(Merhaba okuyucularım, omegaverse hakkında hangi hikâyeyi okusam başlamadan önce alfa- omega- delta- vita- mühürlenme ile ilgili açıklama olduğunu gördüm ve bir okuyucu olarak artık o bölümleri geçip hikayeye başladığımı fark ettiğimden bu terimler hakkımda bilgi vermedim. Biliyorum işin başındayım ve kusurlarım vardır.Eleştirilerinizi bekliyorum. Kurgu, dil, anlatım, özgünlük gibi konularda dönüt bekliyorum.iİlginize teşekkür ederim...Bazen yazım noktalama hatası yaptım, farkındayım.Kontrol etmeden attım tüm bölümleri affola:))
Seo yatakta melekler gibi uyuyan eşine baktı. Uyandırmak ve yeniden onu yiyip bitirmek istiyordu. Ona bakarken kurdu dayanamıyordu ama sevgili vitasına kıyamıyordu.
Üzerindeki takımı çıkardı, soğuk bir duş aldı. Banyodan çıkarken yataktaki melek yavaşca kafasını çevirdi. Odadaki feromon kokuları sakince deltasına bakmasına neden olmuştu. Gözleri buluştuğunda birbirlerine tatlı tatlı baktılar.
"Günaydın güzellik." dedi Seo.
"Çok mu uyudum." derken elini ensesindeki mühre dokundu gözleri yeniden mor olmuştu.
Yaşadıkları anlar bir bir gözlerininin önünden geçti, yılladır beklediği eşine kavuşmuştu özlemle kollarını açtığında delta ona sımsıkı sarılmıştı bile. Dudakları yeniden kenetlendi aşk şarabını içerken sarhoş oluyorlar şehvetle yanıyorlardı. Sevişmeye başladılar ve saatlerce yataktan çıkmadılar. Vita ve delta arasındaki müthiş uyum ikisini de sarhoş etmiş gibiydi. Defalarca boşaldılar özellikle deltanın gücü sınırsızdı sanki hiç yorulmuyodu. Son kez boşaldıktan sonra vita yorgunluktan bayılmak üzerdi. Seo onu sımsıkı sarmış kalp atışlarını dinliyor, kokusunu içine çekiyor, mühür yerini öpüyordu.Hava kararmıştı. Vitasına yavaşça seslendi öperek uyandırdı.
"Hadi kalk güzelim, seni yıkayayım, sonra da bi şeyler yemelisin." dedi.
Jin nazlanıyor, kalkmak istemiyordu zaten çok yorgundu, uyku yetmemiştir ki ona. Delta kalktı kuvveti ılık su ile doldurdu, içine rahatlatıcı esanslar döktü, yeniden eşine yaklaştı, bir prenses taşıyormuş gibi kollarına aldı.
Vita kucağındayken kıkırdadı.
" Tamam bırak kendim yürüyebilirim." dese de sadece nazlandığını ikisi de biliyordu ve bir santim bile ayrılmak istemiyordu deltasından.
Küvette deltanın göğsüne yaslanmış Jin sormak istedi ama durakladı. Halinden hemen anlayan Seo,
"Sorabilirsin tatlım, çekinme sana her şeyimi anlatırım, sen benim eşimsin." dedi.
Jin ona döndü gözünün içine baktı ve
"Neden gizlendin, seni bilmeden yıllardır bekliyorum. Neden yaptın bunu bana?" derken gözleri dolmuştu.
Üzülen Vitanın kalbine elini koydu.
"Öncelikle sana şu an ne kadar aşık olduğumu, seni için her şeyi yapmaya hazır olduğumu bilmelisin; senin her zerreni deli gibi seviyorum. Soruna gelecek olursak ben kalbiyle hareket eden biriyim ama bunu birkaç kişiden fazlası bilmez. Her zaman doğam gereği korktular benden. Hayat arkadaşımınsa benden korkmamasını istedim, ayrıca beni sadece güçlü olduğum için istemesine de dayanamazdım. Doğamız gereği mühürlenmemeliydik, aşk için olmalıydı. Seni gördüğümde ne kadar cesur olduğunu, kendi ayaklarının üzerinde nasıl da durabildiğini ve herkesin tapacak kadar güzel olduğunu gördüğümdeyse vuruldum sana. Yanıldım vitam, zaman kaybettim. Özür dilerim seni beklettim. Bense sensiz boş, duygusuz bi hayat yaşadım, sen yanımda olmayınca daha da saldırgan biri oldum. Gerçi şimdi daha saldırgan olabileceğimi hissediyorum, senin bu güzelliğinle sana bakan herkesi öldürebilirim."dedi.
"Hayır, kimseye saldırmak yok yaramaz delta." dedi kıkırdayarak ve devam etti.
" Bense senin yaşadığından bihaber olduğum için artık ümidimi kessem de baktığım her yüzde seni aramaya devam ettim. Hayat devam etmeliydi, bu yüzden çalıştım, başarılı bi hayatım olsun istedim. Şimdilik aşırı yakışıklı olduğun için seni affetsem de intikamını erteliyorum sadece." dedi deltasının yanaklarını sıkarak.
Duştan çıktıktan sonra odaya döndüklerinde her yerde mor orkidelerin olduğunu görünce çok şaşırdı Jin, sevinçle deltasına sarıldı, dudağından öptü.
" Aman Tanrım bu güzellikler burada ne arıyor, en sevdiğim çiçekleri nasıl bildin? diye sorarken hemen devam etti.
"Tabii ya Jenny' den öğrenmişsindir, eyvah bana kızmıştır, ondan hiçbir şeyimi saklamazdım, cinsiyetim hariç." gözlerini daha da kocaman açarak.
"Ayy şirkettekilere de dedikodu malzemesi oldum. Off ya çok utandım, napacm ben?"
Yıllardır sakladıkları gün yüzüne çıkınca aklına akın eden bütün düşünceleri sesli söylediğini deltanın gülümseyerek ona baktığını görünce anladı, yüzü kızardı oysaki deltanın yanında da cool olurum diye zamanında boş bir hayal kurmuştu bile, şimdiki haline bakılırsa tüm savunma sistemleri çökmüş, kendini her haliyle deltasına teslim etmişti bile.
O böyle kızarırken yeni eşine dayanamayan Seo kollarına almıştı eşini.
" Hiçbir şey için endişelenmene gerek yok güzelim, ikimizin hakkında kimse seni üzecek bir şey söyleyemez.Hem evliyiz artık, kim ne diyebilecek ki? Kimse cüret edemez, yakarım hepsini." derken vitanın burnundan öpmüştü.
Tabi ki beyaz kıyafetlerini giymiş ve mutfağa inmişlerdi. Evde ikisinden başka kimse yoktu ve afiyetle yemeklerini yemişlerdi.
Vita, Seo' nun bu kadar ince düşünen bi adam olduğunu görünce bir kez daha aşık olmuştu, her şey tam istediğine göre sevdiği gibiydi, şimdi karşılığını verme sırası Jin' deydi.
Bulaşıkları toplamaya başlayan deltanın arkasından beline sarılmış, elini t-shirtünün içinden yukarıya göğüs uçlarına götürmüştü...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vita
ChickLitOmegaverse dünyasına girdiğimde en sevdiğim konu olan ofis aşkınının delta- vita eşleşmesiyle harika olabileceğini düşündüm. ilk hikayemdir destek bekliyorum:) -smut vardır. -Homofobikler uzak durun.