O gün aslında gayet mükemmeldi. Lupin iyice toparlanmıştı ve önünde 2 acısız hafta vardı. Ama ortak salonda kahvaltı yaparken gelecek postasını getiren baykuş her şeyi bozdu. Gazetenin manşetinde yazanları görünce Lupin telaştan balkabağı suyunu döktü. James ne olduğunu merak etmiş olacak ki
" Lupin? Ne oldu gene saçma dedikodular mı yaymışlar?"
"H-Hayır"
"Eee n'oldu o zaman"
"F-Fenrir Greyback"
"O kim yaa" diye araya girdi Sirius.
"Şey o- bir kurtadam diye duy-muştum"
Bir anda Peter, James ve Sirius'un yüzü asıldı. Oradaki bir grup Gryffindoor da konuşmayı bir anda kestiler. Şimdi hepsinin gözü Lupin'in üstündeydi.
"Kurtadam mı?"diye sordu küçük bir kız.
"Ne olmuş ki ona?"
Lupin zar zor konuşabiliyordu zaten. Bir de sorularını mı yanıtlayacaktı? Ama kendini biraz zorlayarak konuştu.
"Fenrir Greyback bu dünyadaki en korkunç kurtadamdır. Mümkün olduğu kadar çok sayıdaki kişiyi ısırıp kirletmeyi hayattaki görevi olarak görüyor; büyücüleri alt edecek kadar çok sayıda kurtadam yaratmak istiyor. Greyback'in uzmanlık alanı çocuklardır. Küçükken ısırın, der."
"Ne! peki neden gazetede var?"
"Fenrir Greyback bir süre önce gözetim altındaydı. A-ama görünüşe baılırsa o, k-kaçmış!"
Bütün öğrencilerin soluğu kesilmişti. Greyback ya okula gizlice gelip onlar uyurken birilerine saldırsaydı? Galiba kimse rahat bir uyku çekemeyecekti. Lupin de artık daha fazla dayanamadı.
"Ben iyi değilim yatmam gerek. Zaten bugün tatil. Hepinize afiyet olsun"
"Ne zaman iyi oldu ki bu çocuk zaten" diye homurdandı 7. sınıflardan bir çocuk.
"Bana sorarsan huysuz bir tavşanı var."
"Olabilir."
Onlar böyle saçma sapan tahminlerde bulunurken bizimkiler çoktan ayağa kalkmış yatakhanenin yolunu tutmuşlardı bile.
***
"Lupin, niye bu kadar korktun ki? Ne de olsa sana bir şey yapamaz değil mi?"
"Sussana Sirius!" dedi James.
"Beni ısıran Greyback'ti"
"Ne?!" aynı anda bağırdılar
"Evet, babamla kavga etmişler. O da hıncını benden çıkarmış. Annem ve babam evde yokken."
"Baban ne diye gidip o man kafayla kavga etmiş ki?"
"Sirius!!!"
"Of ne var James ya! Soruyorum işte asıl sen sus!"
"Nedenini bilmiyorum. Ama zaten çok önemli bir şey olduğunu sanmıyorum. Çünkü Greyback ısırmak için bahane arıyor."
"Peki ya Greyback buraya gelirse!"
"Of Sirius ya bela mı arıyorsun sen?"
"Ne alaka"
"Eminim Dubledore bunun için önlem alacaktır"
"Muggle gazeteleri okuyan Dumbledore mu? Hiç sanmıyorum."
"Sirius eğer biraz daha konuşursan senin ağzını kenetlerim"
"Sirios eğor biroz doho konoşorson sonon ağzono konotlorom"
"Bana bak!"
"Bono bak Sirios bonom kafomon üstondo bor çalo yığıno vor"
"Sirius dedim! Benimle dalga geçmeyi kes!"
"Lily bono sovmoyor Sirios napocom bon şomdo"
"SİRİUUUUUUUUUS!"
"Tamam yeter susun artık" dedi Lupin. Aslında onların bu haline katıla katıla gülüyordu ama karnı ağrımaya başlamıştı.
"Siz olmasaydınız şu an korkudan çökmüş olurdum"
"Öyle deme Lupin sen çok cesur bir çocuksun" dedi Sirius kıkırdayarak. Çünkü yan tarafta James hala ona bakış fırlatıyordu.
"Hayır değilim"
"İnan bana bu okuldaki hiç bir çocuk senin yaşadıklarına katlanamaz"
"...."
"Bunu seni üzmek için söylemiyorum!"
"Biliyorum"
"O zaman niye surat asıyorsun!"
"Çünkü bazen kendimi insan değilmişim gibi hissediyorum Sirius! İnsan değilmişim gibi! Anlıyor musun? Yaklaşık olarak 5 yıldır bir insan değilim! Bir yarım insanım! Bu ne kadar iğrenç bir his anlayamazsın! Artık kendimden soğudum!"
"Sen bence hepimizden daha çok insansın Lupin" dedi Peter. Onun konuşmasına pek alışkın olmayan Lupin, James ve Sirius'un gözleri ona döndü. Peter devam etti.
"Sen yaşadıkların yüzünden hayatın değerini çok iyi biliyorsun. Bütün çocuklar doğum gününde hediyeleri düşünürken sen, dönüşmemek ve doğum gününde ailen ve arkadaşlarınla beraber olabilmek için dua ediyorsun. Bütün çocuklar tam bir nankörken sen iyi kalpli olmana rağmen hiç ama hiç haketmediğin bir şey acı yaşıyorsun. Ve en önemlisi de bu bence Lupin. Hatırlasana, Dumbledore bize ne demişti? " Istırap çekmeniz insan olduğunuzu gösterir. Acı, insan olmanın bir parçasıdır." "
"Peter haklı Lupin. Hem de çok haklı." dedi Sirius.
***
Ertesi gün gene kahvaltı yaparlarken Dumbledore bir konuşma yapmak için ayağa kalktı. O ayağa kalkınca bütün konuşmalar, çatal bıçak sesleri de kesildi. Herkes Dumbledore'un ne diyeceğini duymak istityordu.
"Evet sevgili öğrenciler. Bazılarınızın da bildiği gibi, çok korkunç bir kurtadam şu an elini kolunu sallaya sallaya geziyor. Kimsenin zarar görmemesi için bazı önlemler almamız gerek-"
"Gördün mü Sirius, demiştim"
"İyi tamam sen kazandın"
"-İlk olarak hiç bir öğrenci tehlike geçene kadar okul dışına çıkmayacak. Tatili okulda geçireceksiniz( öğrencilerden bir inilti yükseldi).Tehlike geçtiği zaman ise tatilin telafisi yapılacak merak etmeyin. Sonra, ne olur ne olmaz diye hepinize bir tür bağışıklık iksiri verilecek. Bu sizi tam korumaz. Ama saldırıdan hemen sonra müdahale edilirse bir ihtimal sizi koruyabilir. Bu yüzden bu iksiri şifacımızın size söylediği biçimde ve düzende içmeniz çok önemli.-şimdi sırayla ilk önce birinci sınıflar, sonra daha büyükler iksiri almak için Hastane kanadına gitsin."
Öğrenciler sırayla gidip iksirlerini aldılar. Lupin ise acaba ben de mi iksirden içeceğim diye düşünüyordu ki onlara eşlik eden Dumbledore kulağına onun iksir yerine meyve suyu içeceğini fısıldadı. Sonra da gülümseyerek diğer öğrencilerin yanına gitti.