MERGER ﻬ

1.4K 153 102
                                    

Merhaba biz geldik :)

▪︎

"Ne istiyorsun?"

Jimin Jungkook'a uzattığı elinin boşta kalmasıyla hiddetle kendini geriye çekti. Zihninde oturttuğu bu plan işe yaramamış ve memur Jeon'u uzlaşmaya davet edememişti. Ne yapması gerektiğini ve ileride ne olacağını kendisi bile bilmiyordu. Ellerine bırakılan uçurtmanın ipiyle öylece kalakalmış ve daha da kötüsü uçurtmanın bu koca evrende kendisini yönetmesine izin verir olmuştu.

Şimdi ona baktığında, sabırlı karakterinin altından açılan çatlaklardan genç dansçının hiddeti taşıyordu. Jeon'un ne yapmaya çalıştığına anlam veremiyor daha da kötüsü ona bu kadar öfkeyle bakarken karşısındaki bedenin gözlerinin kendisine böylece şefkatle bakması gururunu kırıyordu. Ne yapıp edip bu bir aydır geçirdiği şu anıları zihninden silmeli ve memur Jeon'u aynı buruşturulan ve bir daha kullanılmayacak bir kağıt gibi atmalıydı.

"Seni istiyorum."

Jimin'in kulaklarına dolan bu cümle bedenini ürpertti. Evet daha bir kaç dakika önce Jungkook ona şarkı söylemiş olabilirdi keza o da bu eşsiz müziğin etrafında melekler kadar nadide bir dansı ona sunmuş... Fakat bu iki kelime tüm bu ucube oyunlar için çok fazlaydı. Jimin şakacı fakat bir o kadarda ciddi bir tavırla tek bir kaşını kaldırarak "Sana ne istediğini sordum?"

Jungkook kendisine sunulan soruya güneşte dinlenmek istercesine başını demir parmaklıklara uzatıp dudaklarının ucundan tatlı bir gülücüğü dansçıya sunarak "Cevabımı vermiştim oysaki." Dansçı rahatlamak istercesine bu ukala tavıra karşı derin bir nefes aldı. Bedenine doldurduğu bu nefes  vebaya tutulan bir hastaya etki etmek istercesine ruhunun dolambaçlı sokaklarına karışmıştı.

Geriye attığı adımdan vazgeçip iki adım ilerledi. Hiç vakit kaybetmeden Jungkook'un kafasını yasladığı tutanakları tutarak "Ne dediğini kulakların duyuyor mu senin?"

Jungkook kafasını kaldırıp şaşkın ve pörtlek gözlerle Jimin'e bakarak hayıflandı. "Hey seni istiyorum demekten kastım burada seninle kalmak istememdi. Sen ne anladın? Ah aman tanrım Jmin!" Jimin kızaran yanaklarını avuçlayıp başını indirerek "Yanlış anladığım için beni suçlayamazsın! Demek istediğin şey gayet açıktı." Jungkook gür bir kahkahaya aralarına salarak ortamı gevşetmeye çalıştı.

Jimin aralıksızca gülen bu oğlanın kahkahasıyla kafasını ve kırmızı yanaklarını kaldırıp onu ve gülüşünü dinlemeye başladı. Jeon'un kahkahası yankılanıyor ve yankılandıkça Jimin'in daha fazla tebessüm etmesine neden oluyordu. 

Bu gülüş Jimin'in duyduğu en huzurlu gülüştü.

"Hey Jungkook! Yeter artık hiç komik değilsin." Jungkook sahte gülüşünü bastırıp tekrar en dik halinde Jimin'in soğuktan kızaran burnunun ucuna baktı. Dansçı ufak bir çilek gibi görünüyordu... Ayrıca kokusu onu cezbetmişti.

"Endişelenme Jimin. Sana karşı öyle bir dürtü beslediğim falan yok üstelik ben zaten gay bile değilim. Ki olsam bile bu kadar olayın ardından seninle bir ilişki yaşamam anca masallarda olurdu biliyorsun-"

Jimin öfkeyle dudaklarını büzerek mırıldandı "Öğrendiğin bütün kelimeleri benimle konuşurken kullanmak zorunda değilsin... İki kelimeyle gay olmadığını ifade ettiğinde de anlayabiliyorum Jungkook. Tamam sen gay değilsin en büyük hetero sensin tamam mı?"

Jimin gerçekten kızmıştı, Jeon'un her fırsatta ben heteroyum uyarıları ve gay olmadığının ısrarla üzerini çizmesi Jimin'i delirmenin eşiğine getirmişti.

"Sahiden çok fazla canım sıkılıyor. Seni burada istememin tek nedeni bu, nereden bilebilirdim böyle anlayacağını? Hey üstelik gayet nettim bu konuda-" Jimin az önce ona memurun uzattığı battaniyeye sarılarak Jungkook'a götünü döndü. Böylece ne onu ne de onun saçma sapan cümlelerini duymak zorunda kalacaktı. Jungkook dudaklarını büzerek ellerini yumruk haline getirip iki yanına vurmaya başladı, sahiden ufak bir çocukten farkı yoktu. 

HOLD ME  ﻬ jikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin