Yavaş yavaş olaylar başlayacak.
•••~•••
Gözlerimi yavaşça aralığımda boynumun tutulduğunu farkettim. Dün gece boyunca Sungwoon ile konuşmuştuk ve o şekilde uyuyakalmıştım. Boynuma hafif masajlar yaparken yerimde doğruldum. Gözlerim köşede ki duvara takılınca yeni farkettiğim beden ile gülümsedim.
"Sana 20 yıl sürer demiştim." Sungwoon yaptığı işten başını kaldırıp bana baktı. Gülümseyip omzunu silkti ve elinde ki küçük keskin aletle duvarı delmeye devam etti.
"Yemek saatini kaçırdın." Başımı sallayıp büyükçe esnedim. Yataktan kalkıp küçük lavaboda elimi ve yüzümü yıkadım. Hoseok'un getirdiği yeni diş fırçası ve macunu ile dişlerimi fırçaladım. Temiz havlu ile ağzımı kurulayıp hücreden dışarı çıktım. Herkes dağılmış vaziyetteydi. Duvardaki saate baktığımda havalandırma saatinin yaklaştığını gördüm. O zamana kadar bir kahve iyi giderdi.
Merdivenlerden inip kimseyle göz teması kurmadan tas cezveye kavheyi koyduktan sonra iki şeker attım. Suyu ekledikten sonra ocağı açtım. Kahveyi beklerken etrafa göz gezdirdim. Bazıları grup oluşturmuş taburelerde otururken sesli konuşarak gülüşüyorlardı. Bazıları zemine oturmuş küçük işlerle uğraşıyordu.
Arkamdan ses gelmesiyle hızlıca dönüp kahveyi taşırmadan fincana döktüm. Ocağı kapatıp fincanı alarak boş bir yer bulmaya çalıştım. Christopher'ın yanının boş olduğunu görünce oraya ilerledim.
Chris geldigimi görünce yaptığı işten kafasını kaldırdı. Onun yanına oturup yaptığı şeye baktım.
"Ne yapıyorsun?" İlk bana bakıp sonra işine döndü. Ben de o sıra kahvemden bir yudum aldım.
"Su demiri görüyor musun?" Başımı sallayınca devam etti. "Onu keskinleştirmem lazım. Birazdan ocakta ucunu ateşe tutarak ısısını arttıracağım. Daha sonra taşla yontucam onu."
"Demiri nerden buldun?" Demirdeki fazla parçaları ve kirleri alırken göz ucuyla bana baktı.
"Bahçeden. Bitki tohumlarını toprağa atarken gördüm. Hızla cebime attım." Kahvemden bir yudum daha aldım.
"Iyi yapmışşın. Ne yapacaksın ki onunla?" Aklıma Sungwoon'un duvarı deldiği geldi. Chris'te bunu yapabilirdi. Ama Chris'in ne kadar hüküm yediğini bilmiyordum.
"Kendimi korumak için." Kaşlarımı çattım. "Burada çok ihtiyacın oluyor. Tabii sen daha bir şey görmedin. Durgun bir zamanda geldin. Lakin bunlar fırtına öncesi sessizlik Jimin."
Aklıma Taş Kafa geldi. Yine de bir şey demedim. "Her neyse kahve ister misin?" Kahveye bakıp yüzünü buruşturdu. "Sağol sevmem."
Ikimizde bir süre sessizce durduk. Kahvem bitince Chris gözüyle ocağı işaret etti. Kafamı sallayıp peşinden gittim. Bir şey dememişti ama ne demek istediğini anlamıştım.
O ocağı yakıp demiri tutunca önüne geçip kimsenin görmemesini sağladım. Isi bitince kısıkça teşekkür edip odasına gitti. Büyük ihtimalle havalandırma saatini odasında geçirecekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
779•Yoonmin
AcciónHapishanenin sevildiği kadar nefret edilen eşcinsel Yoongi'si ve homofobik olan Jimin'i.