseyerek kapattım telefonu. Annemi bilerek istememiştim. Eğer annemle konuşsaydım babamla yaşadığım bu konuşmadan sonra hayal kırıklığına uğrayacaktım. Bu gün yaşanan hiçbir şeyi düşünmemeye çalışarak gözlerimi kapattım.
***
Alarm seslerinden nefret ettiğimi söylemiş miydim? Odada hepimiz aynı anda kalkıp aynı anda okula gittiğimiz için hepimizin alarmı aynı anda çalıyordu ve herkesin alarmı uyanabilmek için ya Metallica ya Black Veil Brides'ti. Ayrıntıyı atlamamak lazım sadece Gülçin'in ki Enrique.
Bunların ki nasıl uyku bilmiyorum ama kimse kapatmaya tenezzül etmedi. Alarmımı kapatıp kızlara seslendim. "Gülçin! Nur! Uyanın hadi geç kalacaksınız."
"Anne beş dakika daha ya." Gülçin'in belli belirsiz mırıltısıyla kıkırdadım. Annesini çok seviyordu ve onu çok arıyordu. Bana ayrılan fare yuvası kadar dolaptan siyah taytımı okul tişörtünü ve siyah uzun kazağımı çıkarttım malum basenler.
Üzerimi giyindikten sonra saçlarımı düzleştirdim. Çok az rimel sürüp çantamı da hazırlayıp yurttan çıktım. Kulaklığımı takıp "Neyse halim çıksın müziğim" diyerek karışığa attım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BUZ.
ChickLitMavi iri bir çift göz, biçimli bir burun, dolgun dudaklar, harika bir vücut. Mükemmel değil mi? Sahip olamadıklarım. Hayır mükemmel değilim. Kahverengi minik ve çekik gözlerim, biçimsiz ve suratıma göre büyük burnum ve ince dudaklarım. İşte sahip o...