Mars | Shin Soukoku

ix.

"l'autre côté de la médaille"

1 Ağustos 2019
Saat 22:29

Elindeki şarap dolu kadehi hızla ahşap masaya vurdu, siyah saçlı adam. Odanın içindeki herkes az önce kahkaha atan adamın ani duygu değişimi karşısında hafifçe sıçrarken, Mori bir kez daha kahkaha attı. 

Diğerlerinin titreyen sırtını izlediğinden emin bir şekilde, kırmızı gözlerini masanın üzerinde oturan sarışın küçük kıza dikti. Ona bakmasına rağmen, arkasında kalan insanlara konuştuğu oldukça açıktı:

"Kaplan-çocuk bize bilgi vermeyi reddediyor."

Dudaklarından bir kahkaha daha dökülürken ahşap zeminde dağılan kırmızı şaraba baktı. "Nakajima Atsushi denilen o piç, onu bir çöplükten kurtaran insanların isteğini yerine getirmiyor." Hızla arkasını dönerek başı öne eğik bekleyen astlarına "Bunun nedenini hanginiz söylemek ister? Atsushi-kun neden bize bilgi vermeyi reddetmeye başladı?" dedi sakince. Siniri geçmiş gibi görünmesine rağmen kırmızı gözleri cehennem ateşiyle harlanıyor, yerdeki kırık camları sağa sola fırlatmamak için kendini zor tutuyordu. 

"Mori-Sensei... Biraz fazla içmediniz mi?" Kızıl saçlı kadından yükselen kendinden emin ses, Mori'yi gülümsetmişti. Mafyadaki diğer yöneticileri sırayla süzdüğünde başı aşağı eğik olmayan tek kişinin Kouyou olduğunu fark etti. Geçmişten gelen tanışmışlığın cesareti ile şu an bu konumdaydı.

"Endişelenme, sarhoş değilim. Kızgınım."

Şapkalı adamın yanında, kız kardeşinin hemen sağında duran, siyahlar içindeki genci gözüne kestirmişçesine ona doğru usul usul adımladı. "Söylesene Akutagawa-kun... Kaplan-çocuğu göreve göndermeden önceki gece, bana gelip onun bize ihanet edemeyeceğini söyleyen, bundan eminim diye konuşan kimdi?"

"Bendim, patron."

"Seni duyamıyorum."

"Bendim, patron." Saçları uçlara doğru gri ve beyaza dönen çocuk kafası aşağı eğikken konuştuğunda, Mori çirkince gülümseyip siyah tutamları kavradı. "O zaman bunun sorumlusu kim oluyor?"

"Patron-"

"Sen karışma, Chuuya-kun." Hemen yanlarındaki şapkalı genç birkaç adım öne gelirken eliyle onu durdurdu, Mori. Tekrar Akutagawa'nın duygusuz yüzüne dönerek saçlarını biraz daha çekti. "Söyle bakalım o piç kurusunu bu kadar serbest bırakmamıza neden olan kim?"

"Benim patron."

"En azından suçunu kabullenmekte iyisin ha?" Saçları hızla bırakıp kırmızı gözlerini odadaki tüm yöneticilerine çevirdi. "Nakajima Atsushi, bu günden itibaren Liman Mafyasına ihanet etmenin sonuçlarını çekecektir. Kara kertenkele ve Kouyou-kun, siz Kyouka İzumi'yi bulmakla yükümlüsünüz, geri kalanlar ise Nakajima Atsushi'yi bulduğu yerde infaz etsin." 

"Patron bu biraz acele bir karar değil mi? Kaplan-çocuğun bize ihanet ettiği henüz resmi değil, sadece bilgi verme yolları tıkalı olabili-"

"Öyle olmadığını sen de biliyorsun, Chuuya-kun. Nakajima Atsushi, öldürülecek."

Saat 00:39

Akutagawa yorgun bedenini yatağa atarken hissetme yetisini kaybetmiş gibiydi. Atsushi'nin infaz emri verilmişti ve bunun hakkında ne düşüneceğinden bile emin değildi. "Tam bir aptal." Sadece bunu diyebiliyordu çünkü daha derinden düşünemiyordu. 

Liman Mafyasına ihanet etmek... Kendini ne sanıyordu? Bir yalan üzerine kurulmuş hikayesiyle o Ajansta barınabileceğine mi güveniyordu? Onu koruyacaklarını düşündüğü insanlar, Atsushi hakkında hiçbir şey bilmiyordu; tüm bu hikaye, tüm bu karşılaşma, tüm bu iş, tüm bu dostluklar... Hepsi bir oyundu, hepsi yalandı. Gerçek olan orası değildi, gerçek olan Liman Mafyasıydı, Chuuya'ydı, Kouyou'ydu, Mori'ydi... Hepsinden gerçek olan, hikayendeki tek gerçek bendim Atsushi, diye düşündü kendi kendine.