5

10.3K 899 1.2K
                                    

11/05/2021
İyi okumalar🌝🌚


Karanlık bulutlar gitmiş Güneş tam tepede bulutların bıraktığı soğukluğu ısıtmaya çalışıyordu. Jisung suratı asık bir şekilde yine bir iş görüşmesini kaçırdığını anlatmıştı. Felix yanındaki arkadaşının kendini çok suçladığının farkında olarak kollarını etrafına doladı. Jisung'un istemsizce dudakları büzüldü.

"Yine bir işe yarayamadım." dedi titreyen sesiyle. Jeongin hyungunun üzülmesiyle üzülüp "Öyle deme hyung. Sadece iş bulma konusunda biraz şanssızsın." dedi. Seungmin alttan onu cimcikleyip "Yani biz sana inanıyoruz. Güzel bir iş sahibi olacaksın. Sadece nasip değilmiş." dedi. Jisung Felix'in kolları arasına biraz daha girip "Bir yıldır mı? Gerçekten artık kendimi yük olarak görüyorum. Minho işe gittikten sonra evde hep tek kalıyorum ve düşüncelerimde boğuluyorum. Sabahları beraber kalkıp işe gidebilirdik. Benim de bir katkım olabilirdi. İşe yaramaz hissetmekte haklıyım." dedi.

Felix dişlerini arkadaşının kafasına geçirip "Minho böyle dediğini duyarsa hem çok kırılır hem de çok sinirlenir. Kaç yıldır birliktesiniz. Hatta bence evli sayılırsınız. Bunu dert edeceğini sanmıyorum." dedi. Jisung omuzlarını silkip "Belki de henüz evlenmemizin nedeni maddi açıdan yeterli olmamamızdır. Baksana siz evlendiniz ve ikiniz de bir işte çalışıyorsunuz. Jeongin zaten yeni mezun oldu bebek daha." dedi. Jeongin omuzlarını silkip önündeki pastadan bir çatal daha yiyerek "Biz daha bu sene eve çıktık Hyunjin ile. Sizinkisi 3-4 sene oluyor." dedi.

Seungmin kaşlarını çatıp "Bizim bu kadar çabuk evlenebilmemizin nedeni Chan ve Felix'in Avusturalyalı olması. Ailelerini ziyarete giderken Changbin ile beni de taktılar peşlerine kıydık nikahı. Yani maddi rahatlığımızdan değildi." dedi.

Felix onaylayarak "Ve ben o zamanlar çalışmıyordum. Biliyorsun yeteri kadar para biriktirdikten sonra şu anki işimden ayrılıp bir kafe açacağımı." dedi. Jisung çocuk gibi "Yine de benim gibi işe yaramaz değilsiniz." dedi. Jeongin bıkkınlıkla gözlerini devirip "Hyung bir şirkete başvuracağım. İstersen beraber başvuralım. Böylelikle görüşmeyi kaçırmazsın. Hatırlatırım sana ben." dedi.

Jisung parıldayan gözleriyle diklenip "Sahi mi?" dedi. Jeongin kafasını sallayıp onayladı. Jisung sevinçle ellerini çırpıp küçüğüne öpücük attı. Ani ruh değişimine gülüp öğle vakitleri bitene kadar sohbet etmeye devam ettiler.

Jeongin ve Jisung arkadaşlarının arabalarına binip uzaklaşmalarını izledikten sonra birbirlerine baktılar. Jeongin hyungunun koluna girip mağazalara doğru ilerlerken "Nasıl her defasında iş görüşmesini kaçırıyorsun ki?" diye yakındı. Jisung küçüğüne homurdanıp "Bilmiyorum ki. Bilerek anımsatıcı kuruyorum ama ya anımsatıcı kendi kendine silinmiş oluyor ya da o kadar hareketli bir gece geçiyorum ki unutuyorum görüşmeyi. Gittiğim görüşmelerde de ismimi öğrendikten sonra adam akıllı soru bile sormadan çıkabilirsiniz diyorlar. Cidden bende mi sorun?" dedi.

Jeongin kaşlarını çatıp "Peki Minho hyung ne diyor?" diye sordu. Jisung sıcak gülümsemesi yüzünü kaplarken "O olmasa bu kadar güçlü olamazdım. Her defasında beni teselli edip sonraki görüşmem için cesaretlendiriyor. Geçen bir vaz geçsen mi konuşması döndü ama bu kadar üzülmeme dayanamadığımdanmış. Gerçekten onu hak edecek ne yaptım? Onsuz kendimi düşünemiyorum." dedi

Zavallı Jisung.

Jeongin anladığına dair mırıldanıp elindeki giysileri hyungunun ellerine tutuşturdu. Kabinlere doğru itekleyip "Dene şunları. Üniversite partimize seni götüreceğim. Ve bu bir sır." dedi. Jisung kabine girip kapıyı kapatmadan önce kaşlarını çattı. Kendine çabuk olması için bakan küçüğüne "Ne partisi? Neden Hyunjin gelmiyor? Neden bu bir sır?" diye sorguladı. Jeongin Jisung'un sorularına göz devirip "Hani bir yıl önce senin de gitmek istediğin ama Minho hyung hasta diye gitmediğin parti. Herkes birini getirebilir ama sevgilisi dışında. Ben de seni götürmek istedim. Kafan dağılır hem. Çok güzel olacaksın çabuk giyin." dedi.

Jisung aklına gelen partiyle heyecanla kabinin kapısını kapadı. Üzerine kıyafetleri geçirirken geçen yıl sevgilisinin az da olsa ateşi olduğu için gitmeye gönlü el vermediği ama herkesin dilinden düşmeyen partiyi düşündü. Şimdi kendisi de gidebilecekti. En son ne zaman bu kadar şık göründüğünü bilemeyerek hayranlıkla aynadan kendine baktı. Yüzünde parlak gülümsemesiyle kabinden çıktığında Jeongin elinde başka kıyafetlerle aynı şekilde gülümsedi.

Eliyle dönmesini işaret edip "Harikasın. Ama bunları da dene." dedi. Jisung eline tutuşturulan kıyafetlere gülüp tekrar kabine girdi. Bir sürü mağazaya girip denemedikleri kıyafet kalmamıştı. Yine de fazla kıyafet almamışlardı. Hava kararmaya başladığında kendilerini yorgunlukla bir kafeye attılar. Gelen saçlarının yarısı siyah yarısı sarı garsona kahvelerini söylediler. Jeongin saate baktıktan sonra gözlerini şaşkınlıkla aralayıp "Oha. Bizimkilerin işten çıkma saati gelmiş." dedi.

Jisung duyduğu gök gürültüsüyle camdan dışarı yağmaya başlayan yağmur bakıp "Yağmur da yağıyor. Minho'yu arayayım." dedi. Jisung sevgilisini arayıp kendisini konumunu attığı kafeden almasını isterken Jeongin de aynı şekilde Hyunjin'i aramıştı. Parti hakkından konuşup bir yandan da kahveleribş yudumluyorlardı. Bir süre sonra Lee Minho kafeden içeri girip birkaç gözün ona dönmesini sağladı.

Minho gördüğü beden ile gülümseyip masalarına adımladı. Sevgilisinin saçlarını öpüp yanındaki sandalyeye oturdu. Jisung yorgunlukla kafasını sevgilisinin omzuna yaslayarak Jeongin'i işaret etti.

"Bu bebek şeytan bana tüm mağazaları gezdirdi. Çok yoruldum. Öğleden beri geziyoruz."

Minho gülüp Jeongin'e "Hyunjin'i mi bekliyoruz?" diye sordu. Jeongin onaylayıp kahvesinin son yudumunu da içti. Jisung sevgilisinin ellerini elleri arasına alıp "Minho evde yemek yok. Sen de açsın ben de açım." dedi. Minho sevgilisinin ellerini dudaklarına götürüp öptükten sonra "Geçen canın hamburger çekmişti. Hamburger sipariş veririz." dedi.

Jisung onaylayan mırıltılar çıkartırken Jeongin yüzünü buruşturup "Sizinleyken kendini yalnız hissediyorum. Hyunjin'im nerde benim?" diye yakındı. Minho ve Jisung onun bu haline gülerken Hyunjin arabasını park edip sevgilisini aramıştı.

Jeongin çalan telefonuyla heyecanla "İyi insan lafının üzerine gelirmiş. Aşkım ya." dedi. Telefonunu açıp "Geldin mi? Gelmiş ol lütfen." dedi. Hyunjin sevgilisinin heyecanına gülüp "Geldim geldim. Dışardayım." dedi. Jeongin "Hesabı ödeyip geliyorum bekle beni bebek." diyip telefonu kapadı.

Üçlü kalkıp hesabı ödemek için kasaya geldiğinde Jisung'un gözü kafenin kapısından içeri giren kişide takıldı. Sevgilisi hesabını öderken aynı şekilde ona gülerek bakan arkadaşına yürüdü. "Jongho!" diye atılıp kollarını etrafına doladı. Jongho da aynı şekilde kollarını çok sevdiği arkadaşının etrafına doladı.

"Jisungie~~"









13/05/2021
ÖPÜLDÜNÜZ
MWAH

jealous Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin