"pas de secret"
10 Ağustos 2019
Saat 20:17Yaz mevsiminin bunaltıcı havasında yan yana yürüyen kızla oğlan, birbirlerinden tarafa hiç bakmıyor, ikisi de birbirlerini bir şeyler kurtaramamış olmanın derin suçluluğunu hissediyorlardı. Hayatları ellerinden alınmış, menekşe tohumları gibi rüzgar nereye götürürse oraya sürüklenen ve kendi hür iradeleri ile aldıkları ilk ve tek kararın sonuçlarını canlarıyla ödüyorlardı.
"Kyouka-chan, korkma tamam mı?"
"Tamam..."
Yanı başında başı aşağı eğik yürüyen bu kızın tüm sevincini elinden almışçasına kendini sorumlu hisseden genç oğlan, gözünden akan bir damla yaşı elinin tersiyle sildi. Yürüdükleri caddede girmeleri gereken karalık sokağa girmeden, bir süre duraksayıp etrafa baktı. Günlerdir peşlerinde olan Mafya üyelerinden köşe bucak kaçıyor, her an tetikte nefes almak zorunda kalıyorlardı.
Dar ve karanlık sokağın içine doğru birkaç adım atmışlardı ki, yüzü gölgeli, şapkalı ve uzun pardesülü bir adam ortaya çıktı. Onlara doğru durmadan yürümeye başlayan adam tuhaf bir şekilde tanıdıktı.
Gerildiği için küçük kızın elini tutan Atsushi, yanlarından geçen adamın "Geri dönün." diye fısıldadığını işitti.
Kulağına dolan ses oldukça derin ve kalındı, arkasını dönüp duraksamadan sokaktan çıkan adama güvenmeli miydi emin olamadan sokağın ortasında dikili bir kazık gibi duruyordu.
Ürkütücü olduğu doğruydu, hem adamın hem de sokağın ama sanki iki ucu da sivri bir kılıcı avcunun içinde sıkıyor gibiydi. Adam haklıysa bu sokağın devamında muhtemelen Mafya üyelerinin olduğunu kanıtlıyordu ama diğer taraftan... Bu bir tuzak da olabilirdi. Geri döndükleri yere Mafya pusu kurabilirdi.
"Kyouka-chan... İyi misin?"
"Kötü şeyler seziyorum. Geri dönelim." Lacivert saçlı kızın titreyen sesi durumun ciddiyeti için yeterliydi. Avcunun içindeki küçük eli sıkarak geriye doğru birkaç adım attı. Sırtını, sokağın karanlığına dönmek konusunda biraz güvensizdi. Sokağın sadece başında olmalarına rağmen sanki içine çekiyormuşçasına geri dönmek uzun sürmüştü. Caddedeki dükkanların ışıkları sırtlarına vurduğunda, hâlâ net bir şekilde gördükleri sokağın karanlığından ikisinin de tüylerini diken diken eden bir ses ilişti kulaklarına.
Bir taş sekme ve küçük bir kızın kahkahası.
İkisinin de tanıdığı bu ses Liman Mafyasının Patronu Mori Ougai'ın yeteneği Elise'e aitti. Işıklı caddeye ulaşmış olmalarına rağmen kal gelmişçesine durmuş, öylece sesin geldiği sokağa bakıyorlardı.
"Kaç, Kyouka."
"Kar iblisi onları oyalar, kaç."
İkisinin de fısıltıyla kurdukları cümleler birbirine karışırken enselerindeki nefes alaycı bir tonla konuştu:
"İkiniz de kaçın, aptallar."
Sonrası oldukça malumdu, ikisinin de belini saran güçlü kollar ve tanıdık şarap kokusu eşliğinde hızla yerçekiminden kurtulmuşlardı. Az önce yanlarından geçen adamın sesinin kime ait olduğu en sonunda dank ettiğinde, Atsushi şaşkınlıkla gözlerini ilk kez bu kadar yüksekten gördüğü Yokohama'da gezdirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mars | Shin Soukoku
Fanfictionlll "Son zamanlarda insanları hayvanlardan ayıran tek özelliğin ne olduğunu keşfettim. Biliyorum, insan konuşuyor, insan akıllı, insan düşünüyor, insanın sosyal bir düzeni var; ama bütün hayvanlarda bunlardan az çok yok mu? Belki hayvanların da inan...