Jeon Jungkook kız arkadaşına evlenme teklifi edeceği gün aldatılan bir polis.
Park Jimin'se son dansına çıkan basit bir bar dansçısı.
Gecesinde sevişip sabahında bileklere takılan kelepçelerin, aynı ama aslında apayrı dünyaların hikayesi.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Görüldü
Yazıyor...
Jimin:
Bitti mi?
Yazıyor...
Jungkook:
Hiç başlamadığına emin olabilirsin.
Jimin:
Güzel.
Gördüldü
*
İlk önce gözlerini açtı genç adam ardından hiç vakit kaybetmeden yaralı elleri komidinin üstüne dün gece adını bile hatırlamadığı o adamın bıraktığı telefonunu buldu. Jungkook utançla eline aldığı telefonunda gezinmeye başladı. Namjoon ve Taehyung'tan gelen 30 aramaya ne yanıt vermesi gerektiğini bilemedi. Büyük ihtimalle Hira için gittiği okuldan neden onsuz döndüğünü merak etmişlerdi. Bu kadar saat ne yaptığını soracaklar ve o da umutsuz bir vaka edasıyla teker teker en küçükleri olmanın verdiği sorumsuzlukla cevaplayacaktı soruları.
Peki Hira?
O ne yapmıştı?
Dün tüm olanlardan sonra sadece arabayı bara sürmek gelmişti aklına. istememişti. Eve gitmek ve mutlu maskesini tekrar yüzüne geçirip tatlı tatlı gülümsemek istememişti. Gerçekten tek istediği bir bar taburesinde bir kere bile görmediği bu adamla sohbet etmek ve evine dönmekti. Eh, öyle de olmuştu. Tüm gece içtikten sonra kendisini tanımadığı bu adamın yatağında bulmuştu.
Şaşırmadı Jungkook çünkü basit bir seks sonrası sabahı değildi. Gerçekten kıyafetleri değişmiş olsa bile dün gece hiçbir şey yaşanmadığı açık açık ağrımayan kasıklarından ve bembeyaz bedeninden belliydi.
Bu yüzden fazla düşünmedi ve son mesajlara girdi. Elbette unutmamıştı aptal bir ergen gibi tüm camları parçaladıktan sonra Jimin'e mesaj atmasını. Ayrıca böyle bir rezillik nasıl unutabilirdi ki? Utançla mesajlara girdi ve attığı ilk mesaja baktı. İlk sıradaydı, derin bir nefes alıp veri en azından ondan başka birisine rezil olmamıştı.
