AGOYA

48 6 14
                                    

"Agoya gezegeni elçisi burada!"

Okuduğum şeyle gözlerim büyürken kapıya döndüm. Hızlı adımlar ile yürürken Tobias bana seslendi.

-Nereye gittiğini sanıyorsun? Şimdi de kaçıyor musun?

Cam kapının önünde durdum. Nereye gidiyordum? Hiç acil durum planı yapmamıştık. Tekrar Tobias'ın yanından geçtim  ve Andrea'nın önünde durdum.

-Bana araba anahtarını verir misin?

-Bir de bizim arabamızla mı kaçacaksın?

Onun alaycı yorumunu görmezden geldim. Andrea kararsız bir şekilde bana ve Tobias'a baktığında bir kılıf uydurmam gerektiğini anladım. Tekrar bileğim titrediğinde bahanem hazırdı. Moraran ve hafif şişen kısmı gösterdim. Endişeyle uyuşan beynim acıyı tekrar bulduğunda kaşlarım çatıldı.

-Bunu birine göstermem gerekiyor. Sağ salim geri getiririm. Söz veriyorum.

Alex yanıma gelip elimi tuttu.

-Çok mu kötü?

Onu görmezden gelip elimi geri çekerken Andrea kafasını salladı.

-Seni bırakmamı ister misin?

Peşinden gittim ve beraber merdivenleri çıktık.

-Buna gerek yok. Arabanı verdiğin için sana bozulacaklarından eminim ama teşekkür ederim.

O anahtarlar için odaya gittiğinde bende kendi odama girdim ve Fury'nin acil durumlar için verdiği telefonu aldım. Ben odadan çıktığımda Andrea zaten oradaydı. Elinden anahtarları alıp gülümsedim. Sadık dostuma bir kez daha borçlanmıştım. O da bana gülümseyip omzuma dokundu. Ardından merdivenlerden indim ve kapıya yöneldim. Diğerleri olduğu yerde dururken Alex peşimden geldi. Kapıdan çıktıktan sonra ona döndüm. Artık bizi duyamazlardı. Tobias, Maria ve Andrea'nın durduğu yere, salona baktım. Tobias'ın etrafında yanan alevleri görebiliyordum.

-Burada kal.

-Ne saçmalıyorsun? Böyle nereye gideceksin?

-O sülük Agoyalılar gelmiş. Gölge muhafızları.

-Tamam, bende geliyorum.

-Hiçbir yere gitmiyorsun.

-Yalnız gidemezsin.

-Bizden zaten şüpheleniyorlar. Burada kalacaksın.

-Artemis seninle geliyorum.

Bıkkınlıkla nefes verip döndüm. Bunun için vaktim yoktu. Gözlerimin parlamasına izin verdim. Özür dilerim Alex.

-Alex, burada kalıyorsun.

Kafasıyla onayladığında arabaya bindim.

-Bu haksızlık, bunu böyle kullanamazsın.

-En kısa sürede dönmeye çalışacağım arkamı kolla.

Ardından cevap vermesini beklemeden gaza bastım. Hatırladığım tek yol olan havaalanı yolunu takip ederken telefonda ki tek numarayı aradım. Üç çalış sonunda açıldı.

-Ben Artemis.

-Biliyorum, ayrıca inanmayabilirsin ama numaram çok az kişide vardır.

-Acil durum!

-Sorun ne?

-Mensis de sorun çıktı. Oraya gidip gelmem gerekiyor.

-Neredesin?

ARTEMİS-2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin