9

9.7K 776 876
                                    

15/05/2021
İyi okumalar😽🧊








Jisung sevgilisinin parmaklarının başındaki rahatlatıcı hareketleriyle suyun sıcaklığı karışınca mayışmıştı. Minho sevgilisinin saçlarını durulayıp kabinden çıktı. Kendi bornozunu giyinip sevgilisinin de kabinden çıkmasını bekledi. Jisung gözlerini ovuşturarak kabinden çıkarken az daha düşüyordu ki Minho onu belinden yakaladı. Minho Jisung'a bornozunu giydirip elini sıkıca tuttu. Birlikte odalarına doğru ilerlediler. Jisung odaya girer girmez kendini yumuşak yatağa bıraktı.

Minho kendine ve sevgilisine iç çamaşırı çıkartıp yatağın üzerindeki giysilerini giydi. Hala yatan sevgilisine yaklaşıp alnını öptü.

"Hastalanacaksın güzeller güzelim. Kurulan da giyin."

Jisung kalkmasına yardım etmesi için ellerini bebek gibi aşık olduğu adama uzattı. Minho küçük elleri elleri arasına hapsedip kendine doğru çekti. Jisung doğrulup ayaklandı. Üşengeç hareketlerle üzerini giyinirken ağzını şapırdatıp "Minhoşum, su..." diye mırıldandı. Minho sevgilisini gülümseyerek izliyordu. Tatlılığına içi erirken su getirmek için mutfağa adımladı. Jisung Minho gittiken sonra altına bir şey giymeyi es geçip sevgilisinin arkasından ilerledi.

Minho elinde bir bardak su mutfağın ortasında telefonuna çatık kaşlarla bakıyordu. Jisung meraklanıp yanına adımladığında telefonunu kapatıp cebine attı. Jisung bozulmuştu. Minho suyu sevgilisine uzatıp "Beş dakikaya çıkıyorum aşk." dedi. Jisung suyunu küçük yudumlarla içtikten sonra üzgün bir şekilde "Hemen mi gideceksin?" diye sordu. Minho da aynı şekilde üzülerek kafasını salladı. Jisung sevgilisinin tişörtünü gitmesini istemediğini belli ederek çekiştirirken "Ama sabah dersim yok demiştin." dedi.

Minho sevgilisinin boşta olan elini tutup parmaklarını iç içe geçirdi. Yaklaşıp anlını anlına yaslarken "Sabah o saatte yoktu. Ama şimdi var." dedi. Jisung'un dudakları büzüldü. Dolu gözleriyle "Ama saat o kadar da geç değil." dedi. Minho sevgilisinin elini tutmayan elini yanaklarına götürüp göz altlarını okşadı. Büzülen dudaklara dudaklarını bastırdıktan sonra "Ben de gitmek istemiyorum. Söz veriyorum akşam erkek geleceğim aşkım." dedi. Jisung'un kalbi sevgilisinin ona seslenişi ve sımsıkı tutuşuyla ısınmıştı.

Burnunu çekip başıyla onayladı. El ele kapıya doğru yürüdüler. Minho sevgilisinden ayrılarak ayakkabılarını giydi. Jisung sevgilisinin çantasını sıkıca tutuyordu. Sevgilisine ilerleyip çantayı kenara bıraktı. Kollarını sevgilisinin boynuna dolayıp yüzünü boynuna gömdü. Minho da aynı şekilde kollarını sevgilisinin beline dolayıp yüzünü boynuna gömdü. Jisung ağlamaklı sesiyle "Dikkatli sür. Giderken bir yerden kahve ve yiyecek şeyler al. Tüm gün dans ediyorsun bayılıp kalmanı istemem. Güzelce yemeğini ye. Öğrencilerine nazik olmayı da unutma aşkım." dedi.

Minho gülümseyip sevgilisinin sırtını okşadı. Boynunda bıraktığı bir izi öpüp "Sen de aynı şekilde yemeklerini güzelce ye. Dışarı çıkacaksan üşütmemek için sıkı giyin. Kendine dikkat et ve..." yüzünü sevgilisinin boynundan kaldırıp yüz yüze geldi.

"Ben gittikten sonra ağlama."

Jisung gözlerinden bir iki yaş akarken çatlayan sesiyle "Şimdi ağlayabilir miyim?" diye sordu. Minho iç geçirip "Yapma ama böyle bebeğim. Akşam yine yanında olacağım. Sen bana trip atacaksın. Ama eninde sonunda yatağa girdiğimizde yine birbirimize sarılıp uyuyacağız." dedi. Jisung gözyaşlarının yanaklarından akmasına izin verip "Ama özlüyorum. Birlikte olduktan sonra seni hep yanımda istediğimi de biliyorsun. Şimdi sen gittikten sonra ben yine yalnız kalacağım. Sensiz burası ev gibi hissettirmiyor." diye fısıldadı.

Minho hem evin içinin hem de sevgilisinin üşüdüğünü fark ederek kapıyı kapatıp içeri girdi. Jisung yaşlı gözlerinin ardından ayakkabıyla içeri girdiği için ona kötü kötü bakarken gülmemek için dudaklarını birbirine bastırdı. Kapıya yaslanıp sevgilisini iyice bedenine yapıştırdı. Islak yanaklara öpücük kondurup "Sen de benim evimsin Jisung. Evde yalnız kalınca beni özlüyorsan dışarı çıkıp bir şeyler yap. Jeongin ile gideceğiniz parti hakkında planlar yapın. Mmh ne demiştin? Hah Jongho! Lise arkadaşlarınla buluş. İstediğin zaman gel beni ziyaret et. Diğerlerinin iş yerlerini basıp onları rahatsız et. Bir şey derlerse ben onları döverim. Hatta istersen hafta sonu çok istediğin kedileri sahiplenelim." dedi.

Jisung'un göz yaşları durmuş gözleri parlıyordu. Sevgi dolu hissederken beyninden bir sürü düşünce geçiyordu. Hepsi de Minho'ya ne kadar aşık olduğu ile ilgiliydi. Ama bunları es geçip sevgilisine "Acaba sen çift kişilikli misin? Yani dün ne yaptığını gördüm bugün ne yapıyorsun da?" dedi. Minho kahkaha atıp "Hayır. Hala seni kıskanıyorum ama düzeleceğimi de söylemiştim. Çünkü seni seviyorum ve sen ve mutluluğun benim için her şeyden önce geliyor." dedi.

Jisung sevinçten yerinde zıplayıp sevgilisinin yüzünü öpücüklere boğdu. Hayranlıkla geri çekilip "Tanrım... Beni daha ne kadar kendine aşık edeceksin be adam?" dedi. Minho dün ağlattığı sevgilisinin bugün sevinçten havalara uçtuğunu görünce gülümsedi.

Başarmıştı değil mi?

"Eğer bir gün bana daha fazla aşık olmayı bırakırsan bu aramızdaki şeyin eskidiği anlamına gelmez mi? Her gün seni kendime daha da aşık edeceğim. Çünkü her gün sana daha da aşık oluyorum. Sensiz yapamam Jisung."

Jisung ona aşık gözlerle bakarken çenesinden tutup derin bir öpüşmeye çekti. Jisung'un gözleri titreyerek kapandı. Bedeni kendini şaşırtmayıp sevgilisine teslim oldu. Minho kalın dudakları arasında ince dudakları ezdi, öptü. Çenesinden bastırarak sevgilisinin küçük dudaklarının aralanmasını sağladı. Dilini hiç geçmeden içeri yolladı. Minho sevgilisinin başı geriye doğru gitmesin diye çenesindeki elini boynuna getirip destekledi. Islak diller birbiri üzerinde kaydı. Dişleri birbirine çarpıp daha da hırslanmalarını sağladı. Nefessiz kalmaları umurlarında değildi. Jisung sevgilisinin dudaklarına mırıltılar bıraktığında sesli bir şekilde ayrıldılar. Islak dudaklarını birbirine bağlayan ıslaklı biraz daha uzaklaşmalarıyla koptu.

Minho düzensiz nefesleriyle başını arkasına yaslayıp "Sikeyim, geç kalacağım." diye mırıldandı. Jisung kesik nefeslerinin arasından güldü. Sevgilisinini çekiştirip kapıyı açtı. Yerdeki çantayı eline tutuşturup yanaklarını dudakları büzülecek şekilde sıkıştırdı. Dudaklarına defalara öpücük kondurup -sonuncusu biraz uzundu- "Geç kalacağım diye hızlı gitme." dedi. Ayrılıp çatık kaşlarıyla dudaklarına baktı.

"Lanet olsun ki dudakların da çok güzel duruyor. Maske tak. Görmesinler."

Minho kahkaha atıp sevgilisini kendine çekti. Boynunu koklayarak öpüp "Görüşürüz güzelim. Seni seviyorum." dedi. Jisung kendisinden ayrılan sevgilisine derin bir nefes verip kapının pervazına yaslandı. Merdivenlerin başındaki sevgilisine öpücük atıp "Ben de seni seviyorum Minhoşum." dedi.

İkisi de huzur dolu ve mutluydu. Gün içerisinde ne olursa olsun gün sonunda yine birbirlerine sarılarak uyurlardı.















16/05/2021
BOL BOL ÖPÜLDÜNÜZ
MWAH

jealous Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin