DOKUNUŞ

749 86 15
                                    

Nazlı ve araba ile eve geldiler. İçeri girer gitirmez Nazlı Ali'ye sarılarak ağlamaya başladı. Ali de onun sarılmasına karşılık verdi. Kafasını hafif eğdi ve hasret kaldığı kokuyu içine çekti. Saçlarının arasına ufak bir öpücük kondurdu. Nazlı ağlar bir vaziyette gülümsüyordu. Ali yavaşça ayrıldı ve ellerini uzatarak Nazlı'nın gözyaşlarını sildi.

-Bu son ağlamandı tamam mı?

-Hı hı. N-nasıl kurtulduğunu anlatır mısın bana.

-Emin misin?

-Hı hı.

-Peki gel otur ayakta durarak yorulma.

-Hâlâ beni mi düşünüyorsun sen?

-Seni düşüneceğim tabii ki. Çünkü sen benim sevgilimsin.

-Sevgilinim değil mi?

-Aynen öylesin hadi otur da anlatayım.

-Tamam bak oturdum.

-Sen atladıktan sonra aslında ben bir koltuğa oturup ölümü beklemeye başladım. Uçak yere iyice yaklaşınca cebimden senin fotoğrafını çıkardım ve öptüm. Ardından da gözlerimi kapattım. Ama kendimi iyi hissetmiyordum. Gözlerimi kapatınca senin ağladığını gördüm. Anında gözlerimi açtım. Uçağın yere düşmesine yaklaşık 10.saniye kalmıştı. Son şans olarak açık olarak kapıdan atladım aşağıya. Eğer atlamasaydım o enkazdan kurtulamazdım. Atladığımda işte ayağımı kırdım. Bayılmışım. Ne kadar baygındım bilmiyorum ama gözlerimi açtığımda arkamdaki kocaman yangını gördüm. Daha kimse yoktu etrafta. Dikkatimi ayağımın ağrısı dağıttı. Çok acıyordu. Ama sana geri dönebilmek için kendimi yola kadar çıkarmalıydım. Çünkü arazi orman olduğu için ambulans geç gelecekti. Eğer bekleseydim şu an ölmüştüm. Kendimi zorlayarak sürüne sürüne anayola çıktım. Beni bir karı koca buldu. Hemen yardım ettiler ve hastaneye götürdüler. Hastaneye geldiğimde artık tamamen bayılmışım. Hemen ameliyata almışlar beni ama...

-A-ama?

-İki kez kalbim durmuş.

Nazlı'nın gözleri yeniden dolmuştu.

-İki kez mi?

-Evet. Ama işte bir şekilde geri dönmüşüm. Döndüm ama 4 gün komada kaldım. Uyandığımda ne kimseyi ne de hiçbir şeyi hatırlamıyordum. Kıyafetlerimi getirdiklerinde hatırladım. Senin kokun... Her şeyime sinmişti. Hafızam yerine gelince çıkmak istedim ama izin vermediler. Dün izin verdiler çıkmama. Bugün de buradayım.

Nazlı artık ağlamaya başlamıştı. Ali de ona kaşlarını çatmış bakıyordu. Nazlı Ali'nin çatık kaşlarını görünce durdu ve kafasını öne eğdi.

-Cezalısın.

-C-cezam ne?

-Seç bakalım:Gıdıklanmak mı yoksa Gıdıklanmak mı?

-C şıkkı yok mu?

-Var her ikisi de.

-Yapacak bir şey yok.

Nazlı kafasını kaldırıp Ali'ye baktı. Ali de Nazlı'ya yatırdı ve gıdıklamaya başladı. Nazlı kahkahalara boğulmuştu. Ali de onun kahkahalarını gördükçe hem gülümsüyor hem de daha fazla gıdıklıyordu. Yorulunca bırakmak zorunda kaldı.

-Cezan bitmedi daha. Yorulmasaydım daha devam edecektim.

-ç-çok iyi geldi hahaha.

-Bana mı sana mı?

-Bana da sana da. Ama...

-Ama?

-Sıra sende.

-Öyle bir şey olmayacak Nazlı.

-Neden? Sen beni gıdıklarken iyiydi.

-Eğer beni gıdıklarsan cezan iki katına çıkar.

-Çıksın.

Nazlı hemen dikkat ederek Ali'nin üzerine çıktı ve Ali'yi gıdıklamaya başladı. Ali Nazlı'yı durduramayacaksınız anlayınca kahkahalar içinde dudaklarına yapıştı. Nazlı dudaklarında baskıyla durmuştu. Ali'nin belinde olan ellerini Ali'nin yüzüne koyarak karşılık verdi. Yaklaşık iki dakika sonra ilk ayrılan Nazlı oldu. Ali'nin üzerinden çekilince Ali de oturur pozisyona geldi. Nazlı öylece durmuş Ali'nin gözlerinin içine bakıyordu. Ali tekrardan Nazlı'ya yaklaştı ve dudaklarına ufak bir buse kondurarak çekildi. Nazlı gülümseyerek Ali'ye sarıldı. Ali de aynı şekilde karşılık verdi.

-S-sensiz yaşayamazmışım ben Ali. E-eğer sana söz vermeseydim kendimi öldürecektim. İyi ki de öldürmemişim. Bak şu an buradasın ve bana sarılıyorsun.

-İyi ki Nazlı.

-Neler yaşamışsın sen öyle.

-Hepsinde beni sen kurtardın. E-eğer sen olmasaydın ben yoktum.

-Sen de öyle. Şey...

-N'oldu?

-B-bizim evlenme planı bozulmadı değil mi?

-Bozulmadı sadece biraz erteleyeceğiz.

-Ohhh. Rahatladım ya.

-Ben seni bir kere buldum. Bir daha da bırakmayacağım.

-Ben de seni... Asla bırakmayacağım.

-Canım benim. Ne yapalım ne istersin?

-Uyuyalım. S-sen olmadan uyuyamıyorum.

-Öyle mi?

-Evet. Beni kendine çok bağlamışsın. Sanki bir yarım gitmiş gibiydi.

-Benim de öyle. Hastanede narkozla uyuttular sadece. O zaman uyuyoruz.

Ali ayağa kalktı ve koltuk değneğini aldı. Boştaki elini Nazlı'ya uzattı. Nazlı Ali'nin elini tuttuğunda Ali Nazlı' yı kendine çekerek ayağa kaldırdı. El ele yatak odasına girdiklerinde Ali yatağın sağ tarafına Nazlı da sol tarafına gitti. İkisi de yavaşça yatağa uzandı. Aynı anda kafalarını birbirlerine baktılar. Nazlı Ali'nin canı acımasın diye göğsüne uzanmıyordu. Ali de bunu anladığı için yavaşça Nazlı'ya yaklaştı. Elini beline doladı ve kendine çekti Nazlı'yı. Nazlı ne olduğunu anlamadan kendini Ali'nin göğsünde bulmuştu.

-Acıyor diye gelmemezlik yapma. Nasıl ki hayata beni döndürdüysen o yaraları da sen iyileştirirsin. Sadece yaralı bölgeye dokunman bana yeter.

Nazlı kafasını kaldırdı ve Ali'ye baktı. Ali ona gülümseyerek baktı. Nazlı Ali'nin dudağına bir öpücük bıraktı ve çekildi. Çekildikten sonra Ali'nin göğsüne bir öpücük bıraktı.

-Aynen böyle işte. İyileşti bile. Şimdi rahat bir şekilde uyuyabilirsin. İyi uykular meleğim.

-Sana da.

_________________________________________

Arkadaşlar daha yeni covid geçirdim. Kendimi toparlama gerekiyordu. Çok istediğiniz için yazdım. Bu kitap yavaş yavaş finale gidiyor. Ama final tahminimiz gibi olmayacak. Her hikaye mutlu sonla bitmez bunu unutmayın. Yb için 80 vote. Görüşlerinizi bekliyorum.

MELEĞİM #AlNazHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin