Hastane kanadından çıkalı bir hafta olmuştu. Ama Lupin için bunun hiç bir önemi yoktu. Çünkü zaten yarın tekrar dönüşecekti.
***
O gün gerçekten hiç kalkmak istemiyordu. Sanırım kalkmazsa da derslere geç kalacaktı.
"Lupin kalksana!"dedi Sirius
"......"
"Lupin noluyo sana sen dersleri hiç kaçırmazsın?!"
"......"
"Lupin!"
"Efendim" dedi zorlukla. Gözünü bile açamıyordu.
"Lupin hasta mısın? Çok kötü görünüyorsun."
"Bilmem"
Kendini gerçekten çok zorlayarak yatakta doğruldu. Başı çok kötü dönüyordu. Ayağa kalkmayı denedi ama sendeledi ve tam düşecekken Sirius onu tuttu.
"Lupin, sen gerçekten çok hastasın!"
"Şeyy Sirius, şu takvimi verebilir misin?"
"tamam- al"
"Ah, biliyordum..."
"Neyi biliyordun Lupin?"
"Bugün dolunay var"
"Ne?!"
"Evet, bu yüzden bu kadar kötüyüm"
"Tamam Lupin, bekle- James! Peter!"
James ve Peter merakla oraya geldiler.
"Ne oldu?" dedi James.
"Lupin'i hemen hastane kanadına götürmemiz gerek."
"Ne? İyi de daha yeni çıktı."
Sirius önce etrafa bakındı sonra da fısıltıyla
"Bugün dolunay var" dedi
James ve Peter donup kaldılar.
"Tamam, hadi gidelim o zaman"
***
"Evet beyler, neden derse geç kaldığınızı söyleyecek misiniz? Yoksa sizi cezaya mı bırakayım?" dedi Profesör Slughorn.
"Şeyy Profesör bizim eee Lupin' i hastane kanadına götürmemiz gerekti de kendisi biraz eee rahatsız da" dedi Sirius.
En azından profesörler Lupin'in durumunu biliyorlardı. Profesör biraz üzgün bir sesle
"Tamam oturabilirsiniz" dedi. Keşke konu burada kapansaydı. Ama ön sıradan bir kız elini kaldırdı.
"Evet?"
"Profesör, acaba neden Lupin sürekli hastane kanadına gidiyor?"
"Çünkü kronik bir hastalığı var."
"Ama neden her ay?"
"Hatalığını kronik yapan da bu zaten! Şimdi herkes sussun ve Herbisit iksirini yapmaya başlasın."
***
Lupin oldukça halsiz bir şekilde yatarken odaya Dumbledore geldi.
"Nasılsın Lupin?"
"Kötü"
"Evet çok doğru benimki de soru mu yani..."
"Niye beni görmeye geldiniz Profesör?"
"Sanırım öğrencileri ziyaret etmem yasak"
"Hayır sadece merak ettim"
"Önemli bir nedeni yok Lupin, sadece Slughorn bana senin hastane kanadına gittiğini söyledi ben de geldim"
"hmmm"
"Ama çok kötü görünüyorsun. Daha önce bu kadar kötü olmamıştın..."
"Evet profesör, neden bilmiyorum ama bu sefer kendimi daha da berbat hissediyorum."
"Aslında sana biraz da olsa yardım edebilecek bir iksir var Lupin. Ancak maalesef bu iksiri yapması hem çok pahalı hem çok zor hem de gerçekten tam ayarında yapılması gerekiyor. Yoksa içen kişiyi zehirleyebilir."
"Sorun yok profesör. Zaten ayda bir kere dönüşüyorum onda da pek bir şey olmuy-"
"- aaa bak bu dediğini Sirius duymasın. Çünkü kendine ne kadar zarar verdiğini hepimiz biliyoruz değil mi?"
"Ne yani siz benim onlara söylediğimi biliyor mus-"
"Benim daha bildiğim çok şey var Lupin"
Lupin gerçekten çok şaşırmıştı.
"Eh, ben gideyim çünkü birazdan arkadaşların buraya gelirler. Seni onlarla başbaşa bırakayım değil mi? Hadi görüşürüz" dedi ve gitti. Gerçekten de beş dakika sonra koşa koşa geldiler. İlk konuşan her zamanki gibi Sirius oldu
"Lupin, iyi misin? Biraz daha iyi hissediyor musun? Başın nasıl? Bir ihtiyacın var mı peki?"
"Sirius yeter ama artık. Bırak da dinlensin." dedi James.
"Bıyak da dinlenşin-vıcı vıcı vıcı"
"Hasta birini soru yağmuruna tutmak iyi değildir Sirius!" diye çıkıştı James. Bu sefer gerçekten çok kızmış görünüyordu.
"Hıh! Artistimiz gelmiş de arkadaşının durumunu merak ediyor ayy gözlerim yaşardı doğrusu!!!"
"Sirius! Onun tek arkadaşı sen değilsin! Biz de onun durumunu merak ediyoruz tabii ki de!"
"YETEEER!"
Lupin gene sinirlenmeye başlamıştı.
"Sizin kavganızı dinlemek zorunda mıyım ben? Her zaman kavga ediyorsunuz! Ve baştan söyleyeyim bu beni hiç de iyileştirmiyor! Eğer kavga edecekseniz yanıma hiç gelmeyin daha iyi!"
"Lupin, gerçekten özür dilerim ben-"
"Tamam beni merak ediyor olabilirsin Sirius ama onlar da benim arkadaşım."
"Gördün mü Sirius, onu üzdün!" diye fısıldadı James.
Sirius ise gerçekten ağlayacakmış gibi görünüyordu.
"BEN DÜNYANIN EN BERBAT ARKADAŞIYIM!" diye bağırdı ve koşarak gitti.
"Sirius!" dedi James ve onun peşinden gitti.
"Özür dilerim Lupin" dedi Peter ve o da yavaşça oradan uzaklaştı. Bu sefer de Lupin kendisini suçlu hissediyordu. Evet James ve Sirius'un kavgaları gerçekten sinirine dokunmuştu ama arkadaşının kendisini berbat hissetmesine yol açmıştı. Hem de Sirius onu bu kadar önemserken. Hayır, diye düşündü. Asıl berbat olan arkadaş benim.