What's Happening?

572 74 394
                                    


Önceki bölümden bir kesit:

"Belki de o kötü adamların soyundan geldiği için böyle şüphecidir, ha?

"Ne?"

Yazardan

"Luka, ne cürretle bunu söyleyebilirsin?" Adrien'ın sesi cürretkar ve öfke doluydu. Sinirden sıktığı elindeki damarların maviliği Marinette'in göz rengi gibi belirginleşmişti.

"Aaa şey ü-"

"Sen misin beni yargılayacak kişi?" Adrien Luka'nın karşısına geçmiş ve ona söyleniyordu. Tüm üyeler olay yerine toplanmış, herkes tedirgin ama kimse bir şey yapamıyordu.

"Bak Adrien, yanlışlıkla çıkmıştı ağzımdan." Luka ne kadar kendinden emin konuşsa da, Adrien tatmin olmamış aksine daha çok sinirlenmişti.

"Ben senin ne ima etmeye çalıştığını biliyorum Luka. Babamın öyle biri olması benim suçun mu sanıyorsun? Bunun beni mutlu ettiğini mi sanıyorsun? Geçmişimde böyle bir leke olmasının ve senin bunu kullanmış olmanın beni ne kadar sinir ettiğini bilmiyor musun?" Luka bir şey söyleyemiyordu. Hatası büyüktü çünkü Adrien'ı bildiği halde onu zayıf noktasından vurmuştu. Yine de ortamı biraz sakinleştirmek için ekledi.

"Adrien biliyorum, tamamen haksızım ama sen de biraz fazla agresifsin. Kıza ne biçim bağırdığını fark etmedin mi az önce? Sen de sakin olmalısın." Adrien Luka'nın söylediklerini umursamıyor gibi gözüküyordu. Sinirli gözlerini etraftakilerin üzerinde gezdirdi. En son gözleri kenarda gergin ve ürktüğü her şekilde belli olan Marinette'in üzerinde durdu. Kızgın bakışları şimdi öldürücü bakışlara dönüşmüştü. Elini kaldırdı ve başparmağını sırasıyla etraftakilerin üzerinde gezdirdi.

"Hiçbiriniz... hiçbiriniz beni yargılama hakkına sahip değilsiniz. Çünkü hiçbiriniz yaşadıklarımı yaşamadınız. Empati kurma konusunda mükemmel olsanız da beni anlamayacaksınız. Beni anlayıp anlamamanız umrumda da değil açıkçası. Ama size bir soru sormak istiyorum." Adrien'ın üzerindeki bakışlar şimdi merakla kaplanmıştı. Adrien da Marinette'in ilk defa gördüğü bir şekilde burukça gülümsedi dalgın dalgın bakarak.

"Hanginiz babanızın kötü olduğunu anladığında, onun insanları kolayca öldürmekten çekinmediğini anladığında ona karşı gelebilirdiniz? Ondan korkmayıp belki de ölebileceğiniz ihtimalini göze alarak onun karşısında durur muydunuz, Luka? Gerçekleri öğrendiğinizde hayata bir şekilde devam edebilir miydiniz? "  Burukça gülümsemesini söndürdü ve ekledi.

"Ben söyleyeyim, hiçbiriniz! Ve işte tam da bu yüzden beni yargılama hakkına sahip değilsiniz! " Adrien sinirle odayı terk ederken Marinette'in gözleri dolmuştu. Az çok anlayabiliyordu bir şeyler, kesin olmasa da. O da babasıyla ilgili kötü bir şeyler yaşamış belli ki babasının katil oluşuna şahit olmuştu. İçinden kendine lanetler yağdırdı. İnsanoğlu karşısındakinin içini bilmeden onu yargılamaya ne kadar da meraklıydı!

  Herkesin birbirne değişik bakışlar atmasını izlemekten sıkılan Marinette hızla Adrien'ın peşinden gitti. Onu gördüğünde ona seslenmek istedi ama buna cesaret edemeyip gittiği yere kadar onu takip etmeyi seçti. En sonunda Adrien odasına girdi, tam kapıyı kapatacakken Marinette kapının önünde belirdi. Onu görmesiyle şaşıran Adrien'ın bakışları burada ne yapıyorsun der gibiydi. Gerçek şu ki Marinette de buraya neden geldiğini unutmuştu. Sonra kekelemesine engel olamadan bir şeyler söylemeye başladı.

"B ben... Özür dilerim."

"Niye?" Bu güzel bir soruydu.

"Aaaa çünkü şey... Ben seni o şekilde görünce bunların benim suçum olduğunu düşündüm. " Adrien'ın yüz ifadesinden yine kendisini azarlayacağını anlayan Marinette eliyle onun ağzını kapattı. Adrien Marinette'in bu hareketine karşılık boş gözlerle ona bakmakla yetindi. Marinette ise pembeleşmiş yanaklarıyla açıklamısını sundu genç adama.

UPSIDE DOWN:LOVE~~MarichatHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin