AKSİLİK

94 5 1
                                    

Sanırım hayatın esprisi bu. Bir sorun asla tek başına gelmez. Eğer başınıza bir şey geliyorsa asla rahatlamamalısınız. Mutlaka zincirleme kaza mağduru olacaksınızdır.

Mutfaktan gelen sesler ile irkildim. Kim bu kadar gürültülü çalışıyordu? Beş dakika daha uyuyamaz mıydım? Tekrar gelen metal kasenin çarpma sesiyle gözlerimi açtım. Hala koltuktaydım. Çırpma sesi gelirken koltuğun kenarına eğilip sesin geldiği yere baktım. Tobias kahvaltı hazırlıyordu. Geniş omzuna, saçlarına bakarken gülümsedim. Ne güzel bir sabahtı bu böyle? Kafamı biraz daha eğip çalışmasını izledim. Yumurta çırparken gerilen sırt kaslarına bakarken daha da geniş gülümsedim. Dudağımın kenarı sızladığında kendimi durdurmak için kendime işe yaramaz bir kaç emir verdim. Baş parmağımı yaraya bastırdım.

Buzdolabına döndüğünde ağzında yeşil bir elma olduğunu gördüm. Bir ısırık alıp dolabı açtı. Kaşlarım kalkarken elimle ağzımı kapattım. Benim elmam olamazdı değil mi? Eline malzemeleri alıp ayağı ile dolabın kapağını kapattı. O tezgaha dönerken kendi elmamı bulmak için etrafa baktım. Belki de hepsini yemişimdir? Yemiş miydim? Yoktu!

-Neye bakıyorsun?

Andrea'nın sesi ile yerimde sıçradım ve yüzüstü yere kapaklandım. Yemiş olmalıyım.

-Ben... Hiç. Hiçbirşeye.

Kolumu sıvazlarken Tobias'ın yediği elmaya baktım. Yememiş olabilir miyim?

-İyi misin majeste?

Yemiş miydim?

-İyiyim. Sağol.

Yemiş olmalıyım.

-Emin misin?

-Hayır... Şey ben evet iyiyim.

Kafasını sallayıp mutfağa yönelirken gözüm koltuğun altında ki bir şeye takıldı. Elimi uzatıp aldığımda...

-Yememişim.

-Ne?

Tobias hazırladıklarını masaya koyarken bana baktı.

-Hiç. Hayır. Yani bir şey demedim.

Tobias elinde ki koçağı çöpe atarken kendi elmamı alıp ayağa kalktım. Mutfağa gidip elmayı çöpe attım. Andrea konuştu.

-Siz gece uyumadınız mı?

O sırada Alex odasından çıkıp gerindi.

-Sen gece uyumadın mı?

-Fark etmemişim.

-Berbat görünüyorsun.

Gözlerimi kısıp Andrea'ya baktım.

-Hoşuna gittiyse senin de böyle görünmeni sağlayabilirim.

Arkamı dönüp Alex'in yanından geçip merdivenleri çıktım. Hızla banyoya girip kapıyı kapattım. Aynaya baktımda Andrea'nın ne dediğini artık anlıyordum. Göz altı torbalarım belirginleşmişti ve saçlarım darmadağınıktı. Dün elimden kaçan tutam özgürce sallanıyordu. Saçımda ki tokayı çekerken başımın zonkladığını hissettim. Uyumak istiyordum. Soğuk suyun altına girerken gülümsedim. Gerçi hergün böyle uyandırılacaksam hiç uyumasam da olurdu.

Hızlı bir duştan çıktıktan sonra kısa kollu beyaz bir tişört ile gri eşofman giydim. Saçlarımı yarım yamalak kuruladıktan sonra toplayıp ördüm. Ayakkabılarımı giyip aşağı indiğimde herkes çoktan kahvaltı yapmaya başlamıştı. Ağzımda ki kuruluk iştahımı kapatıyordu. Dünkü yerime oturdum. Alex tabağıma bir şeyler koyarken konuştu.

ARTEMİS-2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin