vi.

871 96 241
                                    

"tu seras en sécurité"

5 Haziran 2019 
Saat 19:03

Mor bir çerçevenin içinde ayçiçeği misali sarı tonlu gözlerini üç ay önce atladığı pencereye dikti. Üç ay önce ucunda ölüm dahi olsa kaçmak istediği bu yerden yarın ayrılacak olması içine tarifsiz bir ağırlık veriyordu. Dudaklarını hafifçe aralayıp derin bir nefes çekti ciğerlerine. Ne düşünmesi gerektiği hakkında hiçbir fikri yoktu. Buradan kaçmak... Her zaman istediği bir şey olmuştu çünkü buraya ait değildi. Bundan emindi. Ama öte yandan... Mafyaya ait olmasını gerektirecek nedenler bulmuştu burada. Zihninde canlanan sima ile dudaklarının kıvrılmasına engel olamadı. Akutagawa... En iyi arkadaşı olmuştu. 

Pencerenin kenarına oturup, batmasına rağmen hâlâ ışığını gösteren güneşten tarafa baktı. Yokohama'nın her yeri ayrı bir güzel diye geçirdi içinden. Bu nereden aklına gelmişti bilmiyordu, sadece başka şeyler düşünmeye ihtiyacı vardı o kadar. Ellerini hızla saçları arasına geçirip çekiştirdi. Silahlı Dedektiflik Ajansı... Orası hakkında birçok şey öğrenmiş, bir çok kişi tanımıştı ama yine de oraya gidecek olmak onu neden bu kadar geriyordu bilmiyordu. Yapacağı tek şey aralarına sızmak ve güvenlerini kazanmaktı. Sonra onların açıklarını Liman Mafyasına iletecek ve kenara çekilecekti. Ajans, Mafyadan daha kötü olamazdı herhalde. Burada her gün işkence görüyor, kötü bakışlara maruz kalıyor ve eziliyordu. Ajansta yapılacak herhangi bir işkence artık onu kırmaz ya da kendini acınası hissetmesine neden olmazdı. Yeterince acınasıydı zaten. Parmak aralarını gıdıklayan saç tutamlarını bir kez daha çekiştirdi. 

"Saçlarını biraz daha çekiştirirsen kökünden koparacaksın, Jinko."

"Akutagawa, beni korkuttun!" Oturduğu pencerenin dibinden kalkıp yatağa ilerlerken, içeri elinde dosyalarla giren çocuğa güldü. 

"Umarım bu dalgınlığın sabaha kadar geçer çünkü, görevdeyken böy-"

"Görevdeyken hiçbir ayrıntıyı kaçırmamam, onlar hakkında her şeyi öğrenmem gerek. Biliyorum, üzgünüm." Duvar dibindeki yatağa oturup bacaklarını uzattı. 

"Belki gece tekrar gözden geçirmek istersin." Elindeki dosyayı komodinin üzerine koyup, pencere kenarına sırtını yaslayarak öksürdü, siyahlı genç. "Tekrar üzerinden geçmek ister misin?"

"Yetimhaneden atıldım ve nedenini bilmiyorum. Yeteneğimden haberim yok ve kontrol etmekten çok uzağım. Dazai-san'ın direkt yetenek kontrolünden yoksun olduğumu anlayacağını söylediniz bu yüzden tamamen plana sadık kalacağım." Beklentiyle gri gözlere baktı, onay bekleyen birkaç kelimeye ihtiyacı vardı.

"Ajans üyeleri hakkında ne biliyorsun?" Akutagawa,  ondan tarafa bakmadan düz bir sesle konuşuyordu. Bu ister istemez yüzünü düşürdü, beyaz saçlı çocuğun. 

"Kunikida Doppo, yakın dövüşte çok iyi ve... Defterine yazdığı her şeyi somut şeylere çevirebilir. Dazai Osamu, çok zeki olduğunu söyledin, Chuuya-san'ın eski ortağı, senin akıl hocan ve yeteneği de diğer yetenekleri silmek?" Son aylarda o kadar çok kişiyi 'tanımadan' tanımak zorunda kalmıştı ki, bazı şeyleri karıştırmaktan korkuyordu. 

"İnsanlığımı Yitirirken. Yeteneği bu. Yeteneğinin bir istisnası yok, sakın unutma." Akutagawa'nın sesi bir kez daha istemsiz bir gururla dolmuştu. Dazai denilen adamdan bahsederken gözleri bile farklı bakıyordu sanki. Boğazındaki yumruyu yok etmek için birkaç kez yutkundu, Atsushi. "Dazai-san... Mafyadan neden ayrıldı?"

"En yakın arkadaşının vasiyeti olduğuna dair bir şeyler duymuştum."

"Ah, arkadaşına bu kadar değer veriyormuş demek. Bu... Çok hoş." İster istemez yüzüne bir gülümseme yerleşti, genç çocuğun. Arkadaşının isteği üzerine Mafyadan ayrılan birisi kötü olamaz diye düşündü. "Söylesene Akutagawa, ben ölmeden önce senden Mafyadan ayrılmanı istesem... Sen de ayrılır mıydın?"

Mars | Shin SoukokuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin