1.BÖLÜM~İLK BAKIŞ~

14.6K 927 1.3K
                                    

"Tek bir bakış mıydı yangınlar çıkaran?"



***






Mardin'in sıcağıl öyle bir kavuruyordu ki insanın içini, tek bir yuduma muhtaç ediyordu bedenini. Gözlerini daha fazla başına vuran sıcağa karşı gelemediği için yorgunca kapattı. Başı dönüyor, hafiften sancıyordu anlı. Gözlerini birkez daha ovuşturup, devam etti yaptığı işe. Tarladaki herkes, sıcaktan bayılma noktasına gelmişti. İçinden geçirdi kız umutla. Allah yardım etsindi bu sıcakta açta açıkta kalana.. Elinde çapayla toprağa ekili pancarların diplerini doldurmaya devam etti otunu alarak. Kafasındaki yaşmak açık saçlarından kayıyor, daha çok yoruyordu  sanki.. Yerinden doğrulup tekrar düzeltti ısrarla. Kumral saçlarını bir yere sığdıramıyordu, topladıkça dağılmak için inat ediyordu onunla. Her yerden fırlamış, sabahtan beri işine iş katmıştı. Yorgunluktan yine bir an başı döndü genç kızın. Ani doğrulmasından kaynaklı olduğunu düşündü. Etrafına göz attığında çalışanların başında nöbetçi bekleyen Kemal denilen adamla göz göze geldi. Acımaz, keserdi günlük parasını. Hemen işine geri döndü aceleyle.

Para, onun ihtiyacı olan tek şeydi. Çalışmadığı iş, yer kalmamıştı. Şimdi de Mardin'e halasının yanına gelmişti son çare. Ailesi, Urfa'da kalmıştı. Halası bir bayram geldiğinde, annesine Mardin'de çalışanlara daha çok para verdiklerini söylemiş, Dila'yı da götürmek istediğini belirtmişti. Annesi de hiç itiraz etmemiş, kabul etmişti hemen.

Babası, zaten çalışmazdı. Annesi, ev temizliklerine giderdi. Küçük kardeşi..

Herşey onun için değil miydi zaten?

Bunca zorluk..

Bunca ihtiyaç..

Halası, Mardin'in en iyi konağında, Cihadoğlu Konağı'nda  hizmetçilik yapıyordu. Durumları iyiydi. Annesi de buna güvenerek göndermişti zaten Dila'yı da. Yan tarafından gelen sesle düşüncelerinden ayrıldı genç kız.
"Dila kızım, oraları yapma bırak hele. Sıramız bitti çok şükür. Hadi gidelim artık."

Emine abla, Dila'nın tarlada tanıştığı çok iyi bir kadındı. Sürekli yardım eder, bitiremediği sıralarda önüne gelir, yardım eder, beraber çıkarlardı sırayı. Her ne kadar utansa da, yoruluyordu. İlk kez böyle bir iş yapıyordu. Elleri çapa tutmaktan kan toplamıştı bir haftada. Yeşil gözlerini, karşısındaki iyi kalpli kadına çevirdi.
"Tamam abla. Dalmışım farkedemedim bittiğini.."

"Sesin halsiz geliyor. Bugün çok ot vardı birde Allah'ın işi işte. Yaktı ortalığı gurban olduğum. Allah'ım yardım etsin bu sıcakta çalışanlara kızım.."

Genç kız, gerçekten de halsizdi. Gece hiç uyuyamamış, sürekli uyanıp durmuştu. Sabah da gün doğmadan kalkmış, tarlaya gelmişlerdi.
"Biraz uykusuzum sadece abla. Bir şey olmaz."

"Hadi yevmiyemizi alalım da gidelim yavrum. Daha aş çevirecem ocakta. "

Ona usulca başını sallayıp başına sardığı eşarbı çözmeye başladı genç kız. Çok fazla sıcaktı. Kavrulmuştu içi de, dışı da.. Su içmesi gerekiyordu, kurumuştu dudakları. Açlığı başını gösterircesine midesi guruldadı. Saçlarını özgür bıraktığında o an esen hafif meltemli yaz rüzgarı, ılıkca çarptı güzel yüzüne genç kızın. Serinlemişcesine gözlerini kapatıp rüzgarı hiasetmek istedi daha çok.

Ama gelip geçmişti.

Anlındaki teri silip günlük parasını almak için sıraya girdi. Emine ablası arkasında kalmıştı. Utanarak başını çevirip kadına baktı.
"Geç abla öne."

ZÜMRÛD-Ü AŞK (ASKIDA)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin