Scabbed Wounds

405 43 319
                                    

Bu şarkıyı dinleyin, dinlettirin.

Yazardan

   Ama kapıyı açtığında karşısında üstü başı kan revan içinde kalmış yalnız Chat Noir'i görmeyi beklemiyordu...

  Onu o halde görünce genç kız çığlık atma arzusunu zar zor bastırabilmişti. Ayakta durmakta zorlandığı her halinden belli olan Chat Noir'e yardım etmek istedi ama o ona yaklaşınca Chat Noir geri çekildi. Onun inat edeceğini anlayan Marinette kızları çağırdı ve kızlar da hemen geldiler. Onların yardımıyla da Chat Noir sendeleyerek odasına kadar geldi. Kendini yatağına bıraktı. Yaraları oldukça can yakıcı bir haldeydi. Rahat bir nefes alacağını düşünürken tahmin ettiği gibi kızlardan sorular gelmeye başladı. 

"Chat Noir noldu sana?"

"Neden bu hale geldin?"

"Diğerleri nerede?"

"Canın çok yanıyor mu?" Chat Noir'in dikkatini çeken şey Marinette'in bu sorusuydu. Ona sadece kendisi ile ilgili bir soru sormuştu. Onun için endişelendiği kaşılmış çatları, parıltısız gözleri ve bükülmüş dudağından belliydi. Garip hissediyordu Chat Noir, o yaralandığında da kendisinin onun için bunları hissetmesi garipti. Yine de onu üzülürken görmek istemiyordu genç erkek. Hem kendisi de haline üzülmeye değecek biri değildi. İkisi arasında bu bakışmaya tanık olan Alya ve Chloe ikiliye çaktırmadan odadan çıkıp onları başbaşa bıraktı. 

"Chat Noir, yaraların ç çok derin gözüküyor."

"Marinette beni yalnız bırakır mısın?"

"Ama olmaz Chat Noir, sana pansuman yapılması gerek. Yaraların enfeksiyon kapabilir." Chat Noir hafifçe doğruldu. Doğrulurken ağzından hafif bi acı nidası çıkınca Marinette refleks olarak onun yanına koştu ve ona yardım etti. Chat Noir tam su isteyecekken Marinette aklını okumuşcasına ona su doldurdu.

"Al iç, bir daha da ani hareketler yapma." Sakince suyu yudumladı Chat Noir. Ağlamamak çin kendini zor tutuyordu. Ağlamak istemesinin sebebi üzerindeki yaralar değildi kesinlikle. Kalbi çok ağrıyordu genç erkeğin. Bugün yine babası tarafından ölüme terk edilmişti. Hiç tereddüt etmeden ona acımasız ordusuyla  saldırmış ve acı çekmesini umursamadan gülerek çekip gitmişti. Ondan bir merhamet beklemiyordu Adrien ama merak ediyordu aynı zamanda. Eğer  bu durumun tam tersi olsa Adrien ona aynı şeyi yapar mıydı? Onu ölüme terk edebilir miydi bu kadar kolayca?  :)

  Bir anda içini boşaltmak ve  rahatlamak istedi genç erkek.  Babasının gerçek yüzünü gördüğünden beri - yani 6 yaşından beri- hiç haata düzgünce, hevesle tutunamamıştı. Hep psikolojik olarak bitik durumdaydı ama bunu belli etmek isteyeceği son şey olmuştu hep. Bunu saklamak için de duygusuz ve huysuz biri olarak görünürdü çoğunlukla. Oysa o da gülümseyebilmek, yeri geldiğinde eğlenebilmek, mutluluğu hissedebilmek isterdi ama bu ona yasaktı.

  Peki ya içini dökebilse, birazcık olsun bu yükten kurtulmaya çalışsa? Yapabilir miydi bunu? Marinette! Belki de bu kıza içini dökmeliydi, tüm duvarları yıkıp. Ya da hayır bu hiç akıl karı olmazdı. Ona hala güvenmiyordu, güvenemezdi de. Hayatındaki en büyük kazığı öz babasından yemiş biri nasıl iki günlük tanıdığı bir kıza güvenebilirdi ki? Bu yüzden ağzını açıp yine kızı kovmayı denedi.

"Bak Marinette, şu an sadece yalnız kalmaya ihtiyacım var, başka bir şeye değil."

"Yalnızlık yaralarına pansuman yapmayacak ama akıllı kedi!"

"Sen mi yapacaksın yani?" Genç kız gülümsemeye çalıştı.

"Evet neden olmasın? Hatırlarsan birkaç gün önce sen de bana yapmıştın!" Genç kız sargılı kolunu işaret etmişti. Genç erkek gözlerini devirirken kızın kolay kolay onu yalnız bırakmayacağını idrak edebildi ve genç kızın ilk yardım çantasını getirmesini bekledi. Birkaç kırılma sesinden sonra genç kız sonunda tekrardan Chat'in yanına gelebilmişti.

UPSIDE DOWN:LOVE~~MarichatHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin