KANSER

926 114 35
                                    

-Alo Ferman hocam?

-Hah Ali biz hazırız.

-Tamam geliyoruz hocam.

Telefonu kapattıktan sonra elini yavaşça Nazlı'nın eline götürüp kavradı.

-Bizi bekliyorlar.

-B-bir şey olmayacak değil mi?

-Korkma sevgilim. Gel gidelim.

-T-tamam. Ş-şey...

-N' oldu?

-Kalan çikolataları sonra yeriz değil mi?

-Sen iste yeter ki.

Nazlı sadece tebessüm etmişti. Yavaşça masadan kalktılar ve MR a doğru ilerlediler. Girişte Ferman, Doruk, Açelya, Demir onları bekliyordu.

-Nazlı hazır mısın?

-Hazırım hocam.

-Tamam. Açelya.

-Efendim hocam?

-Sen Nazlı'ya destek olacaksın içeridesin.

-Hayır ben gireceğim.

-Ali bizim sana ihtiyacımız var bir şey varsa tespit etmede yardım edeceksin.

-Hocam ben sevgilimi bırakmam.

-Ali.

-Hocam bırakmam.

-Peki o zaman. Gelin bakalım.

İçeri girip Nazlı'yı yatağa yatırdıklarında Ferman arkaya geçmişti ve makineyi çalıştırmıştı. Ali Nazlı'nın elini bırakıyordu. Makine çalışmaya başladığında Ferman ve diğerleri ekrana kitlenmişlerdi. Yaklaşık 10 dakika sonra korktukları manzara ile karşılaşmışlardı. Açelya ağlamaya başlamışken diğerleri kendilerini zor tutuyorlar. Ferman makineyi durdurduğunda Ali yavaşça Nazlı'yı yataktan indirdi. Birlikte dışarı çıktıklarında herkes onları bekliyordu. Onları öyle görünce Nazlı kavradığı eli daha çok sıkmaya başlamıştı.

-Ferman hocam.

-M-maalesef Ali. Akciğer kanseri.

Nazlı çoktan ağlamaya başlamışken Ali de kendini zor tutuyordu.

-A-ama ikinci evre daha geç kalmamışız.

-Ne fark eder ki.

Herkes Nazlı'ya dönmüştü.

-Kanser kanserdir hocam.

-Sevgilim gel biz seninle konuşalım tamam mı?

-Hı hı.

Ferman' dan onay aldıktan sonra yavaşça bir odaya girdiklerinde Nazlı ağlamasını şiddetlendirmişti.

-A-al-i k-kanserim ben.

-Şşşt tamam canım.

-Daha yeni gelmiştin ama sen. B-biz niye hiç hayatımızı yaşayamıyoruz?

-Yaşayacağız canım. Önce sen iyileşeceksin sonra evleneceğim, çocuklarımız olacak bizim.

-B-bana d-destek olmak zorunda değilsin. A-yrılabiliriz istersen.

-O ne demek ya?! Sen beni bu pamuk gibi ellerden, utanınca kızaran yanaklardan, aşkla parıldayan gözlerden, eşsiz kokudan, yattığım en güzel şey olan dudaklardan, fındık burnundan, en güzel melodi olan sesinden ayırmak mı istiyorsun? Sen bıraksan ben bırakmam. Sen iyileşeceksin ve biz evleneceğiz Nazlı Vefa.

-B-ben çok korkuyorum. Y-ya iyileşemezsem?

-Sen önce kendine inan. Bize ve hayallerimize inan bu yeter. Asla pes etmez benim sevgilim. En güçlü kadındır o.

-G-gerçekten mi?

-Evet sevgilim.

-S-seni çok seviyorum.

-Ben de seni çok seviyorum. Olacaksın değil mi tedavi?

-Hayallerimiz için.

-Aynen böyle işte. Gel buraya.

Ali kollarını iki yana açtığında Nazlı Ali'nin göğsüne kafasını bastırıp ağlamaya başlamıştı. Ali de onun saçlarını okuyordu. Eli her çekişi de saçla dolsa da okşuyordu. Yavaşça ayrıldı ve elini Nazlı'nın yüzüne koyup yanağını okşadı ve göz yaşını sildi.

-Sevgilim, bir şey daha var.

-N-oldu?

Ali derin bir nefes aldı ve yutkunarak konuştu.

-Saçların, kesecek miyiz?

-H-hayır i-istemiyorum.

-Tamam. Ama kendi kendine dökülürse daha çok üzülürsün.

-O-olsun. E-en azından Bir süre daha güzel olurum.

-Nasıl yani?

-S-sonuçta saçı olmayan bir kızı  kim beğenir ki?

-Kırılıyorum sevgilim. Ben seni saçın var diye mi sevdim? Ya da çok güzelsin diye mi? Ben sana, senin kalbine aşık oldum. Kalbin içinde dünyanın tüm güzelliklerini barındıyorken yüzünün ne önemi var?

-A-ama sen benim saçlarımla oynayamayacaksın.

-Ben de okşarım, uzadığında da bol bol oynarım.

-T-tamam keselim o zaman.

-Peki sevgilim. Ben keserim saçlarını.

-T-tamam.

Ali gidip bir tıraş makinesi aldıktan sonra Nazlı'nın yanına gelmişti. Yavaşça eliyle beraber Hastane banyosunda götürdü ve aynanın karşısına bir sandalye koyarak Nazlı'yı oturttu. Ali yavaşça makineyi çalıştırdığında Nazlı da gözlerini kapatmıştı. Makinenin her darbesinde bir göz yaşı akıyordu genç kadının. Yere dökülen saçlara eşlik eden makine sesi ile gözlerini açmaktan çok korkuyordu. O korkunç manzarayı görmek istemiyordu. Susan makinenin sesi ile ortamda oluşan bir süre sessizliğin ardından gözlerini araladığında gözyaşları şiddetlenmişti. Yavaşça elini alıp kafasına koyduğunda saçlarını hissedememenin verdiği acıyı içinde yaşıyordu. Ardından duyulan bir makine sesi... Kafasındaki elini indirip aynaya baktığında gördüğü manzaraya haykırmıştı. Genç adam makineyi yavaşça kendi saçlarına götürmüştü ve saçlarını özgür bırakmaya başlamıştı. Hafif tebessüm ederken genç kadın haykırışlarına devam ederek ağlıyordu. Saçlarını tamamen kestiğinde yavaşça yere çömeldi ve sevdiğinin ellerini avuçlarının arasına aldı. Genç kadın ellerindeki sıcak baskı ile ağlamasını hafifletmiş, haykırışlarını kesmişti.

-N-neden yaptın bunu ha? Neden sen de kestin saçlarını?

-Birlikte aşacağız bunu.

-B-bu saçlarını kesmenin g-gerektiriyordu. Y-yanımda olsan yeterdi.

-Biliyorum. Ama her aynaya baktığımda vicdan azabı çekecektim. Biriciğimin saçlarını ben kestim. Benim neden saçlarım var diye.

-S-sen N-nasıl bir şeysin böyle? Ben bunu söylemekten yoruldum ama ben seni hak edecek ne yaptım hiç bilmiyorum.

-Ben aynı cevabı vermekten yorulmadım. Sadece beni sevdin. Sen nasıl bir şeysin biliyor musun? Hani bir rüya görürsen de uyanmak istemezsin ya. İşte sen o rüyasın. Gerçek olamayacak kadar güzel.

Nazlı'nın ağlamaları artmıştı hemen kollarını Ali'ye sarmıştı Ali de  aynı şekilde karşılık vermişti. Kokusunu derin bir içine çekerken bir yandan da öpüyordu. Genç kadın ağlamalarını mutluluğa dönüştürülen yaşadığı en belirgin duygu olan aşkı saklamayı hiç ama hiç istemiyordu...
_________________________________________

Bir bölüm daha bitti. Görüş ve önerilerinizi bekliyorum. Yb için 75 vote yeterli

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 29, 2021 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

MELEĞİM #AlNazHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin