0.5

104 21 38
                                    

-CHANGBİN-

Belki de Felix’e karşı çok sert davranmıştım. Ama onun da beni anlaması gerekiyordu. Sunbaeyi hala unutamamışken, onun hasretiyle yanarken o bi anda sunbae konusunu açmıştı. Üstelik Felix gerçekten de güvenilebilecek bir insana benzemiyordu. Hem benim zayıf yönümü bana karşı kullanan oydu, aynı diğer insanlar gibi…

Belki de sadece önyargılı yaklaşıyordum. Ama çok sık değişen kişiliği beni ürkütüyordu açıkçası.

Minho ve Chan’la kantinde oturmuş muhabbet ediyorken telefonum çalmaya başladı.

Ben Ağır Manyak, Bipolar Hastası Olan Şahısım Açma Beni  📞ARIYOR 📞

Ekrana bakıp kimin aradığını anladıktan sonra iç çekerek önüme döndüm. Telefon çalmaya devam ediyordu. Minho kafasını telefonuma uzatarak kimin aradığına baktı.

“ ’Ben ağır manyak bipolar hastası olan şahısım açma beni’ mi? Seni bu kadar kim kızdırdı da adına üşenmeden bunu yazdın?”

Telefon sonunda susmuştu.

“Kimse değil boş ver.” Ve tekrardan çalmaya başladı.

“Açsana belki önemli bir şeydir.”

İstemeyerek de olsa telefonu açmıştım. “Ben sana, seninle daha fazla muhatap olmak istemediğimi söylememiş miydim, ne arayıp duruyorsun?”

“Gerçekten gerçekten çok özür dilerim ama seninle konuşabilir miyiz? Lütfen.”

“Geçen sefer söyleyeceklerimin hepsini söylemiştim. Seninle konuşacak daha fazla şeyim yok.”

“Ama benim var. Söz veriyorum bu sefer canını sıkan bir şey söylemeyeceğim, canını yakmayacağım. Lütfen son bir kez görüş benimle.”

“Seninle buluşmayacağım, bunu aklından çıkar.”

“Tamam o zaman ben oraya gelirim.”

“Nee saçmalama Felix sakın öyle bir şey yapma Feliix ALO aloo kapattın mı? Yüzüme nasıl kapatırsın?”

Ben Felix’e bağırırken Chan ile Minho da ağızlarını iki karış açmış şaşırarak bana bakıyorlardı.

“Ne bakıyorsunuz bee!!”

Chan şaşkın ifadesiyle bana dik dik bakarak konuşmaya başladı.

 “O arayan Felix miydi? Hani şu kuzeninin arkadaşı olan Felix. Seni bu kadar sinirlendirecek ne yapmış olabilir ki? Neden telefona öyle kaydettin, bipolar olduğunu söyleyecek kadar tanıyor musun onu?”

Al işte bir kere kuyruğunu kıstırdın mı mümkünatı yok bırakmazlardı. Soru arkasına soru yağdırıyorlardı.

“Evet o Felix ve beni sinirlendirecek bir olay filan da olmadı. Telefona Jisung öyle kaydetmiş sanırım. Bilirsin çocuklar işte aralarında şakalaşıyorlar ha ha ha” Aslında onu öyle ben kaydetmiştim. Napayım bir anlık sinirimle çocukça davranıverdim işte.

“Ağır manyak bipolar olan kuzenin Jisung olmasın da.” Minho imalı ifadesiyle homurdanarak konuşmuştu. Hayır yani kendisi o kadar kızla çıkmıştı hatta o günden sonra başka kız da bulmuştu ama Jisung’un o kıza numarasını vermesine neden bu kadar tepki göstermişti anlamamıştım.

“Neden Jisung’a bu kadar taktın? Alt tarafı bir numara. Hem tanısan sen de çok seversin onu, iyi çocuktur.”

“Konu telefon numarasını verip vermemesi değil, konu Jisung’un bana karşı olan tavrı. Benim o kızdan daha önce hoşlandığımı söylediğim zaman, benim hislerim sanki çok önemsiz gibi davranmıştı. Tamam, birçok kızla çıkmış olabilirim. Ama hoşlandığımı söylediğim zaman ciddiydim. Belki o kızla çıkacaktım, belki çok mutlu ve uzun süren bir ilişkimiz olacaktı, belki de evlenecektik 2 kız 1 oğlumuz olacaktı. Hepsini Jisung mahvetti.”

FORGİVE YOURSELF |CHANGLİX| ✅Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin