•••~•••
Şu anda tam olarak neyin içinde olduğumu bilmiyordum. Etrafımda ki karmaşıklığa bakarken olayları anlamaya çalışıyordum. Yanımdan ellerinde kesici aletleri ile hızla koşarak geçen insanlar bana çarparken öylece duruyordum.
Kolumdan çekilmesi ile irkildim. Beni çeken kişiye baktığımda Jihwoon olduğunu gördüm. Bağırarak belirli bir yere giden insanların arasından çıkartıp bir odaya sokmuştu beni. Gürültüden uzaklaştığımızda kalbimin deli gibi attığını yeni farketmiştim.
Bir kaç saniye kendime gelmeyi bekleyip ellerini dizlerine koyarak hızlı soluk alan Jihwoon'a çevirdim gözlerimi.
"Neler oluyor?" Sorumla bana bir bakış atan Jihwoon arkasında ki sandalyeye attı kendini. O soluklanırken ben de daha önce görmediğim odayı süzdüm.
Rutubetli ve kullanılmayan bir odaydı. Eskimiş ve üst üste atılmış sandalyelerin yanında bir kaç ıvır zıvır vardı. Ve büyük kahverengi bir dolap vardı. Odayı süzmeyi es geçip Jihwoon'a döndüm tekrar. Ona dönmemle o da bana baktı.
"Yemekhanede kavga çıktı. Bloklar arası." Kaşlarımı çatarak ona baktığımda bakışlarımı çözmüş olacak ki ardından ekledi. "C ve D. Bizimle alakası yok ama E bloğunun patronu Jongin ve D bloğunun patronu Suho arasında bir husumet olduğu için kavgaya Jongin'in bloğuda girdi."
Durumu kısaca açıkladığında başımı salladım."A ve B neden girmedi kavgaya?" Jihwoon oturduğu sandalyede öne eğilip kenetlediği ellerini dizlerine koyarken bana küçümseyici bir bakış attı.
"Suga onu ilgilendirmeyen şeylerle uğraşmaz. Suga ilgilenmeyince otomatikman Jungkook'ta ilgilenmiyor." Parmaklarımı saçlarımdan geçirip bakışlarını umursamadan kapıya adımladım.
"Nereye?" Diye sorduğunda kapı kolunu tutup ona döndüm."Sesler azaldı. Dağılmışlardır belki. Hücreme gidiyorum ben."
Bir şey diyecekmiş gibi dudakları aralansa da omuz silkip sandalyeye yaslandı. Odadan çıkıp boş koridordan yemekhanenin ters ikametine doğru ilerledim. Olduğundan daha sessiz olan koridorlardan geçerken içimin ürperdiğini hissediyordum.
Köşeyi dönüp bizim bloğun koridoruna girecekken kolumdan tutulmasıyla bir odaya sürüklenmiştim. Hızla beni sürükleyene baktığımda kısık bir küfür ettim. Kapıyı kilitlemeye gerek duymadan kapatan Taş Kafa'ya baktım gergince.
Bana dönünce yüzünü pis bir sırıtış kapladı. Yerimde gergince kıpırdandım. "Hayırdır Taş Kafa? Şişlicen mi?" Dediğime yan bir gülümseme verdi.
"Hayır, daha çok eğleneceğiz." Yüzünde ki sinsi ifadeye bakarken kaşlarım çatıldı.
"Ne diyorsun yarram?" Küfrümü görmezden gelip arkama bir yere işaret verdi. Oraya dönecekken kollarım tutulup sertçe bükülünce acı ile tısladım.
Odada kaç kişi var amınakoyim.
Taş kafa bana doğru yavaş adımlarla gelince sıkıntılı bir nefes aldım. Arkamda ki adam olmasa geriye doğru adımlardım büyük ihtimalle. Biraz yaklaştıktan sonra durdu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
779•Yoonmin
ActionHapishanenin sevildiği kadar nefret edilen eşcinsel Yoongi'si ve homofobik olan Jimin'i.