roleplay, dart oku

508 47 30
                                    

[pörpıl, keyifli okumalar diler.]

Bazı anlar hayatınızın gidişatını kötü etkileyecek diye düşünürken, aslında sizi kurtarmak için oluşmuş büyülü evren planlamalarından ibarettir. Yani tabi bu tamamen şahsi görüşüm.

"İlkimsin."

Dudaklarım arasından çıkan kelimenin ne gibi sonuçlara sebep olabileceğini düşünmemiştim esasında. Aklımda olan tek şey Jin'in hayatındaki üçüncü erkek rolünü oynuyor olmamdı. Bu beni yalnız babaannemden aldığım teklif yüzünden rahatsız etmemişti üstelik.

İçimde tadını bilmediğim bir duygu baş göstermiş biraz hırslanmıştım. Ellerim saçlarını ensesinden yakalamış dudaklarımızı yeniden birleştirirken ağzımın içine büyük bir inilti bırakarak beni şaşırtmıştı.

Yoongi ile hiç öpüşüp öpüşmediğimi sormuştu iki hafta önce. Bense cevap vermek istememiştim çünkü bana kendi ağzıyla 'Sakın bana sana dokunmadığını söyleme' diyerek başlatmıştı bu oyunu. Bense söylememeye, onun egosunu beslememeye karar vermiştim.

Taehyung 'kabullen ve oyuna öyle başla' demişti ve bende o an için en zor olanı kabullenerek oyuna başlamıştım.

Ondan hoşlanıyordum, hayır, onu kazanmak istiyordum.

Ona bir açığımı verme ihtiyacı duymuştum. Basitçe onu manipüle etmiş tamamen köşeye sıkıştırmıştım bu gerçekle. Bunu beklemediği her halinden belli olduğundan içimdeki adrenalin giderek artmış, heyecanım arttıkça dudaklarına asılmıştım.

Yerlerimizi değiştirip bedenimi kolayca dolaplar boyu sürümüştü. Islak mermerlerin olduğu uzun alanda dakikalarca öpüşmüştük. Ellerinden biri kalçamı tutuyor beni kendine baskılıyordu. Bir diğeri ise deliğimde beni genişletmekle oyalanıyor kafayı sıyırıp çığlıklar atmak istememe neden oluyordu.

"Park, güzel deliğine benden başka ne aldın?"

Dudaklarımızı soluklanmak için ayırdığında terden ve nemden sırılsıklam olmuş tenimin bu kez utançla kızardığını hissederek başımı arkaya atmıştım. İçimdeki parmaklarının dokunuşunu daha derinimde hissetmek için rahatsızca kımıldanıp durmuştum. 

Anlamıştı ve ben anlayacağını hiç düşünmeyerek tüm haftasonu kendimle oynamıştım.

Sikeyim.

"Cevap ver, hadi Park, duymak istiyorum."

Dudaklarımı araladığımda maksadım cevap vermek değildi ama bir an için olsun kapıya vuran kişinin bağırmasına manasızca küfür etmiştim. Jin içimdeki parmaklarını çıkarıp derin soluk alışverişleriyle bana bakarak elini ağzıma ses çıkarmamam için kapadı.

"Hey kim var içeride?! Alo, aç kapıyı. Sikeyim ya kaptan saatinde sahada olmazsak bizi domaltır. Alo?! Kim var orada?"

Sesin sahibine birkaç kişi daha eklendiğinde korkuyla Jin'e bakmış küfür etmek üzere olan dudaklarına elimi kapatarak beni yere bırakmasını sağlamıştım.

Avuç içimi baskılayan dudaklarının varlığıyla bir anlığına titremiş, ondan işaret beklemiştim.Gözleriyle üzerimi işaret edip usulca dudaklarımdan elini çekti ve beni giyinme kabinine sokup çantasını gösterdi. Ellerim titremiş bedenim kapalı kabinde, bir karış uzağımda yüzüme doğru eğilip fısıldayışını dikkatle dinlemiştim.

FILTER | 🎭Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin