6

9.4K 886 1.2K
                                    

13/05/2021
İyi okumalar😤🤚🏻👈🏻

Minho duyduklarıyla göz ucuyla sevgilisine bakındı. Kıskançlık zehir gibi her hücresine dağılırken etrafına yaydığı enerji de değişmişti. Jeongin fark edip hyungunun kolunu cimcikledi. Minho çatık kaşlarıyla Jeongin'e birkaç saniye sinirle bakıp tekrar henüz ayrılan ikiliye döndü.

Jisung mutlulukla uzun zamandır görüşemediği arkadaşına bakıp "Çok özlemişim. Bir ara sınıfça toplanmalıyız. Çok büyümüşsün." dedi. Jongho her zaman sevecen olan arkadaşına gülümseyip saçlarını karıştırdı.

"Ben de çok özlemişim. Sen hiç değişmemişsin ama Sungie. Hala çok tatlı ve güzelsin."

Minho duyduklarıyla kafasını sinir ve alayla yana doğru eğip tekrar düzeltti. Jeongin Jisung'un kolunu hafifçe çekiştirdiğinde Jisung korkutucu görünen sevgilisiyle göz göze geldi. Kesin kavga edeceğiz diye geçirdi içinden. Yutkunarak geri önüne döndü. Arkadaşının omzuna patpatlayıp "Teşekkür ederim Jongho. Sonra yine görüşelim. Baybayy." diyerek Jeongin'in koluna girip dışarıya doğru çekiştirdi.

Jongho tam anlam veremiyordu ki kendisine kötü kötü bakan bedeni fark etti. Gergince gülümseyip sevgilisi Yeosang'ın olduğu masaya doğru adımladı. Minho ise yüzünde karanlık ifadesiyle sevgilisinin arkasından ilerledi. Jeongin gelen Minho'yu görüp Jisung'a "Sakın büyük bir kavga etmeyin. Kaçtım ben." diyerek Hyunjin'in arabasına bindi. Arabaları uzaklaşırken Minho adımlarını sevgilisinin yanında durdurmuştu.

Jisung sevgilisinin koluna girmek için elini uzattığında Minho geri çekilip "Ona dokunduğun ellerinle dokunma bana." diye tısladı. Hayal kırıklığı ve üzüntü Jisung'un kalbini istila etti. Kafasını eğip sevgilisi ile birlikte arabaya oturdu. Minho hiçbir şey demeden arabayı çalıştırıp evlerine doğru sürdü. Jisung elindeki poşetleri sımsıkı tutup sessizliğe uyarak camdan dışarısını seyretti. Kırılan kalbini kendi kendine onarmaya çalışıyordu ama bunu kendi kendine yapması kalbini daha da kırıyordu.

Minho sakinleşemeyeceğini hissettiğinde direksiyonu sertçe sıkıp "O kimdi?" diye kendini sormaktan alıkoyamadı. Jisung göz ucuyla sevgilisine bakıp hemen kafasında nasıl davranması gerektiğini tarttı. Sevgilisi araba kullanırken onun sinirlerini bozacak şeyler söylememesi gerekiyordu. Hala cevap vermeyince Minho sinirle karışık bağırarak sorusunu tekrarladı. Jisung yutkunup kısıkça "Liseden arkadaşım." diye mırıldandı. Minho alayla "Her liseden arkadaşınla kollarına atlayacak birbirinize iltifat edecek kadar yakın mısınız?" dedi. Sorusu tehdit doluydu.

Jisung içinden parlayan sinir duygusunu göz ardı edip "Jongho'larla yakınım." diye fısıldadı. Minho dudaklarını yalayıp hahladı. Yüzü seğiriyordu. Jisung bulunduğu yerde küçülüp bakışlarını ellerine indirdi. Minho'nun az önce ona dokunmasına izin vermeyip iğrenerek uzaklaştığı aklına gelince gözleri doldu. Ağlamamak için dudaklarını sertçe ısırıp gözlerini kapadı. Derin nefesler alıp kendini sakinleştirmeyi amaçladı.

Kalan yolu sessiz geçirip hiçbir şey demeden arabadan indiler. Aynı şekilde eve aralarında bariz bir soğuklukla girdiler. Jisung ilerleyip yeni aldığı kıyafetlerle çamaşır makinesini açtı. Odalarına girdiğinde Minho'nun üstünü değiştiriyor olduğunu gördü. Altına eşofmanını giyip üzerindeki tişörtten çabucak kurtuldu. Tişört almak için dolabın kapağını açtığında beline dolanan kolları hissetti. Arabaya binmeden önce Minho'nun dedikleri tekrar kulaklarında çınlarken gözleri yine dolmuştu.

Sinirle dudaklarını birbirine bastırıp kendisini saran kollardan kurtuldu. Altındaki eşofmanı geri çıkartıp banyoya doğru ilerlerken alay ve kırgınlıkla karışık "Başkalarına sarıldığım bedenime sarılmak istemezsin dimi Minho?" dedi. Minho yaptığı hatanın yüzüne vurulmasıyla pişmanlık ile başını yere eğdi. Sevgilisinin arkasından ilerleyip "Öyle demek istememi-

Jisung lafını bölerek "Duymak istemiyorum." dedikten sonra kapıyı sertçe sevgilisinin yüzüne kapadı. Kapıyı da kilitleyip kendini duşa kabinin içine soktu. Açtığı suyun sesinin gözyaşlarının sesini dindirebileceğinden emin olduktan sonra tuttuğu gözyaşlarını bıraktı. Ses çıkarmamak için elini ağzına bastırıp yere çömelirken neden böyle olduğunu sorguluyordu.

Minho ise yüzüne kilitlenen kapıyla durumun ciddiyetini yeni yeni kavrıyordu. Sinirle küfredip yumruğunu arkasındaki duvara geçirdi. Yine kendine engel olamamıştı. Yine güzeller güzelini üzmüştü. Ellerini sinirle -kendine olan siniriyle- saçlarından geçirip çıktığı odasına geri ilerledi. Telefonunu alıp banyonun kapısının dibine oturdu. İnternetten yemek siparişlerini verip kendi dünyasıyla iç çatışmaya girdi. Gözyaşları kendisini dinlemeyip yanaklarından süzülüyordu.

Her defasında böyle oluyordu. Ani sinir ve kıskançlıkla ne yaptığının farkına bile varamıyordu. Fark ettiğinde ise çoktan her şeyi darma duman etmiş oluyordu. Kapının bir tarafındaki beden gözyaşlarının arasından sinirle kafasına vurup başını dizlerine gömerken kapının diğer tarafındaki beden üzüntüyle yere çökmüş suyun hıçkırıklarını bastırmasını umuyordu.

İkisi de yıpranmışlığın zirvesini yaşarken Jisung daha ne kadar yıpranabileceklerini düşünüyordu. Minho ise önceden yaptığı şeylerin Jisung tarafından bilinirse neler olabileceğini kurgulayıp daha da ağlıyordu.

Ama birlikte her şeyin üstesinden gelebilirlerdi. Değil mi?




13/05/2021
Öpüldünüz
MWAH

jealous Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin