Pijamalarımı giydikten sonra diğer kıyafetlerimi katlayıp sandalyenin üstüne koydum. Su sesi kesildiğinde Jungkook'un duştan çıktığını anlamıştım. Telefonumu yanıma alıp yatağa girdim. Ben internette gezinirken Jungkook da içeri girmişti. Umursamazca altındaki havlusunu yatağa attı ve şık kıyafetlerini giydi. Neden bu kadar şık giyindiğini anlamamıştım. İki düğmesini açık bıtakmış, tamamen siyah giyinmiş, saçlarını geriye atmış ve parfüm sıkmıştı. Ve bumları yaparken inatla bana bakmamaya devam ediyordu.
"Karnım ağırıyor"
"Git ilaç al"
"Başım da dönüyor"
"O zaman uyu Hana"
Göz devirip telefonumu baş ucuma koydum. Ellerimi göğüsümde birleştirip tavana bakmaya başladım. Son birkaç dakikadır hayatımda hiç bu kadar sıkılmamıştım. Jungkook ise telefonunu cebine koyup dışarı çıkmak için kapıya ilerledi.
"Nereye gidiyorsun bu hal ne?"
"Aşağıya gidiyorum. Otelin bir barı varmış, çok popülermiş. Oraya gidiyorum."
Aynada son kez saçını düzeltip göz ucuyla bana baktı.
"Tamam yeter bu kadar. Sıkılmaya başladım."
"Git televizyonu aç"
"Düzgün konuş"
"Git televizyonu aç aşkım."
"Çok komiksin Jungkook."
"Evet öyleyim aşkım."
"Tamam daha fazla yılışık konuşma"
"Tamam aşkım"
Resmen benimle dalga geçiyordu. Yaptığım şeyin hiçbir affedilir durumu yok ama yine de yaptığımın zerresi bana yapıldığında tahammül edemiyorum.
"Ben de geleyim bari"
"Senin başın dönmüyor muydu?"
"Aah... Evet dönüyordu. Ama şuan dönmüy-"
Daha sözümü bitirmeden kapıyı çarpıp gitmişti. Daha fazla katlanamıyordum. Sinirle üstümdeki pikeyi kenara çekip üstümü giymiştim. Jungkook'un dikkatini çekebilecek şeyin ne olduğunu biliyordum. Bunu yapmaya hakkım yoktu ama Jungkook'un böyle davranması son derecede sinirimi bozmuştu. Valizimden yeni aldığım kıyafeti çıkarmıştım. Sırt dekoltesiyle oldukça büyüleyici bir elbiseydi. Çok severek almıştım. Şimdiden Jungkook'un tepkisini görmek için can atıyordum.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Koyu kırmızı bir ruj sürüp ağır bir göz makyaşı yapmıştım. Madem öyle o zaman böyle.
Aynada son kez kendime bakıp odadan çıktım. Biraz benim de eğlenmeye hakkım vardı ama değil mi. Hem gece daha yeni başlıyor. Otel görevlilerinden barı bulmam konusunda yardım almıştım. Tarif ettikleri yoldan giderken yüksek sesli müziği ve alkol kokusunu almamla bara yakın olduğumu anlamıştım. Adımlarımı hızlandırıp bara girdim. Ortalık çok kalabalıktı ve her yer ışıklarla doluydu. Ben buradan Jungkook'u nasıl bulacaktım ki? Her neyse. Biraz eğlenmekten bir şey olmazdı bence.
