I

125 13 7
                                    

Jung Wooyoung populer bi çocuktu, nedeni ise belliydi.O, olağanüstüydü.Tüm evreni içinde topladığı parlak gözleri,tertemiz porselen cildi.. her şeye sahipti.Saçını sürekli değiştiyordu ama bu seferki açık lila rengiydi.Eskiden daha parlaktı, şimdi ise dalgalı perçemlerinin arasına ince gölgeler atmıştı, dağınık ama güzeldi.Hiç bir çaba harcamadığını bağıran görünüşü vardı ama kimse çaba harcamadan bu kadar güzel görünemezdi.

Ve konu sadece çekici olması değildi, bunun farkında olmasıydı.Koridorlardan bir amaç ve özgüvenle geçmesi etrafında olan herkesin ona çekilmesine neden oluyordu.İstediği herkese sahip olabileceğinin, parmağında oynatabileceğinin çok farkındaydı ve bu oyunu tehlikeli kılıyordu.
Koridorda onun hakkında çokta gizli olmayan fısıltılar duyduğunda göz kırpıyor,birine yakın durmasına ve ya fazla şey konuşmasına kızarmasına sırıtıyordu.İlgilenmiyordu. Asla ilgilenmemişti de. Onun ilgilendiği kadarıyla aşk bağlılık değil, bir oyundu.

Bugün diğer günler kadar normal bir gündü.Sabah dersleri Wooyoungun zamanın çoğunu yatmakla, saatin sesini dinlemekle, yanında oturan şanssız kişiyi "tanımaya çalışmakla" bir göz kırpımında bitmişti.Bu, yeni ders yılıydı, yani aptallıklarına ve gürültüsüne katlanacak yeni kurbanlar olacak demekti. Şimdi ise okulun "dokunulmaz" popüler çocukları olan yakın arkadaşlarıyla oturuyor ve hep havalarda olan aklıyla sohbete odaklanıyordu.Bu yılın ilk ayları onun için oldukça normal bir davranıştı, o yüzden kimse sorgulamıyordu.Gözleri huzursuzca öğrenciden öğrenciye geziniyor, bakacak bir şey arıyordu.

Baktığı yerde yüksek notlarıyla tatlı ama hep sorun yaratabilecek Yuqi'yi gördü.Sevimli yüzüyle herhangi bir genç kızın şeytani düşüncelerini gizleyen Sana'yı geçti. Beş yılın kayıtsız en iyi arkadaşı Hyungwon için gözlerinden kalp çıkaran sporcu Wonho'yu gördü. Daha sonra gözleri
kendini melanin kralı ve en büyük dedikoducu ilan eden Donghyuck'a takıldı. Wooyoungun bütün öğrenciler hakkında bilgi sahibi olmasının sebebi Donghyuck'tu.Gördüğü insan sayısı listeyi geçiyordu. Öğrenciler kafeteryaya geldikce tanıdık yüz sayısı çoğalıyordu.Okul dediği bu karadelikte, yıllar içinde yakından tanıdığı bi çok dost ve düşmanı vardı.En sonunda gözleri bir yüzde durdu.

Choi San. Gizem. Kimsenin tanımadığı çocuk. Kırmızı ve siyahtan oluşan dağınıklık, kalp kırıklığı ve kalp kıranlarla dolu hikaye, geçmişi ve bağlantısı olmayan biri. Kimse San'ı tanımıyordu ve kimse, bildiklerinden hoşnut olmadığı için gerçekten de onu tanımak istiyormuş gibi görünmüyordu. Soğuk, sakin, asabi, korkulu. Tüm okulun ondan korkması için yeterli sebeplerdi. Şaşırtıcı tarafıysa, herkesin ondan tiksinmesi bir sır değildi ama o, bunu umursuyormuş gibi gözükmüyordu. Diğer bir varsayımsa, insanları korkutmaktan zevk alıyor, yangına körükle gidiyor olmasıydı.

Bazı insanlar meraklıydı. Onun kim olduğunu merak ediyor, gerçek hayata pek uygun olmayan mutlu sonlu romantik filmlerdeki gibi tanımak ve iyi tarafını çıkarmak istiyorlardı. San hemen kestirip atıyor, umursamazca onlarla ilgilenmediğini ve beğenmediğini söylüyordu. Onun için aşk yoktu. Sadece aptal fantezisiydi. Yetişkin bir insanın inanmayacağı gerçekle alakası olmayan kusurlu bi masaldı. Buna rağmen, insanlar onun peşinden koşuyor, kendini insanlara açması için gözetliyor ve kalbini kazanılacak bir hediye olarak görüyorlardı.

İnsanların onu çekici bulmasının sebebi belliydi: güneşte cehennem alevi gibi parlayan kırmızı perçemleri, kusursuz soluk teni ve bozulmamış tuval gibi duran keskin yüz hatları.
Siyah ve parlak gözleri, ona aşık olan tüm şanssız kayıp ruhları hapsediyordu. San çok nadiren gülümserdi. Gülümsediğindeyse, karanlık bir odayı aydınlatır, binlerce güneşten daha parlak olur, gözleri yok olana kadar kapanır ve yanaklarında gamzesi belirirdi. Pembe dudakları adeta gül yapraklarını andırır, keskin çene hattını ve büyüleyici gözleri de yanına gelince ortaya göz alıcı güzellik çıkardı.

Yine de, Wooyoung ondan nefret ederdi. Küçümserdi. Belki, ona takılıp kaldığı için bir çok insanı hiç düşünmeden reddetmişti. Belki de, Wooyoung için fazla sakindi, ve ya değişmez sakinliğinin içinde karanlık gizliydi, en basiti San'ın yüksek notlarına kıskançlık duyuyordu. Ama bir şeyden emindi; Wooyoung San'dan hazetmiyordu. Ve diğerleri gibi ondan korkmuyordu.Bu onların karmakarışık ilişkisinin başlangıcıydı: Wooyoung San'a nefret ediyordu ve buna sakin kalmayacaktı.

Lucifer| woosanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin