Çekimden çıkınca, birkaç kızla birlikte yemek yemiş ve en sonunda kahve içmeye karar vermiştik.
"Ruth?" masanın bir diğer ucundaki Inka bana döndü. O da tıpkı benim gibi son zamanlarda ünlenmişti fakat benden iyi olmalı ki benim henüz anlaşamadığım birçok markayla daha anlaşması vardı.
"Efendim?" kaşlarımı kaldırıp ona gülümsediğimde elindeki telefonu bana uzattı.
"Bu nedir?""Videoyu izle." telefonu aldım ve videodaki kişinin Zayn olduğunu gördüm. Bu dün evimden çıkarken çekilmiş haliydi. "Anlayamadım." dediğimde heyecanla konuştu. "Kulağına yaklaştır." telefonun hoparlör kısmını kulağıma yaklaştırdım ve dinledim.
"Ruth Mullins ile görüşüyor musunuz?"
Zayn'in sesini duyamadım.
"Ruth Mullins geçen gün ağlarken görüldü, sizin bununla bir alakanız var mı?"
Yine bir cevap yoktu.
"Zayn, şimdi Ruth Mullins ile de takılma günlerin bitti mi?""Ayrılmadık."
Bu Zayn'in sesiydi. Daha sonra arabanın kapısının kapanma sesini duydum. Telefonu kulağımdan uzaklaştırdım ve videoyu tekrardan izledim. Hiçbir şekilde kameraya bakmıyordu ve tam arabaya binmeden iki saniye önce sorduğu 'takılma' bitti mi olayına cevaptı. Ne kameraya dönmüş ne de sesini yükseltmişti, telefonunu ve cüzdanını cebine koyarken söylenmiş bir kelimeydi.Telefonu Inka'ya tekrardan uzattım.
"Benim," hepsi beklentiyle bana bakıyordu. Inka bana telefonu uzatırken diğerlerinin de göreceğini biliyordu. Şimdi hepsi videoyu izlemişti ve bana bakıyordu.
"Benim gitmem lazım. Teşekkür ederim."
Çantamı aldım ve masadan ayrılmak için hareketlendim fakat benim hakkımda yorum yaptıklarını duyuyordum. Bunu saklama gereği bile duymamışlardı zaten.
Zayn'in neden benden hala sıkılmadığını ve yine aynı şekilde neden beni 'ünlü' yapmaya çalıştığını sormuşlar ve hakkında yorumlara başlamışlardı.Oradan ayrılır ayrılmaz telefonumu çıkardım ve binlerce kez cevapsız araması olan Zayn'i aradım.
Tabii ki açmamıştı. Eve yakın olduğum için taksiye binme gereği duymadan adımlarımı hızlandırdım ve eve girdim. Neden böyle bir şey söylemişti bilmiyordum ama işleri çıkmaza sürüklediği apaçık ortadaydı.Yüzümdeki makyajı silerken telefon çaldığı anda hızlıca kaptım onu.
Zayn arıyordu. "Zayn?" diyerek açtım telefonu, bir mırıldanma çıkardı. "Ne dedin sen öyle?""Ne demişim?"
"Ayrılmadık?"
Bunun üzerine Zayn'in keyifle gülmesi kafamı karıştırıyordu. Ayrılmadık demesi henüz gerçek olmayan bir sevgililiği onaylıyordu ve bu Zayn'in tek bir haftayla sonlanan ilişki hayatında tamamen farklı bir sayfaydı."Dalga mı geçiyorsun benimle sen?"
"Benim evime gel Ruth."
"Sen kesinlikle dalga geçiyorsun."
"Sadece neden böyle davrandığını anlamaya çalışıyorum."
Derin bir nefes verdiğimde tekrardan konuştu. "Kızdın mı?""Senden bir şey isteyeceğim." dedim en sonunda. "Lütfen artık konuşmayalım, olur mu? İnsanlar hakkımda iyi şeyler düşünmüyor."
Minnetsiz davrandığımın farkındaydım ama akıl sağlığım için böyle davranmak zorundaydım."İnsanlar kimse hakkında iyi şeyler düşünmüyor amına koyayım. Beni hayatından çıkararak bir şeyleri daha iyi hale getiremezsin."
"En azından deneyebilirim."
"İzin ver yardım edeyim." dediğinde bir süre cevap vermedim.
"İstemiyorum Zayn, lütfen artık aramızda gelişen bu saçma olayı sonlandıralım."
Telefonu kapattım. Kalan makyajımı çıkarma gereği duymadan yatağa uzandım. Zayn'in yüzüne bakmam gerçekten imkansızdı. Onu gördüğümde ağzımı açıp bir kelime söylemem bile imkansızdı.