yedi
Minho
"Burada ayrılıyoruz sanırım." Bavulumu sürüklemeyi bırakıp Jisung'a döndüm. Ona adıyla hitap etmek oldukça hoştu.
O da bana dönmüş "Maalesef ki evet." demişti. Dün gece suratındaki mutsuz ifade geri gelmişti. Hiç istemediği halde evine gidiyordu. Kim üzülmezdi ki böyle bir şeye.
Elimi uzatıp sıkmasını bekledim; fakat o elimi görmezden gelerek bana sarılmıştı. Ellerini enseme koymuş ve birkaç dakika öylece durmuştu. Ben ise ne olduğunu idrak edemediğim için öylece durmuştum. Sarılmasını beklemiyordum.
Yavaşça geri çekildiğinde, "Gidiyorum o zaman ben." demiş ve elinde çantası, sırtında gitarıyla yürümeye başlamıştı. Ben kıpırdamadan onu izlerken o yoldan geçen boş bir taksiyi durdurmuş ve binmişti.
Sahiden gitmişti ve benim şu geçen bir günde ne yaşadığıma dair hiçbir fikrim yoktu. Tek bildiğim asla unutamayacağımdı.
Bir süre öylece durduktan sonra gözlerimi boş yoldan çekip telefonumu çıkardım ve beni almaya gelecek olan Hyunjin'i aradım.
"İndim ben, geldiniz mi siz?"
"Geldik sayılır, beş dakikaya oradayız."
"Tamamdır." deyip telefonumu cebime geri koydum. Sonrasında ise biraz ilerimdeki banka gidip oturdum ve beklemeye başladım.
-
"2 hafta kalıp geri döneceğiz alt tarafı. Ne aldın yanına bu kadar?" Hyunjin bagajdan bavulumu indirip yere koyarken bir yandan da bana söyleniyordu.
"Normal şeyler aldım, ne alacağım." deyip bavulu sürükleyerek iki katlı eve doğru yürüdüm. Burası aslında pansiyondu. Otelde kalmaktansa beraber bir evde vakit geçirmek hepimize daha mantıklı gelmişti.
Evin önüne geldiğimde Jeongin cebinden anahtarı çıkarmış kapıyı açacaktı ki kapıyı ondan önce Chan hyung açmıştı. "Hyunjin'in söylenmeleri eve kadar geldi." deyip geri çekilmiş bize yol vermişti.
"Bana söyleniyordu abisi kızma." Chan hyunga sarılıp geri çekildiğimde Hyunjin göz devirerek içeriye gitmiş, Jeongin de gülerek onu takip etmişti.
Eve bakındığımda karşımda direkt salon olduğunu gördüm. Onun hemen yanında ise amerikan tarzı bir mutfak vardı. Alt katta bunların dışında ekstradan sadece bir oda vardı. Bize de yeterdi.
Gözlerimi etraftan çekip bavulumu kenara bıraktım ve kendimi koltuğa attım. Hyunjin tam yanımda, Jeongin ve Chan hyung ise yanımızdaki koltukta birbirlerine sarılarak oturuyorlardı.
"Ee hyung nasıl geçti yolculuk? Yol boyunca da anlatmadın bir şey."
"Normal geçti işte. Anlatacak bir şey olsa anlatırdım." Anlatacak çok şeyim vardı ama neyse...
"Sen üzgün gibi duyorsun. Niye?" Chan hyung tek kaşını kaldırmış sorgularcasına bana bakıyordu. Gülüp "Niye üzgün olayım? Gayet keyfim yerinde. Tatile gelmişim, arkadaşlarım yanımda..." Kolumu Hyunjin'in omzuna atıp devam ettim. "Üzgün olacak bir sebep göremiyorum ben."
Chan hyungun bana inanmadığı belli oluyordu, sonrasında beni tekrardan sorguya çekeceğinden emindim ama anlatmayacaktım. Çünkü bir daha Jisung'la bir araya gelmeyecek, görüşmeyecektik. Asla olmayacak bir şeyi konuşmanın bir anlamı yoktu.
yn: sence boyle bir sey mumkun olabilir mi cnm minsung fici bu.
Biraz daha oturduktan sonra hepimiz sırayla ayaklanmıştık. Jeongin ve Chan hyung mutfağa bir şeyler hazırlamak için gittiklerinde Hyunjin ve ben de yukarı kata çıkmıştık.
"Ben Jeongin'le kalıyorum, sen de Chan hyungla kal. Hem değişiklik olur sana da. Hep benimlesin sonuçta."
Başımı sallayıp onu onayladığımda aklıma Chan hyungun az önceki bakışları gelmişti. Eğer onunla kalırsam konuşturmak için beni sıkıştıracağını biliyordum ve bunu göze alamazdım.
"Ya da şöyle mi yapsak," deyip Hyunjin'in odasının önünde durdum. "Sen Chan hyungla kalsan, ben Jeongin'le? Nasıl olur? Bence mükemmel."
"İki dakika önce olur dedin, ne değişti şimdi dengesiz herif? Hem olmaz, kaç gündür buradayız biz. Yerleştik iyice." Gözlerini kısmış bana bakıyordu. "Düzenimizi bozmaya kalkma sakın."
Oflayıp "Tamam be," dedim ve Chan hyungun odasına girdim. Hyunjin'e de üzülmesem ona ısrar eder ve onunla kalırdım fakat bunu yapmamıştım. Hyunjin bir şey belli etmediğini sanıyordu ama neredeyse her hareketi onu ele veriyordu. Jeongin bile farkındaydı bunun.
Odaya girdikten sonra bavulumu yine kenara koyup ve banyoya doğru ilerledim. Şu an o yorgunlukla bavul boşaltıp yerleştirecek halim yoktu ve de o kadar şeyden sonra acil bir şekilde duş almam gerekiyordu.
-
niye burda kestim bende bilmiyorum...
bir de bir sey soracagim sizce bir bolumu Minho'nun, bir bolumu Jisung'un gozunden mi yazsam? ben cok kararsiz kaldim size sormak istedim. ona göre devamini yazicam cunku
medyaya bebek jisung'u koymustum, bu swaaaag minho'yu da koymasam olmazdi...
bu arada oy vermezseniz swag minho pesinizi birakmicakmis oyle dedi
ŞİMDİ OKUDUĞUN
together | minsung
RomanceMinho, tren yolculuğunda bir gün boyunca aynı vagonu başka biriyle paylaşmak zorundaydı. yan ship; hyunin #1 changlix #1 hyunin #1 jisung #1 lee know #2 skz