limonta, kader

561 62 11
                                    

[pörpıl, keyifli okumalar diler.]

Ertesi günün öğle arasında her şey normal başlamıştı.

"Taehyung ve ben alışverişe gideceğiz Joonie."

Namjoon yemek yediğimiz esnada aniden ortaya attığım haberle kaşlarını çatmış sevgilisine sorarcasına bakmıştı. Taehyung hamburgerini yutamadan gözlerini irileştirmiş bana bakıyordu. Yoongi Namjoon'un aksine ilgili bir tonlamayla araya girmişti.

"Şu bahsettiğin çantayı almaya mı gideceksiniz?"

Başımı sallayıp gülümsedim. Açıkçası uzun zamandır ilk kez bu kadar çok bir ürünü dört gözle beklemiştim. Özel üretim olduğundan on yedi ülkeye sadece birer tane satışa açılacaktı. Aylar önceden adımı yazdırmıştım hızlı davranıp gidip onu kendim almam gerekiyordu yoksa randevu listesindeki başka biri gelmediğim için onu kendi alabilirdi.

"Taehyung bana planınız olduğunu söylememişti." dedi Namjoon çatalını bırakıp buzlu çayını alırken.

Taehyung lokmasını bitirip çekinerek dudağını ısırdığında onları izleyip Yoongi ile kıkırdıyorduk. Namjoon'un karşısında kedi yavrusuna dönüyordu Taehyung'um.

"Özür dilerim, fizik dersinde olanlardan sonra aklımdan çıkmış. Ekstra performans ödevi yapmak zorunda olduğumu hala kabullenemedim. Haber verecektim bebeğim gerçekten."

Taehyung açıklamasını yaparken Namjoon çatılan kaşlarını gevşetmiş Taehyung'un masanın üzerinde boşlukta duran elini eliyle kapayarak hafifçe okşamıştı.

"Ödevini birlikte yapabiliriz. Sadece bana böyle konularda emrivaki yapma bir daha."

"Dostum onu çok sıkıyorsun." dedi Yoongi kendi düşüncesini dile getirerek son lokmasını yemeden önce.

"Onu sevdiğimi bu şekilde gösteriyorum. Herkes farklıdır Yoongi."

Namjoon ve Yoongi'nin 'sevgiyi göstermek' üzerine olan atışmasını dinlerken sessiz kalmıştım. Çatalımla makarnamı deşmeyi bırakıp salata tabağımı bitirmek için tuza uzandığım sırada ise yemekhaneye yanında iki takım öğrencisiyle giren Seokjin'i görüp buzlu limonatamı üzerime boca etmem bir olmuştu. Refleksle ayağa kalktığımda tüm gözler üzerimdeydi.

Sikeyim.

"Sikeyim! Yeni almıştım."

Kolay küfür eden biri değildim ve çevremdeki insanlarda pek öyle rastgele konuşan tipler değildi. Bu yüzden sesli küfürüm yemekhanede yankılandığında dudaklarımı birbirine bastırıp iç çekmem bir olmuştu.

Yoongi, sanırım verdiğim tepki yüzünden şaşırdığından yerinden kalkamamış sadece diğer herkes gibi bana bakmayı seçmişti. Gözlerim masada kuru peçete ararken omzumun üzerinden birinin bana bir bez uzattığını fark edip refleksle almak için döndüm.

Teşekkür etmek için büyüttüğüm gülüşüm yüzümde donup kaldı. Eli elimin altında bana uzattığı bezi öylece tutup kalmıştım bir müddet.

"Dikkat et Park."

"Jin, yemek için geç kalmış olmalısın."

Yoongi, yerinden kalkıp yanımda dikildiğinde Jin'in elime bıraktığı bezi alıp üzerimi temizlemeye çalışıyordum.

"Daha erken yedim Yoongi. Maç için hazırlık yapmam gerekiyordu."

Taehyung bana gömleğimin berbat gözüktüğünü söylesede dikkatim yanımda Jin ve Yoongi'nin konuşmasında odaklıydı. Bir süre üzerimi silmeye devam edip sesimi çıkarmadım. Prova maçının sonuçları hakkında kısaca konuştuklarını işitmiştim. Fakat sonra bir şey oldu.

FILTER | 🎭Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin