|27

162 11 0
                                    

İyi okumalar💋

-Başlamadan önce oy atın lütfen❤️

{Jungkook}

Tam 3 saattir ya koltukta oturuyorum, yada koridorda bir sağ bir sola yürüyordum. Hiç kimseden de tık yok. Her an 'ya fenalaşırsa da doktorlar farketmezlerse?' diye düşünüp beynimi kemiriyordum.

Birden yoğun bakımın kapısı açıldı ve
4 hemşire ve 1 doktor koşarak içeriye girdi.

Elimi ceplerinden çıkarıp kapıya doğru ilerledim. Umarım sevgilime bir şey olmaz. Yokaa kendimi asla affetmem.

"D-doktor bey, pardon."

"Buyrun beyefendi."

"Hm, içeride bir şey mi oluyor? Herkes yoğun bakıma girdi. Ya-yani bir-bir şey mi oluyor anlamadım. Nir şey mi oldu ki. Bir soru mu var. Her şey yo-"

"Beyefendi, ağlamayın."

Ben ne ara ağlamaya başladım. Şuan hiç kendim gibi değilim. Şuan yere düşüp bayılabilirim. Beynime kan gitmiyor, terlemeye başlıyorum.

"Siz hasta Bayan Hana'nın yakını siniz değil mi?"

"Evet doktor bey. Lütfen ona bir şey olmadığını söyleyin, lütfen."

Ağlamalarım konuşmalarımı bastırıyordu. Nefes almak da yeni doğmuş bebeğin yürümeye çalışması gibi zor geliyordu.

"Merak etmeyin bayım. Hasta gayet iyi. Başka odadan biri kriz geçiriyor. Hemşireler de onunla ilgileniyor. Kız arkadaşınız şuan gayet iyi durumda."dedi omzuma vurup teselli edercesine.

Elimi kalbime koyup duvara yaslandım. Bu lanet gün neden bir türlü bitmiyor!

" Bak evladım. Çok yorgunsun. Gözlerinin altı mosmor. Saçların dağınık. Kanla mış gözün zaten ap ayrı bir olay. Git evine dinlen. İçim rahat etmiyor böyle."

"Hayır, olamaz. Onu o buradan çıkana kadar bekliyeceğim."

O orada acı çekerken ben evimde lüks ve rahat bir konforla yatakta uyuyamam. Bunu yapamam. Kalbim el vermez buna.

Doktor iç çekti. Şuan kimin ne düşündüğü zerre umrumda değil. Şuan tek umrumda olan şey Hana.

" Madem öyle delikanlı. Şu koltukları birleştirin. Ben size yastık ve örtü getiririm."

"Çok teşekkür ederim doktor bey."

"Rica ederim."

Doktorun karşısında 90°eğildim ve tekrardan teşekkür ettim.

10 dakikanın ardından yastık ve örtü de geldi. Koltukları birleştirdim ve yerimi aldım.

Elbette uyumayacaktım o bu haldeyken. Sadece yatıp düşünektim. Hana ile geleceğimizi...

Kollarımı başımın arkasına yerleştirdim ve gözlerimi tavana diktim.

3 saat bitti. Geriye kaldı 21 saat...

_______________

"Beyefendi... Beyefendi!"

Güneş ışığının yüzüme vurması ve doktorun bana seslenmesiyle doğruldum. Her tarafım tutulmuş.

"Ah... Evet benim. Yoksa-yoksa bir şey mi oldu? Beni neden uyandırdın ki? Yani kötü bir şey mi oldu? Bir şey mi oldu!"

Hemşire bana bir bardak suyu verirken ben de doktordan gelicek cevabı bekliyordum.

"Hayır beyefendi. Saat 6 oldu. Hastane hasta kabul etmeye başlayacak. Kalksanız iyi olur."

Duyduklarını idrak etmeye çalışıyorum. Ne aksiyon ama.

Duvardaki saate baktığımda 1 saat uyuduğumu farkettim. Her tarafım ağrıyor. Fakat hiçbiri kalbimdeki ağrı kadar şiddetli olamaz.

" Peki hasta Hana nasıl?"

" Gayet iyi. Gözünü açmaya başladı. Hiçbir sorun olmadı. Hemşirelerden aldığım bilgiye göre sadece uykusunda ağlamış. Fakat canının acımadığını söyleyince bir müdahale yapmadık. Eh, sonuçta hasta psikolojisi."

Tabii ya. Hasta psikolojisi. Kesin öyledir.

Kafamı yerden çekip doktora baktım.

" Çok teşekkür ederim."

"Bu benim görevim delikanlı."

"Ah evet, öyle."

Doktor tam arkasını dönüp gidiyordu ki aklıma yoğun bakımda yatan Hana'nın durumu geldi.

"Parson doktor bey. Acaba hastayı ziyaret edebilir miyim?"

"Tabii, yarım saate normal bir odaya nakil yapacağız."

Kafamı onaylarcasına salladım ve doktora müsaade verdim. Ona bakıcak yüzü hiçbir tarafımda bulamıyorum. Fakat onu görmezsem bitkisel hayata geçebilirim. İşte böyle bencil biriyim ben...

_______________

Lavabodan çıkınca Hana'nın ailesini ve Mi cha, Jimin ve Eun su'yu gördüm. Yanlarına gittim ve selam verdim.

"Ah merhaba oğlum nasılsın, erken gelmişsin."

Bayan Kim oldukça endişeli ve sabırdızdı.

"Evet öyle oldu Bayan Kim."

Babası da doktorla olan konuşmasından sonra bize katıldı.

"Doktorla konuştum, hiçbir sorun olmamış."

Herkes derin bir 'oh' çekti. Bayan Kim de kendisini koltuklardan birine atı verdi. Bizim grup da aralarında konuşup gülüşüyorlardı. Mi cha dışında. O bana dün olduğu gibi kuşkulu ve kötü bakıyordu.

Dün yaptığım hareketten sonra onların yanına laik olmadığımı farkettim. Sanki aralarında gereksiz biriymişim gibi.

Bay Kim konuşmaya devam etti.

"Az önce Hana'yı normal bir odaya götürmüşler. Artık hep berber gidebiliriz."

Herkes bu duruma çok sevinirken ben birkaç adım geriye gittim. Hala onun yanına, hemde ailesi ve arkadaşlarıyla birlikte ziyaret edicek yüz bulamıyorum.

Şakacıktan midem bulanıyor numarası yaptım.

" Jungkook, sen iyi misin?"

" İyiyim Eun su."

Sözüme Kim ailesine bakarak devam ettim.

"Sizi ben bekketmeyeyim. Bensiz gidin. Bugün bir şey yiyemedim sanırım. Yorgunum da. Ben sizden sonra kendimi toparladığımda giderim."

İçleri rahat etmese de beni onayladılar ve odaya doğru gittiler.

Şaka maka cidden midem kazındı. Ve 1 saat uyudum. Bayılma ak için kantine gittim ve birkaç atıştırmalık aldım. Yalanım anlaşılmasın diye de tuvalette biraz zaman geçirdimgeçirsem iyi olucak...

~~~~~

Merhabalarr💗

Bu kitabı 1,02 kişi okumuş, çok mutlu oldum. Bir önceki kitabım pek tutmamıştı. Hiç oy, yorum vs gelmiyordu. Ben de bir süre ara verdim o kitaba. Yoksa aklımda çok güzel bir kurgu oldu fakat bölüm atmamı isteyen kimse olmayınca ben de ara verdim ona. Neyse. Bu kitap diğerine göre çok tuttu bu yüzden herkese teşekkür ederim.

Biraz daha oy ve yorumlar gelse çok daha mutlu olurum...

Bu aralar pek yazamadım farkındayım. Çok yoğunum diyelim. Fakat yazmaya çalışıyorum. Bu bölüm pek içime sinmedi, hatta hiç içime sinmedi fakat kendimi bölüm atmak için zorunlu hissediyorum bu yüzden de hemen atmak istedim.

Umarım bölümü sevmişsinizdir. Oy ve yorum yapmayı unutmayın.

Öptümm💋

Designer|JJKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin