Üçüncü Bölüm

578 313 125
                                    

GLOBE ELÇİLERİ

3.BÖLÜM

Yine buradaydım. Zihnimden silmek için uğraştığım ve düşünmemek için kendimi paraladığım yerde. Bağırıyorum. Avazımın çıktığı boğazımın yırtıldığı noktaya kadar bağırıyorum. Elimden bir şey gelmiyor. Tekrardan onu kaybediyorum. Zaten biri yoktu. Diğeri de beni bırakıyor. Ellerime bakıyorum şimdikinden daha küçükler.

Yapma, diyorum. Bir o var, diyorum.

Daha fazla dayanamam. Gücüm yetmiyor seni korumaya. Savaşamıyorum.

Senin acıma duygun yok mu, diyorum. Ama yok. Biliyorum.

Ben seni şimdi koruyamıyorum ama senin için bir gün herkesi koruyacağım. İntikamınızı alacağım.

Sonra gözlerimi açıyorum. Ve bir çift göz oluyor karşımda. Kim bilmiyorum ama bana "Korkma, bende seninle aynıyım." Diyor. Gözündeki aynada kendimi görüyorum ama inanmak istemiyorum. Meğer onunki de benimki kadar betermiş.

Öyle yaparak güçleniriz sanıyordum. Gücümüz acının aynısını hissedene kadarmış.

***

Yaptığımız ilk iş sudan çıktığı için kurumaya başlamış olan Deniz Erkeğini okyanus suyuna geri ulaştırmak oldu. Çocuğun pastel turuncusu saçları ve ağladığı için kızaran su yeşili büyük gözleri vardı. Vücuduna göre orantılı kuyruğu turuncu ile yeşilin kendi aralarında uydurduğu bir ahenk içindeydi.

Çocuğun haykırışları sessizleşse de hala yanaklarından akan gözyaşları okyanus suyuna karışıyordu.

"S-siz şehirlerin elçileri misiniz?" dedi titreyen sesi ile.

Su kenarına yaklaşıp ona daha yakın olmak için bacaklarımın üstüne çöktüm.

"Evet biz elçileriz. Ben Güneş'in Elçisi Helina." Elimle Froy'u gösterip "O da Rüzgar'ın Elçisi Froy." dediğimde küçük Deniz Erkeğine gülümsedi. "Peki ya sen kimsin?"

Çocuk sorumu es geçip, "Madem elçisiniz asalarınız nerede?"

Sorusuna gülümsedim. "Tacım ve güneş ışığım elçiliğimi kanıtlamaya yetmez mi?"

Kafasını olumsuz anlamda salladı. "A-annem bir elçinin elinde asası olmalı demişti. Asanı görmek istiyorum."

Mağaraya girdikten sonra asam derime işlendiği için elimde yoktu. Daha fazla çocuğu bekletmeden elimi onunda görebileceği şekilde uzattım. Her zamanki hareketi yapıp asamın elimin içinde büyümesine izin verdim. Böylece boyu, boyum kadar olan asam küçük Deniz Erkeği ile aramıza bir çizgi çekmişti.

Çocuk kenarları kızarmış olan gözlerini büyütüp asamı inceledi. Sonra bakışlarını bana döndürüp konuşmaya başladı.

"Güneş'in Elçisi, benim adım Holi."

"Adın çok güzelmiş Holi. Peki bize burada ne olduğunu anlatabilecek misin?"

Çocuk dudaklarını birbirine bastırdı ve yutkundu. Ağlamamak için kendini sıktığı o kadar belliydi ki... Onu sıkmamak için ayağa kalktım ve Froy'un yanında durduğu Deniz Kızı cesedine baktım. O kadar kuru gözüküyordu ki bunda sadece susuzluğun etkisi olamazdı. Kanının bir miktarı yattığı yere yayılmıştı.

Holi bir süre sonra yine buraya bakıp ağlamaya başladı.

"Anne..."

Duyduğum şeyle kasıldım.

GLOBE ELÇİLERİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin