Toplu cinayetlerin görüldüğü bölgelerde genelde bütün cinayetler kolayca görmezden gelinen ama aslında oldukça göz önünde olan ayrıntılara sahiptir. Bu ayrıntıları yakalamak bazen tüm dava seyrini değiştirebileceği gibi bazen katili kolaylıkla önünüze serer. Düşündüğünüzün aksine senelerce devam eden ve üst üste biriken onlarca ölüm işleri zorlaştırır. Cinayet sayısı, belli bir sayıdan sonra, arttıkça davanın seyrini izlemeyi imkansıza yakın kılar çünkü ayrıntılar seneler içinde farklılaşır. Birçok cinayette bulunan bir ayrıntının bir başkasında bulunmaması tüm teorileri yerle bir edebilir ve kendinizi başladığınız noktada bulabilirsiniz. Bu yüzden seneleri bulan seri cinayet davalarında ayrıntılara takılmak sizi sadece çıkmaza sürükler. Bu tarz davalarda eğer doğru noktadan bakarsanız aslında her şey ortadadır.
Dazai elindeki dosyayı sallarken çattığı kaşlarını ovuşturarak arkasına yaslandı ve derin bir nefes aldı. Bir şeyler yanlıştı. Bu sabah birkaç dava dosyasına daha bakmak için geldiğinde aklını kurcalayan bir şeyler vardı ve bunun üzerinde durarak dosyaları araştırdığında ise bir nokta yakaladı. Aslında... Lavinia Canavarı davasını çözmüştü. Çözmüştü çözmesine ama ortada kesinlikle yanlış olan şeyler vardı. Yerine oturmayan bir taş, tarifteki eksik malzeme, dekorasyonda göze batan bir parça...
Düşünüldüğü zaman aslında her şey ortadaydı ancak sorun da buydu. Gerçek o kadar göz önündeydi ki, bu durum cevap olamayacak kadar yanlıştı.
Dazai'nin davaları tek bakışta çözmesi absürt değildi. Onun bu kadar ünlü bir dedektif olmasının ardındaki sebep buydu. Fakat, bu sefer işler düşündüğü gibi tatmin edici olmadı. Zihnini kemiren kurtçuklar o kadar sinir bozucuydu ki bu histen kurtulmayı umarak ellerini saçlarına geçirdi ve sertçe çekiştirdi.
Kunikida, karşısındaki masada kendinden geçmiş görünen dedektife bir göz atıp başını iki yana sallayarak tekrar önündeki dosyalara gömüldü. Bu garip ve bandajlı adamın hareketlerini görmezden gelmeye bir süredir alışmıştı fakat bu sefer normalde olduğu sinir bozucu halinden farklıydı. Bu yüzden daha fazla görmezden gelmeye dayanamayarak gözlüğünü başının üzerine kaldırdı ve gözlerini ovalarken sordu.
"Bir şey mi oldu, dedektif?"
Dazai, sarışın adamın sesini duyduğunda girdiği transtan sıçrayarak çıktı ve anında ruh halini düzenleyerek eski sinir bozucu haline döndü.
"Sizce de bu sandalyeleri değiştirmeniz gerekmiyor mu? Burada bütün gün oturmak belimi mahvediyor!"
"Orada yaklaşık iki saattir ouruyorsunuz."
"Gördün mü?" Dazai dramatik bir şekilde önündeki masaya yığıldı, "Henüz iki saat oldu ve ben bu haldeyim! Bel fıtığı olacağım."
"O zaman derhal davayı çözmeye bakın ki kendi ofisinizdeki bütün gün otursanız bile rahatsız edici olmayan konfordaki sandalyenize dönebilesiniz."
Kunikida'nın cümlesi bittiğinde odaya ağır bir sessizlik çöktü. Kunikida şaşkın bir şekilde gözlerini tekrardan dedektife dikti ve şüpheyle sordu.
"Yoksa... davayı mı çözdünüz?"
Dazai hiç mutlu görünmeyerek güldü ve sandalyesinden yavaşça kalkarken sahte bir neşeyle bezenmiş tok sesiyle yanıtladı.
"Ne yazık ki! Bu dava benim üstün zekamı bile aşıyor. Şimdi izin verirseniz randevuma gecikmek istemiyorum," Dazai elini alaycı bir şekilde sallayıp odayı terk ettiğinde Kunikida arkasında bakakaldı.
Şerifin binasının önünde bekleyen Chuuya sabırsız bir şekilde ayağını yere vururken iç cebindeki saati çıkartıp kontrol etti ve bıkkın bir iç çekişle şapkasını başına biraz daha bastırdı. Aslında, Dazai'nin teklifini neden kabul ettiğini kendisi de bilmiyordu. Dedektifin ondan istediği bilgileri bilmesinin yeterli olacağı kadar ayarlayıp bir çalışanının Dazai'nin eline tutuşturmasını sağlayabilirdi ve sonra işine bakardı. Açıkçası kendi emri altında çalışanların dedektife bilmemesi gereken bir bilgiyi vermeyeceğine emindi, bu yüzden çalışanları sorgulanırken Dazai'nin etrafında olup dedektifin bilmemesi gereken sınırlara yanaşıp yanaşmadığını gözetmesinin gereği de yoktu ancak...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
City Of The Dead // soukoku
FanfictionHalk arasında korku salan bir yaratığın gizemini çözmek için yola çıkan dedektif Dazai, hiç ummadığı gerçeklerle karşı karşıya kalır.