~10~

172 13 6
                                    

Panik atak geçiren birisi değilim bu yüzden çok hakim değilim. Yine de Jimin'in yaşadığı duyguları göstermek için elimden geleni yaptım.

Panik atağı olan kişiler için geçmiş olsun dileklerimi veriyorum<3 Eminim ki çok zordur.

•••~•••

Gözlerim yavaş yavaş açılırken irislerime değen yoğun ışıktan dolayı gözlerim kısıldı. Kendime gelirken koluma bağlanan serumu farkettim.

Alıştığım bir süreç olduğu için yadırgamadan revire göz gezdirdim. Kimse yoktu.

Yerimden doğrulurken anlık başımın dönmesi ile yatağın kenarına tutundum.

Panik atağımdan dolayı hastaneyi çok sık ziyaret ederdim. Aslında şu son bir yıldır hastalığı yendiğimi düşünüyordum.

Aklıma bayılmadan önceki kısımlar gelince neden tetiklendigimi anladım. Uzun bir zaman sonra annemi aklıma getirmistim. Onu düşünmeyeli çok uzun bir zaman olmuştu.

Annemin her hasta olduğumda başucumdan kalkmamasından dolayı şimdi yanımda kimse olmaması ister istemez kötü hissettiriyordu.

Her ne kadar inkar etsem de ben hâlâ onun bıraktığı sevgiye aç bir çocuktum.

Kafamı yana çevirdiğimde masanın üstünde duran suyu almak için öne eğildim. Su biraz ileride olduğu için kendimi zorlamam gerekiyordu.

Parmak uçlarım bir türlü suya yetişmeyince sinirle dolan gözlerimi kırpıştırıp tekrar denedim. O sıra açılan kapı ile durup döndüm.

Içeri giren Yoongi ilk bana sonra elime bakmıştı. Yanıma yaklaşırken arkasından gelen gardiyanı farkettim. Gardiyan ikimizi süzüp olduğu yerde dururken Yoongi masanın önüne geçip suyu aldı.

Bana uzatıp geriye adımladı. Kısıkça mırıldanarak teşekkür edip kuruyan boğazımı ıslatarak suyu yudumladım. Çenemden akan suları elimin tersi ile silip bardağı masaya bıraktım.

Bu süre içerisinde gözlerini benden ayırmayan Yoongi'ye döndüm. Gözlerimiz kesişince gözlerini benden kaçırıp gardiyana döndü. Bir baş hareketi ile onu gönderip yanımdaki sandalyeye oturdu.

Gözleri bedenimde gezerken sonunda bana döndü. "Çok bir hasar yok gibi."

Başımla onaylarken "sanırım." dedim. Hasar bedenimde değildi zaten. Yoongi'de bunu biliyor gibiydi.

Gözlerimin en içine bakarak belki de en ihtiyacım olan soruyu sordu. "Iyi misin?"

Kötüyüm. "Iyiyim."

Yalan söylemek dilime öyle yapışmış ki otomatikman çıkıyor her şey ağzımdan. Bu yönümü sevsem bile bazen can sıkıcı hale geliyor.

Küçüklüğümden beridir bir çok şey için yalan söyledim. Ilk yalanım babamın annemi aldattığını öğrendiğim zamandı. Annem bir şeylerden şüphelenerek bana o soruyu sormuştu. Yalan söylemek zorunda kalmıştım. Babamın yakıcı bakışlarının altında başka bir şansım yoktu.

Ilk ve en büyük yalanımdı.

Yalanın dilime pranga vurulması benim değil kaderin oyunuydu. Benim de kadere uymaktan başka seçeneğim yoktu.

"Hoseok nerede?" Uzun bir zaman sonra konuştuğumda yere dalan Yoongi irkilmişti.

"Gitmek durumunda kaldı. Uyanınca beni arasın dedi." Elini cebine atıp külüstür ama işlevli gözüken telefonu bana uzattı.

779•YoonminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin