City Of The Dead // soukoku

Final - Tanrının Gazabı

"Kaderi kanla dokunmuş bir çocuk yürür karanlıkta

Saçları rengini ateşten çalmış, irislerine gökyüzü yansımış

İfadesi her şeye inat savaşmaya hazır

Yanaklarında hiç bitmeyen gözyaşlarının iziyle

Sona yaklaştığını bilmeden..."

Dazai uykusuz geçen gecenin ardından kendisini yataktan kaldırıp mutfağa gittiğinde Ranpo ve Fukuzawa'nın masada yan yana oturduklarını gördü. Karşılarındaki sandalyenin önünde ise dumanı tüten bir fincan çay vardı. Dazai burnunu çekip yerine oturduktan sonra fincandan küçük bir yudum alıp diğerlerinin konuşmasını bekledi. İlk konuşan Ranpo oldu.

"Dazai, sana birkaç sorum olacak."

Ranpo nadiren takındığı ciddi ifadesi ile kendisine baktığında Dazai ilk başta ne yapacağını bilemeyerek bir süre karşısındaki yeşil gözlere takılı kaldı.

"Elbette," derken Ranpo'nun ciddiyetinin sebebini öğrenmek isteyip istemediği konusunda çelişkideydi. Zira yeşil gözlü adam bu ruh halindeyken en kötü olayların gerçekleştiğine çok kez şahit olmuştu.

"Chuuya'nın en son çocukken Lavinia Canavarına dönüştüğünü söylemiştin. Bana biraz daha ayrıntı vermeni isteyeceğim. "

"Ben de size anlattığım kadarını biliyorum. Lord Mori, Chuuya'nın yakılmak için çarmıha gerildiği sırada güçsüz düştüğünü ve bu yüzden Tanrı'nın kontrolü ele geçirebildiğini tahmin ettiğini söyledi. Onu bulduğunda çoktan Tanrı'nın kontrolündeydi ve uyandığında kendi bilincine geri dönmüştü. Bu olaydan sonra bir daha asla Tanrı'nın, Chuuya'nın kontrolünü ele geçirmediğini söyledi. Chuuya'nın bazı öfke kontrolü yöntemleri kullandığını ve böylece bir daha Tanrı'nın kontrolü tekrar ele geçirmesini engellediklerini söyledi."

"Chuuya'nın kontrolü kaybettiği zaman nasıl ve ne kadar hasar verdiği hakkında bir şeyler söyledi mi?"

Ranpo burnunu sıkarak sorduğunda Dazai duraksadı ve Mori ile olan konuşmalarını aklından geçirdi.

"Sadece belli kişileri öldürdüğünü söylemişti. Tanrı muhtemelen kendi bilincine sahip..."

Dazai cümlesinin ortasındayken Ranpo kendisine doğru bir dosya itti.

"Arşivde o zaman yapılan soruşturmanın raporunu buldum."

Dazai orta kalınlıktaki dosyaya bakarken Ranpo konuşmaya devam etti.

"Belli yerleri hedef aldığı doğru ancak," Parmağıyla dosyaya vurdu, "Bunu yaparken bir seri katil misali çalışmamış. Görgü tanıklarının anlattıklarına göre hedef aldığı kişilerin evleri sanki yangın çıkmış gibi yerle bir olmuş. Kurbanlarını öldürürken o kişilerle birlikte o an evde bulunan herkes de yangında ölmüş.

"Yangın?"

Dazai şaşkınlıkla sorduğunda Ranpo açıkladı.

"Açıkçası normal bir yangın olduğunu sanmıyorum. Böyle bir durumda köylü halkı dumandan dolayı yangına müdahale edebilirdi ancak yazılanlara göre sadece patlama sesleri duyulmuş. Köylü halk sesin kaynağını bulmak için harekete geçtiklerinde çoktan olay mahallinin yerle bir olduğunu ve evlerden geriye tek bir tahta parçası dahi kalmadığını belirtmişler."

Dazai bir süre duyduklarını sindirmek istercesine gözlerini önündeki dosyaya dikti. Ranpo'nun bahsettiği olaylardan ona kimse bahsetmemişti. Kaşları çatıldı ve bu önemli bilgiyi nasıl gözden kaçırdığını sorguladı. O anda ise bir ihtimal zihninde huşu buldu.