Zindandaki Canavar

402 50 49
                                    

Fukuzawa'nın evinde geçirilen iki günün sonunda bir gelişme oldu. Tüm bu süreç boyunca yaşlı adam Dazai'ye Ranpo ile yaptığı konuşmadan herhangi bir bilgi vermemişti. Yine de Dazai'ye getirdiği dosya birçok şeyi açığa çıkardı.

"Ne zaman?"

"Bu gece beni içeri alacak."

Dazai elinde tuttuğu notta yazan zamana son kez baktıktan sonra kağıdı cebine tıkıştırdı ve odasına doğru ilerledi. Fukuzawa daha fazlasını sormamıştı. Kapıyı arkasından kapattıktan sonra masasının üzerinde konaklayan dosyaya doğru ilerledi ve suçluların barındırıldığı zindanların kuşbakışı krokisini baştan gözden geçirdi. Ranpo'nun ona yolladığı oda numarasını kroki üzerinde aradı ve bulduğunda içinden küfretti. Zindanın yapısı hiçbir şekilde acil çıkış kapısı olmayacak şekilde oluşturulmuştu. Tüm bu alana giriş çıkış tek bir yerden yönetildiği gibi sarayın içini bilmeyen biri için de kaçışı oldukça zorlaştıracak şekilde dizayn edilmişti. Fakat Chuuya'nın tutulduğu alan gözden kaçırması zor ve aynı zamanda herhangi bir bekçiye görünmeden girmek için de imkansız bir alandaydı. Ayrıca Chuuya'nın bulunduğu kısmın bütün zindanın aksine laboratuvara bağlı olması da cabasıydı. Bu alan laboratuvar deneklerini barındırmak için sonradan oluşturulmuş olmalıydı. Dazai, bu kısmın kendisine yabancı olmasına bu yüzden şaşırmadı.

Sıkıntı içinde sandalyesinde geriye yaslandı ve yüzünü ovuşturdu. Chuuya'nın deneylere maruz kaldığının en baştan beri farkındaydı ancak halka açık bir davanın suçlusunu bu kadar ulu orta deneylere dahil edeceklerini de düşünmemişti. Ranpo'nun raporlarına göre mahkeme bile kurulmamıştı. Tüm bu durum Dazai'yi daha da tedirgin etti. Chuuya'ya yapılanları düşündüğünde tüyleri diken diken oldu. Yüzeye çıkmayı dört gözle bekleyen anıları kendisini sıkıştırmaya başladığında Dazai başını iki yana sallayarak onları uzaklaştırabilmeyi umdu ama nafile. Saatler rahatsız edici bir yavaşlık içinde geçti ve buluşma anı yaklaştığında Dazai tam takım hazırlanıp evin içinde volta atmaya başladı.

"Gerginliğini alır."

Fukuzawa eline bir fincan çay iliştirdiğinde sıkıntıyla iç çekip ağzının içinde bir teşekkür mırıldandı. Çayını yudumlarken bir oraya bir buraya dolanmaya devam etti. Evden çıkma vakti geldiğinde kendisini aceleyle sokağa atıp saraya doğru koşar adımlarla ilerledi. Buluşma noktasına geldiğinde yeşil gözlü bir adam onu bekliyordu. 

"Dazai," diye selamladı onu.

"Ranpo."

"Hızlı olacağım," diye mırıldandı yeşil gözlü ve sıkıntıyla gözlüğünü düzeltti, "Chuuya'ya erişim şu anda belirli kişiler haricinde kısıtlanmış durumda. Onları bunun senin davan olduğuna ve suçlu ile son kez konuşma hakkına sahip olduğuna ikna ettim ancak çok vaktin yok. Ne alacaksan al."

Dazai hızla başını salladığında Ranpo'nun gözlerinden bir tereddüt parçası geçti.

"Bu neydi?" diye sordu Dazai.

"Sana gönderdiğim raporları okuduğuna eminim ama..."

"Evet," Dazai onayladığında Ranpo sıkıntıyla iç geçirdi.

"Geldiği günden beri içindeki tanrıyı serbest bırakması için türlü işkencelere maruz kaldı. İlk başta fizikseldi ama son zamanlarda...bu işkenceler psikolojik bir hal almaya başladı," Dazai kaşlarını çattığında Ranpo yerinde sallanarak konuşmaya devam etti, "Sadece...göreceğin, duyacağın her şeye hazırlıklı olmanı istiyorum. Benim bile onu görmeme izin yok, yani ne ile karşı karşıya kalacağını sana tam olarak söyleyemem."

Dazai rahatsızlık içinde nefesini tuttu.

"Anlıyorum."

"Bir şey sormak istiyorum."

City Of The Dead // soukokuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin