Lavinia Canavarı

527 59 111
                                    

Dazai, arabanın bir köşesine kıvrılmış şekilde tüm yolculuğu geçirdi. Zihninde oynayan ve bedenindeki tüm gücü çeken anıları dolayısıyla ne elindeki dosyaya bakmaya dermanı vardı ne de pencereden nerede olduklarını kontrol etmeye. Arabanın yavaşladığını hissettiğinde kollarına gömdüğü başını kaldırdı ve kanlı gözlerindeki yanmayı geçirmeyi umarcasına gözlerini birkaç kez kırpıştırdı. Koltuktan destek alıp kalkmaya çalıştığı sırada uzun bacakları birer erişte gibi sallanarak onu yüzüstü bıraktılar. Sert bir şekilde koltuğa düştüğünde küfrederek hırsla yüzünü ovuşturdu ve araç tamamen durana kadar kendini toparlamaya odaklandı. En sonunda araba durduğunda Dazai yolculuk sırasında yaşadığı çöküntü hiç gerçekleşmemişçesine gülümseyerek arabadan indi ve arabacıya teşekkür ettikten sonra ellerini ceplerine yerleştirdi, önündeki şerif binasına doğru uzun adımlarla ilerledi.

Aslında kasaba şüphe oluşturmayacak şekilde oldukça sakindi ancak bir his Dazai'yi dürttüğünde merdivenlerin yarısında durarak kaşlarını çattı. Kulakları sessizliği dinledi, huzursuzluk yavaşça tenini okşadığında titremeden edemedi. Bir süre orada öylece dikildikten sonra içindeki kötü hissi görmezden gelmeye karar vererek taş merdivenleri tırmanmaya devam etti. Şerif odasının kapısını araladığında ise tam bir kaos ortamıyla karşı karşıya kaldı. Oradan oraya koşturan polis memurları ve bitmek bilmeyen telgraf tıkırtılarıyla birlikte Dazai neye uğradığını şaşırdı. Durumu öğrenmek için Kunikida'nın masasına yanaştığında onun bir adamla tartışmakta olduğunu gördü. Tartışma sonuçsuz kaldığında ve diğer adam sinirle masanın önünden ayrıldığında şerifin gözleri sıska dedektifi yakaladı. Dazai adamın yüzündeki ifadeye anlam veremeyerek keyifli bir sesle konuştu.

"Teftişten mi geçiyorsunuz? Bu koşuşturmalar da ne için?"

Kunikida gözlüğünü düzelttikten sonra bir süre tereddütle duraksadı ve bu Dazai'nin keyifli gülümsemesini çalmaya yetti.

"Lavinia canavarı yakalandı."

***

Dazai arşiv odasına girdiği anda karşısına çıkan masaya yöneldi ve arkasını dönerek masaya yaslandı. Elleri masanın kenarını sıkarken yüz ifadesini korudu ve şerifin kendisine doğru gelmesini sabırsızlıkla bekledi. Kunikida gözlüğüyle oynarken diğer yandan da odayı kolaçan etmişti. Dazai daha fazla dayanamayarak konuştu.

"Neler oluyor şerif?"

Kunikida sessiz bir iç çekti ve Dazai'ye kaldırdığı gözlerinde yankılanan üzüntüyü saklama ihtiyacı hissetmedi. Dazai, içten içe ne olduğunun farkında olsa da yine de gerçekleşmemiş olmasını dileyerek sadece bekledi.

"Chuuya Nakahara," Kunikida ağzında ekşi bir tat bırakmış gibi söyledi ismi, "Lavinia canavarı davasında suçlu bulunarak tutuklandı."

Dazai başından aşağı kaynar sular dökülmüşçesine irkildi ve acıyla kasılan kalbini yumruğu içine almamak için yoğun çaba sarf etmesi gerekti. Birkaç saniye boyunca kaçınmak istediği bu haberi sindirmek için bekledi. Yüzü yavaşça yere odaklandı ve aşağı çekilen dudaklarının görüntüsünü saklamak istercesine arkasını dönerek masaya tutundu. Bir anda nefes almak güçleşti, bedenindeki tüm güç çekildi ve geriye sadece gittikçe şiddetlenen acıyı bıraktı. Zihninde dönen onca soruyu görmezden gelerek kendisine biraz zaman tanıdı. Tekrar konuşmaya güç bulduğunda ise... sordu.

"Bu...nasıl oldu?"

Kunikida, Dazai'nin sesinde beliren üzüntüyü hissettiğinde ürkmeden edemedi. Kızıl saçlı ile dedektif arasındaki garip havayı hissetmişti ancak bu kadar...sevgi barındırdığını hiçbir zaman düşünmemişti. Bu durum daha da kötü hissetmesine neden oldu. Chuuya'nın suçlu bulunması açıkçası kendisi için de oldukça üzücü bir haber olmuştu. Hırçın olsa da tüm kasaba tarafından saygıyla ve sevgiyle anılan bu adamın bunca cinayeti işlemiş olduğu gerçeği inanılır gibi değildi. O kötü biri değildi. Her ne kadar ağzı bozuk olsa da saygıda kusur etmezdi, birinin yardıma ihtiyacı olduğunda ilk sırada belirirdi ve kasabadaki tüm başıboş çocukları kanatları altına almış olması da cabasıydı.

City Of The Dead // soukokuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin