-Şartlarımı kabul edeceksen neden olmasın?
-Bella hadi ama, sadece bana güvenemez misin?
-Hayır güvenemem.
-Tamam ama
-O haklı.
Benim tarafımı tutması gereken kardeşime şaşkınlıkla baktım.
-Sende mi?
-Bizden tamamen kopuk bir biçimde gidemezsin. Mensis'in imparatoriçesi olduğunu unutma Artemis.
Konuşurken yavaşça kendini koltuğa bıraktı.
-Ama Apollon...
-Sadece ufak tefek şartlar. Buna değmez mi?
Apollondan kafamı çevirip Bella'ya baktım. Haklı olmalarından nefret ediyordum. Sonunda görebileceğim dostlarım için çok heyecanlıydım ve sadece işleri zorlaştırıyordum.
-Tamam nasıl istiyorsanız öyle olsun.
Plan bir saatin dişlileri gibi işliyordu. Nick Fury ile görüşmeler tamamlanmıştı. Buraya bir elçilik kurmuştuk ve çoktan adamlarını yollamıştı. Aynı şekilde bir ekip de biz yollamıştık. Siyasi anlamda anlaşmaya varılmıştı ve belgeler imzalanmıştı. Artık dost gezegenlerdik. Birazdan ajan Fury teftiş için Mensis'e gelecekti ve ben de ondan beni onların yanına yerleştirmesini isteyecektim.
Benim yerime Apollon vekilliğimi yapacaktı. Cezası sona ermişti ve Alex ile aramıza dönmüştü. Bella hala Apollona güvenmiyordu. Bu nedenle karar yetkisi olmayacaktı. Sadece bulunmam gereken yerlere o gidecekti. Diğer bir şartsa sürekli iletişim sağlayabilmekti. Bella oraya götürmem için bir iletişim çipi geliştirdi. Sözlü yada holografik olarak iletişim kurabilecektik.
Ayrıca yanıma birini almamı istiyordu. Sadece beni vazgeçirmeye çalıştığını düşünüyorum. Beni güvende tutmak istemesini anlayabiliyordum fakat bu beni rahatsız edecekti. Bir askerin beni açık etmesi kaçınılmazdı. Leo ya da Tanya'yı yanıma alabilirdim ama kendi işleriyle yeterince meşgullerdi. Bunu onlardan istemek bencilce olurdu.
-Peki Alex? Onu alabilir miyim?
Bella ışıl ışıl gülümsedi.
-Onu affettin mi?
-Tamamen affettiğim söylenemez ama adım adım ilerleyeceğiz. Bu yolculuk sayesinde sadakatini kanıtlayabilir.
Apollon kafasını salladı.
-Artık bana çalışmadığından emin olabilirsin. Sadece yanında olmak istiyor. Sana hayran.
-Tamam o zaman şartların sağlandığına göre gidebilirim değil mi?
Heyecanla Bellaya döndüm.
-Evet, Bay Fury kabul ettiği sürece bu mümkün.
İşte bu daha zor olacak. Toplantı saati yaklaştıkça geriliyordum. Gösterişli bir elbise giydim ve tacımı taktım. Her şeyden önce ilk izlenim önemliydi. Bir deli olduğumu düşünmesini istemiyordum. Onu taht odasında karşılamayı düşündüm fakat daha dostane olmalıydım. Ayrıca gücümün de farkında olmalıydı. Her şeyin ortasını bulmak düşündüğümden daha zor.
Merdivenlerden inerken sahne dekoru olarak fazladan yerleştirilen askerlere ve hizmetkarlara baktım, her şey mükemmel görünüyordu. Kapıya ulaştım ve yerimi aldım. Her şey olması gerektiği gibiydi. Kapıdaki muhafızlara kafamla işaret verdim. Kapı açıldı ve yanında dört ajanla Nick Fury belirdi. Gelip önümde durdu. Kafasıyla hafif bir selam verdi. Aynı hareketi tekrarladım. Bella konuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ARTEMİS-2
FantasyKaderin nasıl işlediğini bilirsiniz. Yine aynı yerdeydim ve yine birileri bir şeyleri hatırlamıyordu. Kaderin işine bak ki bu sefer hatırlamayan ben değildim. Bana doğru yürüyen Andrea'yı görmek kalbimin teklemesine sebep oldu. Canlı kanlı karşımday...