"début de captivité"
7 Şubat 2019
Saat 06:12Düzenli damla sesleri, çok sessiz bir oda, ıssız ve yalnız hissettiriyor ama yine de sıcak... Elinin altındaki yumuşak çarşafı sıktı Atsushi. İlk defa üzerine örtülen şey bu kadar yumuşaktı. Gözleri kapalıyken temiz kokuyu içine çekti. Odadaki hava bile farklı hissettiriyordu.
Parlak mor gözlerini araladığında karşılaştığı loş oda, beklediğinden çok daha farklı bir görüntüye sahipti. Duvarlar kırmızı duvar kağıdı ile kaplanmış, koyu renk perdeler çekilmiş ve siyah koltuklar ile tamamlanmıştı. Hafifçe doğrulmaya çalıştığında tüm vücuduna saplanan ağrı ile hafifçe inledi. Kolunda serum takılıydı ve yetimhanede sahip olduğu tüm yaralar bandajlarla kapatılmıştı. Oturur pozisyona geldiğinde hafifçe gözlerini ovuşturdu. Son hatırladığı şey, gri buz gibi gözlerin ona baktığıydı. Kafasını usulca iki yana salladı, kafasının içinde yankılanan isim bir nefes gibi dudaklarından döküldü.
"Akutagawa?.." Kafası karışmış, hafızası ona oyun oynuyor gibi hissediyordu. Yumruklarını tekrar tekrar kafasına vurmaya başladı. "Hatırla, hatırla, hatırla... Siyah bir silüet, gri gözler... Doğaüstü bir güç... En son depodaydım..." Kesik kesik zihnine dolan sahnelerle gözlerini sımsıkı kapattı. "Depodaydım ve bir sürü gürültü çıktı... Sonra... Sonra... Lanet olsun!" Yumruklarını yatağa vurup nefesini sesli bir şekilde dışarı verdi.
Kafasını geriye yatırmış bir şekilde ağrıyan vücudunun biraz durulmasını beklerken kapı açıldı. Siyah uzun saçları geriye yatırılmış, yüzünde hoş olmayan bir gülümseme ile orta yaşlı bir adam girdi. Gerildiği yüzünden belli olan Atsushi, nefesini tutmuştu.
"Atsushi-kun, uyandın demek..." Ses tonu samimiyetten tamamen uzak, kırmızı gözleri sonuna kadar açıktı. Ellerini arkada birleştirmiş, odanın ortasına kadar gelmişti.
"S-siz... Kimsiniz?" Atsushi, huzursuz kıpırdanışlar ve gerginlik dolu bir sesle konuşuyordu. Kırmızı gözlü adam ufak bir kahkaha attıktan sonra Atsushi'nin olduğu yatağa birkaç adım daha yaklaştı. "Ne kadar kabayım... Kendimi tanıtmayı unuttum, ben Mori Ougai, Liman Mafyasının lideriyim." Yüzündeki gülüş sinsi ve çirkin bir hâl almıştı. Atsushi kaşlarını çattı, Liman Mafyası da neyin nesiydi?
"Benden... Ne istiyorsunuz?"
"Sen Atsushi-kun... Liman Mafyasının bir parçası olacaksın, çok özel bir parçası." Sesi şehvet doluydu, istediğini elde etmiş gibi heyecandan titriyordu.
"Ben... Anlamıyorum..."
Karşısındaki adam kim? Liman Mafyası ne? Akutagawa kim ve neden beyninde yankılanıyor? Dün gördüğü o gri gözler kime aitti? Atsushi'nin bilinci artık daha fazla soru alamadığı gibi, var olan sorulara da cevap bulamıyordu. Ellerini usulca yüzüne kapattı, içinden ağlamak geliyordu. Zaten on yedi yıllık hayatı boyunca hep cevapsız sorularla mücadele etmişti. Anne ve babam kim? Nasıl görünüyorlardı? Beni neden ve nasıl terk ettiler? Anne ve babam var mıydı?.. Belli bir yaşa kadar kendine hep bu soruları sormuş ve yetimhanede olduğunu kabullendiği zaman da kafasında başka sorular kendini göstermişti. Neden buradayım? Neden sevilmiyorum? Neden müdür bey beni sürekli dövüyor? Kötü olmak için ne yaptım? Nefret edilecek birisi miyim? Neden canavar olduğumu söylüyorlar? Neden sürekli bileğimde bir zincirle dolaşmak zorundayım?... Hayatı soru işaretleri ile doluydu. Bunların cevaplarını ne zaman bulacaktı... Merak ediyordu.
"Sakin ol Atsushi-kun. Sana yetimhanedekinden çok daha iyi bakacağımıza eminim..." Mori'nin sesi geldiğinden beri ilk kez söylediği şeye uyacak bir tondaydı. Yüzündeki gülümseme sakin bir hâl almış, arkada birleştirdiği ellerini Atsushi'nin koluna bağlı olan seruma götürmüştü. "Bu bittiğine göre biraz yemek yemelisin. Geri kalanı sana yemekten sonra açıklayacağım." Geldiği gibi odadan çıkmış Atsushi'yi yatakta sorulardan oluşan bir havuzun içinde yapayalnız bırakmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mars | Shin Soukoku
Fanfictionlll "Son zamanlarda insanları hayvanlardan ayıran tek özelliğin ne olduğunu keşfettim. Biliyorum, insan konuşuyor, insan akıllı, insan düşünüyor, insanın sosyal bir düzeni var; ama bütün hayvanlarda bunlardan az çok yok mu? Belki hayvanların da inan...