iv.

872 104 251
                                    

"s'il te plait sois bon"

24 Şubat 2019
Saat 04:29

Karanlık koridorda hızlı ve sinirli adımlar attı siyah siluet, yumruğunu sıkmaktan parmak boğumları bembeyaz kesilmiş, solgun teninde gergin ter damlaları kendini gösteriyordu. 

Ayağındaki botların zeminde çıkardığı sert sesler kesildiğinde saygıyla başını eğerek kapıdan girdi. "Patron-"

"Onu nasıl gözden kaçırabilirsiniz?!" Mori'nin sinirli sesi odada yankılanırken gri gözlerini odada gezdirdi Akutagawa, Chuuya ve bir ordu misali odayı doldurmuş birçok düşük rütbeli çalışan vardı. Bu gece, nasıl olduğunu hâlâ bilmedikleri bir şekilde, Atsushi kaçmıştı. Pencereden atladığı düşünülüyordu ama, insan bedeniyle oradan atlayıp canlı kalması imkansızdı. Kaplan olarak atlamak için de yeterince cesarete sahip değildi. 

"Patron, biz farklı katlardaydık ve kapıdaki güvenliklerin en ufak seste bile içeri girm-"

"Yeterli Chuuya-kun." Mori elini kaldırarak elini kaldırarak şapkalı genci susturmuştu. "Atsushi, Akutagawa'nın sorumluluğundaydı, odaya kamera koymayı akıl etmeliydi, ya da bir takip cihazı." Başı öne eğik siyah saçlı gence birkaç adım yaklaştı, Mori. "Bu odadaki herkesin kaplan çocuğu aramasını istiyorum. Chuuya-kun, tüm çalışanlar senin emrinde olacak." Elini Akutagawa'nın omzuna koyarak yüzünü kaldırmasını sağladı. "Eğer Atsushi'yi bulan sen olmazsan, onu öldürürüm ve yerine... Sen geçersin."

"Patron-"

"Onu bulduğunuz yerde öldürün, Chuuya-kun." Akutagawa'nın yüzüne ikinci kez bakmadan arkasını dönerek odadan çıktı, siyah saçlı adam. 

Olduğu yerde öylece dikilen gri gözlü genç, çoktan odadan çıkmaya başlamış silahlı adamlara baktı. Atsushi'nin öldürülmesi umurunda bile değildi ama... Yerine geçmek. Bu biraz fazlaydı. 

Omzunu kavrayan parmaklarla irkildi, ona bakan mavi gözlere "E-efendim, Chuuya-san." dedi. 

"Endişelenme, Patron sadece blöf yapıyor. Hadi gidip Jinko'yu bulalım." Kendinden sadece iki yaş büyük olmasına rağmen ona babacan bir tavırla destek olan üstüne baktı, Akutagawa. Atsushi'nin çok uzaklaşmış olmasına imkan yoktu. Onu herkesten önce bulmalıyım diye düşündü. 

Saat 14:02

"Yetimhaneye de gelmemiş Chuuya-san... Tamam..." Telefonu kapatıp ikinci kez geldiği yetimhaneden ayrılmıştı. Önceki gelişinde içeride sağlam tek bir cam bırakmamış, birkaç kişiyi ağır yaralamış ve kucağında beyaz saçlı bir çocukla buradan çıkmıştı... Atsushi'nin korkudan titreyen bedeni aklına geldiğinde kendi kendine gülümsedi. Onu kolayca bulacaklarını düşünüyordu  ama saatlerdir aradığı hiçbir yerde yoktu.  

"Neredesin, aptal Jinko?"

Sesli bir nefes alıp yürüdüğü yolda gözlerini gezdirdi. Zayıf ve güçsüz bedeni ile çok uzağa gitmesine imkan yoktu, herhangi bir polis merkezine de başvuramazdı, o kadar aptal da değildi. Muhtemelen bir yerlerde saklanıyor diye düşündü, Akutagawa. Karnı açtı, kolları güçsüz ve yeteneğini kontrol edemiyordu. Atsushi'yi kısa süre içerisinde bulamazsa o aptal kafalı zaten kendi kendine ölürdü. 

Stresten dolayı kendini göstermiş migreni düşünmesine yardımcı olmazken, parmakları ile alnını ovaladı. Her deliği aramalıydı, Atsushi'yi bulmalı ve ona doğduğuna pişman olana kadar işkence etmeliydi. "Eğer..." dedi. "Eğer bu kadar dikbaşlı olmak yerine biraz mafyaya uyum sağlamaya çalışsaydın... Bir aileye sahip olurdun aptal."

Mars | Shin SoukokuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin