1.1

88 16 19
                                    

Yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayın lütfen 💟

-MİNHO-

Avm nin içinde bir kafede Jisung'u bekliyordum. Büyük ihtimalle şu anda yoldaydı ve kızı ikna edemediğinden dolayı içi içini yiyordu. İkna edemediğine bu kadar emindim, çünkü gelmemesi için kızla bizzat konuşan bendim.

Minho'nun bir kez sinirini bozan gazabına uğramadan kurtulamaz.

Aha da geliyordu işte. Yüzü düşük olduğuna göre tahminlerim oldukça doğru çıkmıştı.

"Selamm Jisung"  olabilecek en masum ve saf halimi takınmıştım.

"Selam Hyung"  Hyung dediğine göre yağcılık yaparak ceketini kurtarmayı düşünüyordu. Yemezler canısı :D

"Eee hani kız, yoksa gelmeyi kabul etmedi mii? Aaa ama anlaşmamızı bozuyorsun şu an. Neyse artık o güzel ceketin de benim olur."  Oyunculuk yeteneklerimin tapılası derecede iyi olduğunu söylemiş miydim?

"Üzgünüm ama kabul ettiremedim. Ceketimi versen olmaz mı? "

Karşısındaki kişi Minho olmasaydı büyük ihtimalle bu sevimliliğe daha fazla dayanamayarak istediğini yapardı. Ama ben Minho'yum canısı.

"Yok olmaz"

"O zaman başka bir şey istesen?"

Aha da sazan ağıma düştü.

"Peki madem ısrar ediyorsun, o zaman kölem ol."

"Pardon :)??"

"Diyorum ki 3 aylığına kölem ol." yüzündeki inkar ifadesini görmeme beraber kozumu oynamaya devam ettim.  "Olmaz diyorsan tamam ben kalkıyım gideyim o zaman. Hadi ceketinle vedalaş"

"1 ay yaparım"

"2 ayda anlaşalım"

"Anlaştık" tokalaştıktan sonra hadi diyerek kalkmasını işaret ettim.

"Benim almam gereken şeyler var. Sen de yanımda gelip hamallık yapacaksın." Konuşmasına fırsat vermeden kolundan tutup yürümeye başladım.

"Bunun kırmızısı var mı? Ahh var mı, tamam o zaman kırmızı, mavi ve beyaz gömleklerin hepsini paketleyebilir misiniz? Poşetleri arkadaşa verebilirsiniz."

"Aynı gömlekten üç tane almaya ne gerek vardı ki?" Yoktu zaten, amacım senin daha fazla şey taşıman.

Bir süre daha alışveriş yaptıktan sonra yemek yemek için bir yere girmiştik.

"Et seversin değil mi? Et söylüyorum."

"Ben de mi yiyeceğim?" yok aç bırakacaktım. Ne saçma sorular bunlar?

"Evet sen de yiyeceksin, et istemezsen başka bir şey söyleyeyim."

"Et olur. Ne biliyim, sabahtan beri çektirmediğin çile kalmayınca bir de aç bırakarak işkence edersin diye düşünmüştüm."

Çok mu üstüne gitmiştim acaba. Hem Jisung’u neden bu kadar kafama takmıştım ki?

Dediği şeye karşılık verecek yüzü kendimde bulamadığım için yalandan bir öksürükle geçiştirmiştim.

" İçecek olarak kola olur mu? "

" Olur"

Yemekten sonra ben hesabı öderken, Jisung da dışarıda beni bekliyordu.

Yanına gittiğimde Jisung poşetleri tam eline alacakken durdurup ben almıştım.
Bunlar hep bu kadar ağır mıydı? Ve sabahtan beri de Jisung bunları taşıyordu. Üstüme çöken pişmanlık hissi daha da artmıştı. Üstüne üstlük bir de şerefsiz gibi hissediyordum. Gerçi çoğu kişi öyle olduğumu söylüyordu ama.

FORGİVE YOURSELF |CHANGLİX| ✅Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin