0.4

121 23 49
                                    

Yorumlarla fikrinizi belirtirseniz çok mutlu olurum.

-FELİX-

O ayyaşın, Jisung’un kuzeni olacağı aklımın ucundan dahi geçmezdi.

 Neden bilmiyorum ama Changbin’le ilgilenmek istiyorum. O sunbae kim, Changbin’i nasıl bu kadar incitti bilmiyorum ama o yaraları iyileştirmek istiyorum. Böyle düşünmemin nedeni ona acıyor olmam mı ki, yok hayır bu duygu acıma duygusu değildi hem ona acıyacak durumda da değildim.

Ama yine de onunla yakınlaşarak arkadaş, dert ortağı olmak istiyordum.

Onunla iyi geçinmek istiyorum istemesine de neden ona karşı böyle davranıyorum?

Tanrı aşkına şantaj yaparak telefon numarası istemek, fotoğrafla tehdit ederek buluşmaya çağırmak nedir ya?

Onu gördüğüm zaman içimden bir ses onunla uğraşmamı istiyor sürekli.

İlkokul çocuğu muyum lan ben? Oldu olacak bi de saçını çekip gidiyim. Şimdi adam akıllı konuşacağım onunla. Evet, bu sefer emin ve kararlıyım.

Kulenin tepesinden arkamı dönmüş, kutup yıldızı dışında tek bir yıldız bile gözükmeyen gökyüzünü incelerken kendi iç sesimle savaşıyordum ki sinirli bir ses duymamla arkamı döndüm.

“Ne diyeceksen de çabuk. Çok yorgunum, eve gidip bir an önce zıbarmak istiyorum.”

 Bana, o sinirli olan keskin gözleriyle bakıyordu. Ama açıkçası bu hali bana oldukça sevimli gelmişti. Karşımda sanki sinirli olan bir adet domuz ile tavşan karışımı bir hayvancık vardı.(yn: burada Dwaekki yazmamak için kendimi çok zor tuttum :D)

“Ne pis pis sırıtıyorsun lan!!”

Sırıtmak mı kim, ben mi? Aaa ben sırıtıyormuşum. Kendine gel Felix kendine, daha doğru düzgün bir konuşma bile yapamadın.

“Şu banka otursana, ayakta konuşmayalım.” Gösterdiğim banka oturunca ben de yanına oturdum.

“Çantamda dünden kola kalmış al içeceksen.” Uzattığım kolaya biraz baktıktan sonra elimden almıştı sonunda.

“Ne garip.”

Yüzüme şüpheyle bakıyordu.

“Dünkü kola nasıl bu kadar soğuk ve gazlı olabiliyor ki?”

“Haa o şeyy… Bi yerde firmanın, kolada yeni değişiklikler yaparak asitinin uzun süre kaçmaması, ve soğuk kalmasını sağladıklarını okumuştum sanırım doğruymuş :))”

Umarım yemiştir. Geri zekalı, sen de niye yolda gelirken aldım demedin ki?

“Ahhh anladdıım. Demek değişiklikler yapmışlar. Bak şu teknolojinin işine, bir gün geçmesine rağmen hala s o ğ u k  ve
a s i t l i

Kıkırdıyordu, yalanımı yememişti. Konuyu değiştirmek için düşünmeden bir cümle attım ortaya.

“Aldatıldın mı, ya da terk filan mı edildin? Hayatından vazgeçmek isteyecek kadar.”

Changbin’in suratındaki gülümseme birden donarak solmuştu.

“Sanane bundan, seni ne ilgilendirir.”

Haklıydı bundan bananeydi, ben onun neyiydim ki. Bunun ben de farkındaydım ama içimdeki ses öyle demiyordu.

“Evet dün sarhoş olup, seni birisiyle karıştırarak başına bela oldum ve bunun için de çok özür dilerim. Ama bu kadar. Seni ancak bu kadarı ilgilendirir, daha fazlası değil.”

FORGİVE YOURSELF |CHANGLİX| ✅Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin